İnsanın kutsandığı “Taguti “bir varlık olarak kabul edildiği ne ilk ne son olacaktır.Vatanın her karış toprağını kutsarız.Havasına,suyuna,taşına toprağına canlar feda deriz.İstanbul'un tek bir taşına Acem mülkünü feda eden şairlerimiz çıkmıştır..Eyvallah! Bu duygu ve inanç zenginlimizdir.Geçmiş zamanlarda Firavunlar,Tiranlar gibi yarı tanrısal liderler yaşamıştır.Tevfik Fikret :İnsan kendi putunu kendisi yapar,yine kendisi tapar!..”demiş.

İnsan her yerde insandır.Tarih yaşanmışlıkların bir tekrarıdır.Sadece şartlar ve imkanlar değişmiştir. Führer, Duce,Ayetullah,Şehinşah,Ulu Önder,Milli Şef her biri zalim ,faşist,tek lider,halkın ve partisinin tartışılmaz lideri kabul edilmişdir.Kimi kılıç gücü ile ,kimi ikna yolu ile ,kimi dini kullanarak kitleleri kendine ram eylemişlerdir.Hepsi “şirk”e kapı aralar.Yine kurumları,siyasi liderleri, dini kanaat önderlerini kutsamak aynı yola çıkar.;Cenab-ı Hak(Lokman 33;Fatr 5;Hadid14)'ta uyarıyor: “Aldatan,Bizi Allah ile aldatmasın!”diyor.Sözün bittiği noktadır.Batı Hırıstiyan dünyası Fatih Sultan Mehmet Han 'la ,din adamları tarafından aldatıldıklarını,Kilise tarafından sömürüldüklerini ,kralların kutsiyeti olmadıklarını öğrendi.Aydınlanmanın önü açıldı...Ya bizde?

“Başbakan'a dokunmak bile inanın bence ibadettir.”diyen...Partiye üye olmak Başbakan R.Tayyip Erdoğan'a nikahla bağlanmaktır”demek...”Bizim için ikinci peygamberdir”....”Kurtarıcımız Mehdi'mizdir.”.. “Tayyip'i üzmek (Haşa!!)Allah'ı üzmektir”...”Her gün iki rekat şükür namazı kılınması...”çağrıları beşeri kutsamak değilse, zihinsel cinnet, hezeyan demektir.

Son dönemlerde değişen siyasi konjonktürde İslami hassasiyetler müsait iklimi bulunca siyasetçinin iştahı kabardı.Camii ve İmam Hatip okulları hedef alındı.

Son örnek Canik'te yaşandı.Bir yıl önce,3 Temmuz/4 Temmuza bağlayan o “Kara gece”de 13 canın ve milyarlarca maddi zararın yaşandığı,o meş'um sel felaketinin mağdurları feryat figan ederken, halka inat ,facianın baş sorumlularına hala ”Hizmete bir türlü doymayan, yaptıklarını tamamen ibadet aşkıyla sürdüren”diye methiyeler düzmek ne kadar acı!

38 dönümlük alan içine yapılacak İmam Hatip lisesinin temel atma törenlerinde de benzer ifadeler kullanıldı.Adı, önce “Mehmet Akif Ersoy Anadolu İmam Hatip Lisesi “konuldu.Sonra değiştirildi . Kampüse verildi.Son olarak yapımını üslenen işadamı Galip Öztürk'ün adında karar kılındı. Değiştirilmesi çok ilginç.Paranın gücü, tarihi şahsiyetlerin önüne geçebiliyormuş!Söylendiğine göre okul ,Türkiye'nin en büyük Anadolu İmam Hatip'i olacak(mış)!Kampüs içinde eğitim veren ilk ortaöğretim kurumu olma özelliğini taşıyacakmış.Afrika'dan bile öğrenci alınacakmış!.Bakalım, İstiklal marşı'nı,Gençliğe Hitabı öğrenirken,Bayrak törenlerinde neler düşünecekler!?

Galip Öztürk, Metro Holding Yönetim Kurulu Başkanı ,hayırsever genç bir işadamı .Hayat hikayesi film gibi,roman gibi .Öz geçmişi,okuyacak öğrencilere örnek olacak!..Başarının okumaya bağlı olmadığı, Sakıp Ağa gibi,Vehbi Koç gibi düzenli olmasa da ,Cavit Çağlar'a benzer bir serüven yaşadığı anlaşılıyor.Sonra, Sabancı'ların, Koç'ların, Ulusoy'ların, Boyner'lerin,Zorlu'ların,Doğuşların kulübüne girmeyi başarması az iş sayılmaz.Nerden nereye...Ama öyle ama böyle.Haticeye değil,neticeye bak sen.Hele “hayır hasenatta”, 21 yaşında köyünde -iki derslikli- bir okulla başlayan hamiyetseverlik öyküsü,”daha çok çalışarak, daha çok kazanarak,yaşadığı sürece 100 okul yaptırma “ sözü, siyasetçi ve devletin brokrat takımını aynı karede buluşturması övgüyü hak etmiyor mu?Bence,bu okulda okuyacak yerli yabancı öğrenciler çok şanslılar!!.Önleri açık !!!

Nerde okudun?Diplomanda ne yazıyor?Harward gibi,TED,Saint Joseph,Galatasaray gibi üçreti,markası dudak uçuklatan okullardan aşağı kalmayacak!Öyle olmasa bu kadar şaşaaya gerek duyulmazdı. Siyasetin ve yerel yönetimin karar vericileri iki kürek harcı kutsamaya koşmazlardı. Hiçbir düz lisenin,meslek okulunun temel atma töreni böyle tantanalı olmamıştır.

Acaba bir gecede tüm “liseleri” bir kalemde Anadolu unvanı ile sınıf atlatan anlayış,tüm liseleri Anadolu İmam Hatip lisesine dönüştürse olmaz mı?Çılgınlık demeyin,akıl tutulması hiç!!...

Camii törenine katılan konuşmacılardan biri:”Türkiye'nin son manevi kalelerinden birisi de İmam Hatip okullarıdır.”demiş.Hazirunun hal-i pür- melaline tercüman olmuş olacak ki ,kıyamet kopmuş. Diğer kaleler zaptedilmiş,bizim haberimiz olmamış!Bir o kale kalmış!.Dilin kemiği yok.İnsan duygu seline kapıldı mı, dur durak dinlemiyor.Kimi korkudan,kimi baskıdan,kimi meslek taassubundan sizofrenik histeriye kapılıp aşka gelebiliyor.Neyin kalesi?Kime karşı?

Kurumlar içindeki vasıflı insanlarla değer kazanır.Taş,beton yığını bir anlam ifade etmez.Buradan mezun olacakların statüsü bellidir.Düz liseden farkları, islami ilimlerin yüzeysel öğretilmesidir. Karşı gördükleri diğer liseler :“Laik,demokratik,hukuk devleti”nin eşdeğer kurumlarıdır. Zihinlerin arka planında kutsallık yüklenmesi,bu okulları Batı'da cizvit,misyoner okulları gibi misyon yüklenmesi, siyasi partilerin “arka bahçesi”gibi algılanması,diğer okulları (la-dini )bir anlayışta gösterilmesi sapkınlıktır.Kendilerine bir paye,statü,kimlik kazandırmak,ayrıcalıklı görmek kurumlara kutsiyet kazandırmaz,aksine ideolojik paradigmalara argüman oluşturma çabaları toplumsal birliktelikte fay hatları oluşturur.

İnsanları ve kurumları kutsama hastalığından vaz geçilmelidir.