LPG ' ye tarihin en büyük zammı yapıldı.Otogaz ve tüpgaz fiyatı patladı.Vatandaştan en küçük bir tepki yok.Matematiksel İktisat mezunuyum. İktisat teorileri hakkında bilgi sahibiyim. Bütün iktisat teorileri insanların yeni vergilere ve zamlara tepki göstereceğini söyler.Ve normal ülkelerde işleyiş bu şekildedir.

Söz konusu ülke Türkiye olduğunda iktisat teorileri tepetaklak oluyor.Tepki göstermek bir yana '' sen kriz dönemlerini görmedin mi ? Ya da bir zamanlar tüpgaz kuyrukları vardı,bu ülkede.Bugün kuyruk görüyor musun?'' şeklinde garip bir savunmaya geçiyorlar.

Tarihçiler derslerine başlamadan önce öğrencilerine ilk olarak '' tarihi olaylar kendi dönemleri içinde değerlendirilmelidir.Bugünün şartları ile tarihi olaylar değerlendirilemez.''kuralını öğretirler.

Sayın Başbakanın sıklıkla başvurduğu bir hiledir.Bugünün şartları ile tarihi olayları değerlendirmek. Günün şartları ile 1940'lı yıllarının demokrasini ve 1970'li yıllarının ekonomisini değerlendirmeyi seviyor.Sayın Başbakan siyasetçidir ve hilesi bir yere kadar hoş görülebilir.İlginç olan vatandaşın bu hileli açıklamalara dört elle sarılmasıdır.

Yapılan her türlü zam ve vergi artışında sürekli olarak ekonomik kriz dönemleri örnek gösterilerek, halinize şükredin denilmektedir.Siyasetçiler önemli değil. Başarısız olduk, demelerini beklemiyoruz.  Halinize şükredin diyen ,zamlardan kendisi de etkilenecek olan vatandaş.Trajikomik bir durum.

Benzin fiyatlarının yükselmesi üzerine araç sahipleri,tercihlerini dizel araçlardan yana yapmıştır.Tercih değişikliğinin farkına varan hükümet,dizel yakıt fiyatını yükseltmiştir.Dizel yakıt fiyatının yükselmesi tüketici tercihlerini yine değiştirmiş,insanlar otogaza yönelmiştir.Hükümetin bu tercih değişikliğine de tepkisi gecikmedi.Otogaz fiyatları tavan yaptı.

Artık tamam.4 milyon araç yakıt olarak otogazı kullanmaktadır .Otogaz fiyatına yapılan zam karşısında tüketim tercihini değiştiremeyecek olan insanlar tepki gösterecek diyorum. Fakat o da ne ? Otogaz fiyatının olağan üstü şekilde yükselmesi karşısında herkes suskun…

Bildiğim hiçbir teori bu suskunluğun nedenini açıklayamıyor. Neyse ki,konu hakkında bir fıkra var. İmdadıma yetişiyor.

Vezirler huzura çıkmışlar.

Padişahım hazinede para kalmadı.Yeni vergilere ihtiyacımız var,diyerekten…Padişah kavuğunun altından kafasını kaşımış.

Eeee ! Ne vergisi koyalım?demiş…

Köprülere adam koyalım,geçenden bir akçe alsınlar.

Padişah:Tamam,demiş.Aradan bir süre geçtikten sonra sormuş vezirlerine:Tepki var mı?

Hiçbir tepki yok.

İyi o zaman köprünün diğer tarafına da adam koyun,çıkandan da bir akçe alsın.

Aradan bir süre geçmiş.Padişah:Var mı şikayet?

Yok.Halkın tepkisizliğine kızan padişah gürlemiş:Köprülerin ortasına da adam koyun.Geleni geçeni öpsün. Aradan birkaç gün geçmiş ,halktan bir tepkinin olmamasına içerleyen padişah ,çağırmış vezirlerini.

Halkı dinleyelim hele bir demiş.Gitmişler köye.Padişah sormuş:Var mı şikayet ?Ses yok.Padişah tekrar sormuş:Var mı şikayet?Şikayeti olan söylesin!diye gürleyince arkadan cılız bir ses duyulmuş:

Padişahım ,o köprünün ortasındaki adam var ya…Eeee! Demiş padişah bir umutla.

Akşamları çok kalabalık oluyor,sıra uzuyor,eve geç kalıyoruz,bir adam daha koysanız da o da öpse…

Tepkisizliğimiz devam ettiği sürece,köprü ortasındaki adamların çoğalacağından ve daha sık öpüleceğimizden  şüpheniz olmasın.