Mağdur Değil, Mağrur Olan Kazandı !!
Bu hafta önemli olaylar yaşadık.Cezayir'deki Türk vatandaşlarımız büyük devletlere yaraşır bir organizasyon becerisi ile burunları bile kanamadan yurda getirildiler..
Aklıselim ve suhulet galip geldi.
İslam coğrafyasında yaşanan başkaldırılar ,sivil itaatsizlikler , baştaki monarşik ve despotik yönetimlere,onların zülüm,yoksulluk/yolsuzluklarına karşı şanlı direnişlerdir.Halklarının huzur ve saadeti yerine ; kendi keyfi/totaliter yönetimlerini sürdürmek ,akraba ve aşiretlerini zenginleştirmek uğruna yararsız inatlarına tanık oluyoruz..
Dünyada kendilerini demokrasi havarisi gören ,insan hakları ve adaleti dilinden düşürmeyen Liderlerin suskunlukları çok ilginç
Mesela ,Irak'ta rejimine karşı yürütülen işgalin bir benzeri Tunus,Cezayir,Mısır ve Yemen için neden düşünülmez?.Irak'a müdahaleyi meşru görenler ,sıra Libya'ya gelince niçin hop oturup hop kalkarlar.Bu çifte standart niye?Neden Tunus,Mısır değil de Libya?
Cevabı bizce basit.. Petrol .İkincisi İsrail'in güvenliği söz konusu olursa akan sular durur.Bir de yeni sınırlar ve yeni devletçikler kurulursa..
İng .Başbakanı Malta konferansından sonra Çörçil dememiş miydi?Bir damla petrol,bir damla kan.Kan oradaki halkların kanı akıtacak,petrol ise varil varil İngiltere'ye akacak.
İslam ülkelerdeki halk hareketleri bir model arayışı değildir .Olaylar karşısında ABD ve AB'nin sakin ve suskun tavrı kimseyi aldatmasın..Mutlaka bir (B) planları vardır.
Onların derdi özgürlük ,demokrasi değildir.Adı öyle olsa da tadı kan ,barut ve göz yaşıdır.
Tek partili sistemden çoğulcu ,katılımcı demokrasiye geçiş kolay oldu sanılmasın.Dış müdahalesiz,dayatma olmadan ,durduk yerde ,bir sabah kalkıp yeter artık,tek parti ile olmuyor, birkaç parti daha kuralım,demediler!
İng.Başbakanı Çörçil , rahmetli İsmet İnönü'yle Adana'daki görüşmeleri sırasında,verdikleri ev ödevinden öğreniyoruz..Celal Bayar- ki o zamanlar Menderes ve Fuat Köprülü dahil-CHP içersinde siyaset yapıyorlardı.Tek parti CHP vardı.Demokrat Parti kuruldu. İlk seçimde değil ama ikinci seçimde ezici bir çoğunlukla Türkiye'nin kaderinde söz sahibi oldu.
Bizde ,her yeni siyasi oluşum rastgele olmamıştır.Darbeler dış zorlamalar ve iç manipilasyonlar,- kibarı gereksinim- sonucu yapılmıştır.Küresel aktörlerin bilgisi ve ilgisi olmadan.hele 300 ler kulübü nün,Derin Dünya Devleti'nin rızası/izni olmadan bir ülkede yaprak bile oynamaz.
Türkiye'deki krizler,siyasi çalkantılar,sıkıntılar,kardeş kavgaları ,basının, medyanın, iş çevrelerinin ,vesayetçilerin hiç mi etkisi yok.İçerden ne hükümetler devrildi..Kumar borcundan dolayı yapılan transferlerle ne hükümetler kuruldu.Liderler ihanete uğratıldı,etrafında kirli oyunlar tezgahlandı.Haklarında kara propagandalar düzenlendi , kamuoyunu etkileyen asparagas haberler yazıldı..
54 ve 57. Hükümet dönemlerinde yaşananlar daha dün gibi taze.
Rahmetli Prof. Necmettin Erbakan ,20.12.2000 tarihinde basına verdiği mülakatından öğreniyoruz..REFAH-YOL Hükümetinin yıkılması.Sabote edilmesi ve 28 Şubat'ın gerçek nedenlerini açıklıyor.Siz misiniz ?Denk bütçe yapan diyor.Havuz sistemi kuran diyor.D 8 lerin kurulması ile , dünyaya Üçüncü bir yolu müjdeleyen ,İslam alemine yol haritası çizen diyorNasıl olur dolara,Avro'ya alternatif ortak para biriminden bahsedersin diyor.O zaman gel aşağı.! Balans ayarı bahane Emir talimat büyük yerden
Akıllara şenlik bir uygulama.Hükümet etme sırası,Başbakanlık devri hükümetin diğer ortağı DYP'den alınıyor, Sn.Mesut Yılmaz'a veriliyor.Ve Ecevit'le ,DYP'den koparılanlarla 3'lü seçim hükümeti- kuruluyor? Sonraki gelişmeler daha ilginç.
O zamana kadar bir türlü yakalanamayan ,ABD ve AB ülkelerince himaye edilen terörist başı Öcalan yakalanıp, Türkiye'ye teslim ediliyor.Sonra İdam cezası nın kaldırılması gündeme geliyor.
57.Hükümet döneminde de ilginçlikler yaşanıyor.
Birbirine yakın oy alan iki parti ve 1983 yılından beri iktidardan oy (kan) kaybeden bir parti iktidarı öyle ,ya da böyle devam edebiliyor.
Üç yıllık iktidar sürecinde depremler,krizler,başbakanın hastalıkları,meclis içindeki tartışmalar,laiklik,başörtüsü,banka hortumları,Medya nın ,sermayenin kışkırtmaları ile Ecevit'in partisi,DYP'ye yapılan operasyonun benzeri bir bölünmeyle dağılıyor.Üstelik Dünya Bankasından, süper yetkilerle donatılmış Kemal Derviş getiriliyor.Milli servetimiz eski adı Duyun u umumiye yeni adı İMF vekilharçların insafına terk ediliyor.
Ekonomik istikrarsızlık ,meclisteki içindeki istikrarsızlıklar ,vatandaşı canından bezdiriyor.Yaşananlar tesadüf olabilir mi?
O zaman halkın saf ve temiz duygularını istismar edenler, gelenekçiliğe/statükoculuğa karşı koyma adına,Siyaset Rahmetli N.Erbakan'ın deyimi ile Demokratür lere kaldı.Bu , halkın, yönetimin çıkarına alet edilmesi demektir.İcazetçiler de bunu yapmıştır.
Aslında bizde dış etkenler ile iç dinamikler birbirini etkilerler. İslam coğrafyasında bugünkü yaşananlar arasında temelde bir fark yoktur.Fark ,bizim 100 yılda kazandıklarımız ve devlet kurma, yaşatma hasletimizin olmasıdır.
Öyle üç beş heykel kırarak ,sokaklara dökülüp yağma talan yaparak değil,yedi düvelle Cihat ederek Model ülke konumuna geldik.Kimse bize yurt diye, sınırları masa başında çizilmiş,tek kurşun atmadan petrol hatırına vatan bağışlamadı.Bağımsızlık ve hürriyet Türk milletinin müstesna karakteridir.
Bu ülkeleri yöneten nemrutlar birkaç senelik değil,en azı 20/30 senelik geçmişleri var.Hepsi de bir şekilde ABD ve ya AB ülkeleri ile ilişki içersindeler.Onun için olayları doğru algılamak ve okumak gerekir.Milletler mücadelesini mağdurlar değil, mağrurlar kazanır.Siyasette de öyle.
Rahmetli Erbakan Hocanın cenazesinde saf tutanların eminim gönlünden neler geçmiştir, neler!En önemlisi:Biz bu muhteşem insana o kadar haksızlık yaptık.Şu insan selinin ,sevgi/saygı coşkusunun onda biri ,acaba,devlet gücü arkamızdan kaydığı, siyasetin şaşaasından uzaklaştığımızda cenazemize kaç kişi gelecektir?
Eminim düşünmüşlerdir
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.