“Madem ki sen bensin, ben de senim…”

Millet olarak en anlamlı dini bayramlarımızdan biri olan Kurban Bayramı"na daha kavuşmanın sevincini ve huzurunu hep birlikte yaşıyoruz…

Biz biliyoruz ki, milletimizi güçlü kılan büyük medeniyet geleneğimizin, derin kültürel varlığımızın ve manevi değerlerimizin kazandırdığı dayanışma ruhu, aynı zamanda bizim en büyük enerji kaynağımızdır…

 

Bu ruh, dostluk, sevgi ve hoşgörü duygularının yoğunluk kazandığı bayramlarda daha fazla ortaya çıkmasını, gün geçtikçe üzerleri “tozlanan” değerlerin, üzerlerindeki tozların silinmesi, açıkçası insanımızın “silkelenip” kendine gelmesi açısından önemli bir fırsat olarak değerlendirilebilir…

 

Pek tabiî ki, “varlıkla” “yokluğun” “farkına” varabilmeye dair “ne varsa”, ve “ne olacaksa”, işte öyle bir “fırsat” sözün özünde…

 

Bana katılır mısınız bilmem ama, acizane ben derim ki; “dayanışmanın” ve “yardımlaşmanın” arttığı bayram günlerini, bir başka bayramlara daha “ertelemeden” “bu bayramdan tezi yok” deyip, “gelin” en güzel şekilde değerlendirelim, umutlar “yeşertip”, iyilikler “filizlendirelim” ne dersiniz?…

 

”Zaman bu zamandır” deyip, “Haydi” gelin, içinde olduğumuz şu bayram günlerini, dayanışma ruhumuzu, kardeşlik hukukumuzu pekiştirecek bir fırsat olarak görüp, komşularımızı, akrabalarımızı, kapısının çalınmasını bekleyen “kimsesizleri”, fakirleri ziyaret ederek onlara sevgimizi gösterelim ve Kurban Bayramı"nın anlamına uygun yardımlarda bulunalım, olmaz mı?…

 

Çok daha önemlisi, Yüce dinimizin en anlamlı bayramında “kırgınlıklarımızı”, “dargınlıklarımızı” geride bırakarak, hoşgörü ve dayanışma “iklimini” kuşanalım tüm benliğimizle desem, bir an bile düşünmeden evet der misiniz?...

Haydi o zaman, kalkın gidelim “dosta” doğru;

 

“Ben gelmedim dava için,

Benim işim sevi işi,

Dostun evi gönüllerdir,

Gönül­ler yapmağa geldim”

diyen “Yunus” gibi…

 

 “Beri gel, beri!
Daha da beri! Niceye şu yol vuruculuk?
Madem ki sen bensin, ben de senim, niceye şu senlik, benlik?”

…

 “Bütün kâinat birbirine sevgi ile bağlanmış.
Sevgini vermesini öğren.
Çünkü gönlün anlasın ki hepsine yer varmış.
Sevgisiz insandan dünya, unutma ki korkarmış.”

diyen “Mevlana” gibi… 

 

Arınarak öfke, kin ve nefretlerimizden, açalım kollarımızı sonsuza kadar…

Sımsıkı “kucaklaşsın” yeniden  “kalplerimiz” en güzeli…

Haydi o zaman, hala vaktimiz var…

 “Korkutmamak için dünyayı”…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Hamit Seven Arşivi
SON YAZILAR