Çağımızın hastalığı ne bir zamanlar oldukça popüler olup herkesi korkutan AİDS, ne kolesterol yüksekliği, ne hastalarını diyalize mahkum eden böbrek yetmezlikleri ne de kalp hastalıkları. Maalesef hastalıkların arasındaki bu amansız mücadelede kanser açık ara farkla birinciliği kucaklamakta.Kanser olup, hastalığa ve gerçekten çok ağır geçen tedavilere katlanmak zorunda kalanlara  ne söylenebilir ki? Onlara güç, sabır ve şifa dilemekten başka elimizden ne gelir?
Ama eğer kanserli bir hastanın yakını iseniz işte o zaman size söyleyebileceğim şeyler, önerebileceğim tavsiyeler var.Çok zor durumunuz. Ben hep kanser haberi almayı çok süratle giden bir arabayla hiç fren yapmadan, bodoslama duvara çarpmaya benzetirim. Hiç ortalıkta yokken, lafı edilmez, akla gelmezken, böyle şeyler hep başkalarının başına gelirken, birden bire, aniden, yıldırım düşer evin orta yerine. Yanarsınız, ağlarsınız, sevdiğinize bu hastalığı konduramazsınız, neden, nasıl, niçin der sorgularsınız, hep en kötüsüne odaklanır, ne yapacağınızı bilemezsiniz. İşte, durumunuz buysa, bu durumla, duyguyla nasıl baş edeceğinizi bilemiyorsanız, yazım size.

1.Bu hastalık,  hasta olanın veya  yakınlarının bir günahının ya da suçunun karşılığı değil, belki genetik yatkınlık, belki çevresel faktörler, belki yaşanan stresli hayat, nedeni önemli değil. Neden bu başımıza geldi diye sorgulamayın, bu sizi hiçbir yere götürmez. Durumu ne kadar çabuk kabullenirseniz her şey o kadar kolaylaşır.

2.Çok sabırlı olmalısınız. Çünkü bu çok uzun sürecek bir maraton olacak. Tedaviler, belki tedavi komplikasyonları, kontroller, beklemeler, belki aylarca ve yıllarca sürecek. Gücünüzü hemen tüketmeyin. Güç ve sabır en yakın yardımcınız olacak.

3.Özellikle kemoterapi sırasında –elbette doktorunuza mutlaka danışarak- mümkün mertebe az konuk, az ziyaretçi kabul edin eve. İlaçların pek çoğu kandaki savunma hücrelerini azalttığı için enfeksiyonlara yatkınlık artar, evet hasta ziyareti kültürümüzün önemli bir özelliği AMA gelenlerle hastanızı mümkünse görüştürmeyin, görüşme sırasında hastanıza maske takın.

4.Yine hastanız kemoterapi alıyorsa, çiğ sebze, meyve, dışarıda hazırlanmış yiyecekler yedirmeyin. Normal insanlara zararı olmayan mikroplar bu tedavi sırasında çok ciddi enfeksiyonlara neden olabilir.

5.Temizliğe çok fazla dikkat edin. Hastanızın kullandığı tüm eşyalar, yattığı oda vs.temiz olduğundan emin olun.  Ellerinizi sabunlama  konusunda  takıntılı olun.

6.Hastayla tek başına ilgilenmeyin, yükünüzü paylaşın. Onu güvendiğiniz birilerine bırakıp size ne iyi geliyorsa, çarşıysa çarşı, pazarsa Pazar, eş -dostla sohbet, sinema, yürüyüş… kendinize zaman ayırın. Siz güçlü olmalısınız, bunun için deşarj olacak ortamlar hazırlayın.

7.Ben bu yükü tek başıma taşıyabilirim deyip omuzlarınıza alabileceğinizden fazla yük almayın. Bir uzmandan (psikolog,psikiyatrist) ilaç dahil destek alın. Kaygı ve endişe beyindeki tüm nörotransmitterlerin hızlıca tükenmesine neden olur. Bu da sizi depresyona sürükler.