Yaz aylarında ilaç gibi "Boza"
Evinizde otururken hiç beklemediğiniz anda dışarıdan gelen ve sokakta yankılanan ‘Bozaaaa’ sesi eminiz ki, birçoğunuzu eski zamanlara götürüp uzaklara daldırmaya yeter. Gerek tadıyla gerekse çok eskilerden gelen kültürüyle boza, soğuk kış gecelerinin olmazsa olmazı, eskilerin vazgeçemediği gelenekselleşmiş bir Türk içeceğidir.
Fermente bir tahıl olan bulgurdan veya mısırdan yapılan bu içecek, genellikle şifa niyetine içilir ve çoğunlukla kış aylarında tüketilir. Bozanın içeriğinde su, şeker, maya ve bazen de yapılışına göre mısır unu bulunur. Boza tat olarak, hafif ekşi ve tatlı bir içecektir. Probiyotik kaynağı olan boza, başta bağışıklık sistemi olmak üzere vücuda çeşitli yarar sağlar.
İsteğe bağlı olarak, ısıtılarak ya da soğuk olarak tüketilebilen bozayı daha detaylı incelemeniz için sizlere şimdiden keyifli okumalar dileriz. Boza çeşitli sebepler için kullanılabilir. İster ara öğün olarak ister şifa bulmak için porsiyon kontrolü yaparak bozayı tüketebilirsiniz.
Boza, çoğunlukla kış aylarında tüketildiğinden çoğu insanın aklına sıcak içilmesi gerektiği gelse de, boza genellikle soğuk olarak tüketilir. Sunumu tarçın ve sarı leblebiyle yapılan bozaya, tarçını toz şeklinde sarı leblebi ise bütün şekilde bozanın içerisine atılır. Normal içeceklere oranla daha koyu kıvamlı olan bozayı, dilerseniz kaşıkla tüketebilirsiniz.
Boza tüketiminizi diyet dönemine denk getirirseniz, biraz daha dikkatli tüketmeniz gerekebilir. Boza, sağlık açısından vücutta şifa kaynağı olarak rol oynasa da yüksek kalori içeriği sebebiyle tüketildiği zaman 1 porsiyonu aşmamak gerekir. Hali hazırda yüksek kalori içeriğine sahip olan bozanın içerisine eklenen leblebi de kalorisine kalori katacağından haftada 2 kez birer porsiyondan boza tüketimi sizler için yeterli olacaktır.
Bozanın yapımı ülkeden ülkeye, kişiden kişiye göre değişse de ülkemizde genellikle boza hammaddesi olarak darı kullanılmaktadır. Hammadde olarak ülkeler genellikle, ülkesinde en çok üretilen tahıl ürünü seçer, dersek yanlış olmaz. Mısır, arpa, yulaf, çavdar, buğday, karabuğday, gernik gibi çeşitli tahıllar kullanılır.
Boza tarifini yapmak için öncelikle derin bir kaba, pilavlık bulgurunuzu ve pirincinizi koyun. Koyduğunuz kaba sıcak suyunuzu döküp üzerini kapatın ve suyunu çekmesini bekleyin. Suyunu çeken bulgur ve pirinci düdüklü tencereye aktarıp üzerine 6 su bardağı su ekleyip haşlayın. Haşlarken suyu azalırsa, kaynamış sıcak su ilavesi yapabilir, kıvamını açabilirsiniz. Daha sonra blender ile elde etmiş olduğunuz karışımı püre haline getirin ve ince delikli bir süzgeçten geçirin. Elinizde kalan posayı ister çöpe atabilir isterseniz de farklı amaçlar için kullanabilirsiniz.
Süzgeçten geçen bulgur lapasına şeker, boza mayası ve vanilyayı ekleyin. Daha sonra, elde ettiğiniz boza karışımının ekşimemesi için üzerini bir sofra beziyle kapatıp güneş görmeyen bir yerde oda sıcaklığında 24 saat bekletin. Mayalanması için boza karışımının kapağını ara sıra açıp karıştırın. Mayalandıkça koyulaştığını göreceksiniz. Kıvamını kendiniz ayarlayabilir, dilediğiniz kadar su koyabilirsiniz. Son olarak, soğuması ve daha yoğun bir kıvam alması için buzdolabında bekletin, servis yapacağınız zaman, üzerine damak tadınıza göre leblebi ve tarçın ekleyebilirsiniz.
Bozayı, buzdolabı sıcaklığında 1 haftaya kadar muhafaza edebilirsiniz. Ancak uyarmamız gerekir ki, bu süre zarfı boyunca bozanın fermantasyonu devam edeceğinden ilk günkü tazeliğini koruyamayabilir, her içimde tadını farklı alabilirsiniz. Ayrıca, daha uzun süre geçmesi sonucunda, bekletilmiş boza tüketiminin mide bulantısına ve besin zehirlenmesine yol açacağını unutmamak gerekir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.