KALİTELİ VE KALİTESİZ İNSAN

İslam, insanın yaratılış gayesini ve toplum içindeki yerini belirleyen ilahi bir rehberdir. Kur’an-ı Kerim’de insanın en güzel şekilde yaratıldığı belirtilerek; "Biz insanı en güzel biçimde yarattık." (Tin, 95/4) buyurulmaktadır. Ancak bu yaratılış, insanın kalitesinin garanti edildiği anlamına gelmez; bilakis insan, iradesiyle iyi veya kötü olmayı seçer. Kaliteli insan, İslamî ölçülere göre ahlaki ve toplumsal sorumluluklarını yerine getiren, ilim ve hikmet sahibi, adaletli ve güvenilir kişidir.

İslam'da insanın en üstün niteliği takvadır. Kur’an’da şöyle buyrulur; "Allah katında en değerli olanınız, takvaca en ileride olanınızdır." (Hucurat, 49/13) Takva, Allah’a karşı duyulan bilinç ve sorumluluk duygusudur. Kaliteli insan, bu sorumluluğun farkında olarak yaşar ve her işini Allah’ın rızasını gözeterek yapar.

Peygamber Efendimiz (sav), "Müslüman, elinden ve dilinden insanların emin olduğu kimsedir." (Tirmizi, İman, 12) buyurmuştur. Kaliteli insan, topluma zarar vermeyen, emanete ihanet etmeyen, iş ahlakına riayet eden kişidir. Günümüz dünyasında güvenilir insan sayısının azalması, toplumsal huzursuzlukların artmasına neden olmaktadır.

Kur’an-ı Kerim’de "Ey iman edenler! Kendiniz, anne-babanız ve akrabanız aleyhine bile olsa adaleti ayakta tutan şahitler olun." (Nisa, 4/135) buyurulmuştur. Kaliteli insan, çıkarına uymasa bile doğruluk ve adaletten sapmaz. Günümüzde kayırmacılık, yolsuzluk ve istismar gibi sorunlar, kaliteli insan eksikliğinin bir göstergesidir.

İslam, cehaletten uzak durmayı emreder ve ilme teşvik eder. "Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" (Zümer, 39/9) buyuran Yüce Allah; kaliteli insanın bilgi, donanım ve dolayısıyla ahlaklı insan olduğunu işaret etmiştir. Kaliteli insan, kendini sürekli geliştiren, bilginin ve hikmetin peşinde koşan kişidir. Toplumun ilerlemesi, kaliteli bireylerin yetişmesine bağlıdır.

Peygamber Efendimiz (sav), "Merhamet etmeyene merhamet olunmaz." (Buhari, Edeb, 27) buyurmuştur. Kaliteli insan, yalnızca kendi menfaatini düşünmez; toplumun zayıf ve muhtaç bireylerine de sahip çıkar. Kaliteli insanların çoğunlukta olduğu bir toplumda huzur, barış ve refah hâkim olur. Adaletli yöneticiler, güvenilir tüccarlar, bilinçli öğretmenler ve ahlaklı bireyler, toplumun gelişmesini sağlar. Ancak, kaliteli insan eksikliği haksızlıkları, zulmü ve kargaşayı beraberinde getirir.

İnsan, nefsinin ve şeytanın oyunlarına karşı dikkatli olmazsa, çıkarları uğruna adalet ve doğruluktan sapabilir. Günümüzde birçok insan, kendi menfaatini her şeyin önüne koymakta, toplumun iyiliğini ikinci plana atmaktadır. Kaliteli insan olmak emek ister. Ancak bazı insanlar nefsine yenik düşerek bilgi edinme, adaletli olma veya sabırlı olma konularında yeterince çaba göstermezler. Kötü arkadaşlıklar, yanlış yönlendirmeler insanın ahlaki kalitesini düşürebilir.

Özetle, "Kaliteli İnsan"; sadece bireysel anlamda değil, toplumsal açıdan da büyük önem taşır. Her birey, kendi iç muhasebesini yaparak Allah’ın rızasına uygun bir hayat sürmeye çalışmalıdır. Nefis terbiyesi, ilim ve adalet anlayışı geliştirildiğinde hem birey hem de toplum huzur bulacaktır.

İslam ahlakı ve toplumsal değerler açısından baktığımızda, kaliteli insan; adaletli, dürüst, güvenilir ve faydalı olan kişi iken, kalitesiz insan ise bu değerlerden yoksun olan, bencillik, haksızlık ve ahlaksızlık gibi kötü özellikler taşıyan kişidir. Kur’an-ı Kerim’de kötü huylar sıkça eleştirilmiş, insanlara doğru yolda olmaları öğütlenmiştir. Yüce Allah; "İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü en güzel şekilde sav. O zaman bakarsın ki seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir." (Fussilet, 41/34) buyurmuştur.

Kalitesiz insan, bireysel ve toplumsal huzuru bozan, kendi menfaatini her şeyin üstünde tutan, insanlara zarar veren ve adalet duygusundan yoksun kişidir. Kalitesiz insan, başkalarını düşünmeden sadece kendi çıkarlarını gözetir. Yardımlaşma, paylaşma gibi insani değerlerden uzaktır.

Kalitesiz insan, çıkarı uğruna gerçeği çarpıtır, insanları kandırır ve güveni suistimal eder. Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmaktadır; "Münafığın alameti üçtür: Konuştuğunda yalan söyler, söz verdiğinde sözünde durmaz, kendisine güvenildiğinde hıyanet eder." (Buhari, İman, 24)

Kalitesiz insan, liyakati göz ardı ederek adam kayırır, hak edene değil, kendisine yakın olana fırsat tanır. Bu da toplumsal bozulmaya sebep olur. Kalitesiz insan, başkalarına değer vermez, kendisini üstün görerek küçümser. Kur’an’da kibirli insanlar şöyle eleştirilir. "Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen ne yeri yarabilir, ne de dağlarla boy ölçüşebilirsin." (İsra, 17/37)

Kalitesiz insan, üzerine aldığı görevleri yerine getirmez, başkalarını mağdur eder ve sorumsuz davranır. Kalitesiz insan, insanların arasını bozar, dedikodu yaparak huzursuzluk çıkarır. Kur’an’da bu tür insanlar hakkında şöyle buyrulmaktadır. "Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının. Çünkü bazı zanlar günahtır. Birbirinizin kusurlarını araştırmayın ve biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin." (Hucurat, 49/12)

Kalitesiz insan, kendisine yapılan iyilikleri unutur, minnet duygusundan yoksundur. Kalitesiz insan, çalışmayı sevmez, sorumluluk almaz ve başkalarının emeğini sömürerek hayatını sürdürmeye çalışır. Kalitesiz insanlar toplumda yaygınlaştığında, toplumsal düzen bozulur, güven azalır ve huzursuzluk artar. Adam kayırma, yalan, rüşvet, bencillik normal hale gelir. Toplumda kalitesiz insan çoğaldıkça, o toplum yaşanmaz hâle gelir ki, musibetler arka arkaya gelmeye başlar. Kaliteli insan rahmet vesilesi olurken kalitesiz insan lanet vesilesi olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR