Kendimize ve sevdiğimize yatırım
"Konuştuğun kadar dinlemesini bil" sözü çok hoşuma giden ve doğru bulduğum bir sözdür.
Bu söz eşitliği ve karşınızda, yanınızda bulunan kişinin aynası olmanız gerektiğini anlatıyor.
Fakat bu cümle toplumumuz tarafından örtülmüş, belirsiz hale getirilmiş. Yani yok edilmiş daha da derine inecek olursak!
Evet, gereksiz tavırlarla, bir de bir başkasını umursamayıp "sadece" kendisiyle eşit olmak isteyenler sayesinde gerçekleşti bu.
"hep bana, sıfır sana" dediğimiz "kendimi ön planda bulundurmalıyım, gerisi boş laf" tarzında düşünenler yüzünden oldu bu işin gerçekliğine bakacak olursak.
Oysa zaman öylesine çabuk ilerliyorki ayrımcılığa, vurdumduymazlığa, boş vermeye yer verilmemeli!
Her işin başlangıcı sevmektir çünkü. Bunu da bizim toplumumuz beceremedi zaten! Herkes değil, ama çoğu beceremedi!
unutulması gerekilen veya köşeye bırakılacak bir oyuncak türünden değildir sevmek! Her şey sevgiden geçiyor çünkü!
Sevmek aynı zamanda bilginin kendisidir. Sadece kitap okumak değil, bir de gönlünüzü okuyabiliyorsanız ve insanı sayıp sevebiliyorsanız kültürlü ve anlayışlısınızdır!
Nice ilişkisi olanları gördükten ve anladıktan sonra farkettimki beraberliği gereksiz sürdürenlerin sayısı oldukça aşırı.
Belli olmuyor mu zaten tecavüzlerden, işkencelerden, kurşunlamalardan, sakatlamalardan. İnsanı psikolojik bunalıma sürükleyecek kötü davranışlardan/olaylardan.
Kim insana "kardeşim" şeklinde hitap ettiğine böylesine çileli davranışlar sergileyebilir? Vefa bu kadar basit mi?
Vefa, 'anlık öfkenizden dolayı sevip saydığınızın ömrü/hayatı tamamen bunalıma dönüşüyor' anlamında mı?
1 dakikalık öfke 10 yıl süründürebilir sevdiğinizi. Bunu göz önünde bulundurarak bir yaklaşım sergilemek zorundayız.
Nezaketi "Nezaket" kelimesini kullanarak elde edemeyiz. Söylemekle olmuyor, uygulamak şart!
Ne kadın erkeğe, ne erkek kadınına çektirebilme hakkına sahiptir. İlişkide eşitlik olmak zorunda.
Erkek biraz fazla gururludur bu doğru. Ama kadınlarsa bir dal gibidir. Kırıldıkları zaman yeşermezler bir daha.
Onları gönül tarlalarımızdan çıkarıp başkalarının tarlalarına teslim etmemek lazım. Her erkek kadınını sevmek zorundadır.
Eğer sadakat, anlayış, fedakarlık ve "sevgi'den" geçiyorsa bu böyle olmalı!
1 yıl önceyle bugüne bakacak olursak neler olmadıki? Benim için çok derin anlamları ve duygusallığı (mutluluk anlamında) bol olan bir gündür geçen yılın bugünü.
Kız arkadaşımla bir beraberliğe atıldık. Yanyana ilk tarihimizdi geçen senenin bugünü.
O çok değerli, çok sevdiğim aynamdır benim. Çünkü insan aynada kendisine bakmak istediği gibi bakmalı sevdiğine.
Kendinizi nasıl tanıyorsanız, sevdiğinizi de o şekilde tanımak zorundasınızdır! Sevgililer eşittir!
Bu her insan için geçerli. İlişkide tatlı tatsız olaylar da yaşanır, kahkahlı veya ağlanacak olaylarda.
Ama bilinki iyi günde kötü günde azaltmadan seveceğiniz tek kişi yine size değer veren sevgilinizdir.
Geçen senenin bugünü kız arkadaşım/sevdiğim sayesinde daha bir anlamlı, daha bir gerçek, daha da bir doğru olmuş oldu.
Çünkü bir erkek/oğlan kadına/kıza güven verir. Kadınsa/kızsa erkeği/oğlanı düzene sokar, ona yön verir.
İlişkide eşitlik, dünyada herkesle her yerde eşit olabileceğinizi gösterir.
Bu da felaketleri, sinirlenmeleri, anlık öfkeleri yok eder, sevgiyi ön plana çıkarır. Bütün bunlar sevdiğiniz sayesinde olur.
Yani karşılıklı sevmek ve fedakar olmak her zaman avantajlı ve anlamlıdır.
Dünya'ya barış getirir, huzurlu olursunuz!
Ve artık Tolga kardeşiniz de tam bir yıldır anlamlı bir hayata sahip!
Çıkarı olmadan sevmek için sevenlere ve Kız arkadaşıma/sevdiğime bütün fedakarlıkları yapabileceğim kadar barış ve sevgilerimle.