Prof.Dr.M.Okuyan

Prof.Dr.M.Okuyan

Hucürât 49/11. âyetin düşündürükleri

Dini hayatımızla ilgili konularda ilk müracaat edeceğimiz kaynak olan Kur"ân-ı Kerîm, insan hayatında karşılaşılan çeşitli sorunlara yönelik çeşitli çözümler getirmiştir. Esasında Kur"ân, belli bir sorunu çözmek için çözüm yolları önermesinin yanında sorunların meydana gelmesini önceden engelleyici birtakım yönlendirmelerde de bulunmaktadır. İnsanlar bazen kendi iradelerini kendi zanlarına göre şekillendirip bazı uygulamalara girişirler; fakat bir süre sonra yaptıklarının hatalı olduğunu anlarlar. İş işten geçmeden önce önlem alınmadığı için de onulmaz bazı sonuçların doğmasına mani olamazlar. İşte sıkıntılı sonuçlarla karşılaşılmaması noktasında Kur"ân"ın önerdiği çok önemli bir hususu burada ele almak ve Kur"ân"ın uyarısına dikkat çekmek istiyoruz.
Medine"de indirilmiş olan, 18 âyetten meydana gelen ve toplum hayatına dair bazı hatırlatmaların yer aldığı Hucürât sûresinin 11. âyetinde bakınız Yüce Allah nasıl uyarılar yapıyor: “Ey iman edenler! Bir topluluk bir başka topluluğu alaya almasın. Belki alaya alınanlar alay edenlerden daha hayırlı olabilir. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki alaya alınanlar alaya alanlardan daha hayırlı olabilir. Birbirinizi karalamayın, birbirinizi (kötü) lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir isimdir! Kim de tevbe etmezse işte onlar zalimlerin ta kendileridir.” Bu âyete göre müminler birbirleriyle alay etmemekle emr olunmaktadırlar. Alay etmek Hümeze sûresinde de belirtildiği gibi bazen kaş göz işaretleriyle, bazen de sözlerle gerçekleşir. Böyle bir tutum Müslümana yakışmaz. Müslüman, başka insanların ayıplarını araştıran ve onları deşifre eden insan olmamalıdır. Hele hele bir insanın yüzüne söyleyemeyeceği şeyi arkasından hiç söylememelidir. Buna Kur"ân “gıybet” adını vermekte ve bu işi, “ölmüş kardeşinin etini yemeye” benzetmektedir (Hucürât 49/12). Hz. Peygamber de bir hadislerinde gıybeti “kardeşini, hoşlanmayacağı bir şekilde anmak” diye tanıtmıştır. Günümüzde insanımızın maalesef en çok yaptığı hatalardan birini gıybet oluşturmaktadır. Yüz yüze gelindiğinde en ufak bir yanlışlık yapmamaya özen gösterip arkasını döndüğünde ağza alınmayacak söz ve hakaretleri dizdirmek Müslümanlık öğretisine uygun bir davranış değildir.
Yukarıda mealini verdiğimiz âyette Yüce Allah alay etmeyi ve birbirini küçük düşürücü ifadeler kullanmayı müminlere yasaklamaktadır. “Birbirinizi karalamayın” ifadesinde de çok önemli bir incelik gizlidir. Yüce Allah müminleri bir vücut gibi kabul ettiği için “bazılarınız bazılarınızı karalamasın” demiyor da “kendinizi karalamayın” ifadesine yer veriyor. Demek ki bizler tek insan gibi kabul ediliyoruz ve yapılan bir davranışı kendimize yapmışız gibi nitelendiriyoruz. Biz, birbirimizin dostuyuz, iyilikleri birbirimize emreder, kötülüklerden birbirimizi uzaklaştırmaya çalışırız. Bu görev de bizlere yine Yüce Allah tarafından Tevbe 9/71. âyette verilmiştir.
Müminler birbirlerine de diğer insanlara da “kötü lakaplar” takmamalıdırlar. Çünkü inanan insan için imansızlık anlamına gelebilecek isimlendirmeler ona yapılabilecek en büyük kötülükler arasında yer alır. Bu itibarla gönül kırıcılıklara neden olabilecek davranışlardan özellikle kaçınmak Yüce Allah"ın bize yönelik emirleri arasında önemli bir yer tutmaktadır. Hakaret, gıybet, dedikodu, aşağılama gibi insan onurunu zedeleyen yaklaşımları Yüce Allah yasaklamakta, bunların neden olabileceği olumsuz sonuçlarla karşılaşılmadan önce önlem alınmasını Müslümanlardan istemektedir.
Kur"ân"ın öğrettiği ve öğütlediği davranış modellerini yaşamak öncelikle Müslümanların görevidir. Kendi dinimizin gereklerini önce biz yapmalı, sonra da başkalarından benzer davranışları beklemeliyiz. Bakara 2/44, 286 ile Saff 61/2-3. âyetlerde bu husus çok net bir şekilde ortaya konulmaktadır. Birbirimizin yüzüne daha rahat bakacak şekilde davranmayı başarmak zorundayız. “Dünyada evine, barkına, semtine, şehrine vs., gitmeyiz olur biter” diyemeyiz. Burada görüşmezsek bile öbür âlemde, üstelik herkesin huzurunda birlikte olacağımızı, bir araya getirileceğimizi bilerek davranmak durumundayız.
Bu duyarlılıkta davranmamız dileğiyle hepinizi Allah"a emanet ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof.Dr.M.Okuyan Arşivi
SON YAZILAR