MANYETİK KIYAMET YAŞIYORUZ
Evet Dostlar, neden bu sokak karışıklıkları… Nedir bu aile içi bunalımlar? Nedir bu ani hastalıklar? Nedir bu uyuşturucu bağımlılıkları? Nedir bu cep telefonu şarkı-oyun müptelalığı?...

Yol verme kavgasında arabasında aşağı fırlayıp; “Tak!” diye adam vurmalar…

Foton Kuşağı teorisine göre güneş sistemimiz 1962 yılında bu kuşağın sınır noktasına girdi. Buna 1. Enerji seviyesi denmekte. 2. enerji seviyesine ise 1987 yılında girilmiş. 3. ve son enerji seviyesine ise 2012 yılında girilecek.

Said-i Nursicilere göre 2012 Foton Kuşağı için son devre. Bundan sonra artık yüksek enerjili bir devre yaşayacağız. Bu teorisyenlere göre dünya daha temiz bir dünya olacak, daha yeşil bir çevreye sahip olacağız, daha güzel ve iyi insanların önde olacağı barış ve huzur dolu bir döneme giriyoruz. İşte bu gibi güzel bir devir 2012 sonrasında görülecek ve açıkça herkes de fark edecek.

“Hem de İslâmiyet güneşinin tutulmasına, inkişafına ve beşeri tenvir etmesine mümanaat eden perdeler açılmaya başlamışlar. O mümanaat edenler çekilmeye başlıyorlar. Kırk beş sene evvel o fecrin emâreleri göründü. Yetmiş birde fecr-i sâdıkı başladı veya başlayacak. Eğer bu fecr-i kâzip de olsa, otuz-kırk sene sonra fecr-i sâdık çıkacak. (Hutbe-i şamiye, s.34)”

Yine onlara göre Said-i Nursi: Hz Peygamberimiz sav için: “1300’de yatmam; 1400’e varmam” buyurduğunu da aktarmıştı.

Bu durumu daha da ilginç hale getiren mühim bir hadis var. Kıyamete yakın bazı olacak olan hadiselerden haber veren Resulu-u Ekrem sav bakın uzunca bir hadisin sonunda, kıyamet öncesinde ne gibi gelişmeler olacağı hakkında bakın nasıl haber veriyor:

“...Sonra İsa, ümmetimin içinde adaletle hükmedecek; haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracak, zekatı bırakacak. Ne koyun, ne deveye zekat memuru gönderilmeyecek. İnsanlar arasındaki düşmanlıklar ve kin kalkacak. Akrep ve yılanlar zehirleri olmayacak, hatta bir çocuk eliyle yılanla oynayacak da yılan onu sokmayacak. Kız çocuğu arslanı zorlayacak da arslan ona ilişmeyecek. Kurt koyunlar arasında sanki bir çoban köpeği gibi bekleyip duracak. Kabın su ile dolduğu gibi yeryüzü din birliği ile dolacak. Allah'tan başka kimseye tapılmayacak. Harp, kavga adına hiç bir şey kalmayacak. Kureyş kabilesinden hükümdarlığı alınacak. Yeryüzü gümüş sofrası gibi olacak. Bitkisini Adem'in zamanındaki gibi bitirecek. Bir salkım üzümle bir nefer doyacak. Bir grup insan bir narla doyacak... (Büyük Hadis Külliyatı, c.3, s.455)”

Ama, ne yazık ki öyle olmadı. Kan gözdeyi getiriyor. Sevgi ve barış ortamı çok uzaklarda!

Manyetik Kıyamet’ten söz ediyorlar. Güneşimizde gerçekleşen güneş patlamaları ve manyetik değişimler, diğer bütün gezegenleri de değişikliklere uğratıyor.

Halsizlik, yorgunluk ve isteksizlik... Uzun saatler uyuma isteği

Yalnızlık duygusu ve dahası yalnız kalma isteği. Kalabalık ortamlara girmek istememe…

Zıt duyguları peş peşe yaşamak artmış..

Vücudun enerji ihtiyacı arttığı için özellikle karbonhidrat içeren besinlere karşı… Fastfood ayakta hızlı yemek isteği artmış.

Dengesiz duygu durumu.,. Ani öfke patlamaları… ağlama krizleri...

Kronik hastalıklarda atak yaşanmakta…

Gece yarısı özellikle 2:00- 4:00 saatleri arası ani uyanmalar..

İşte bugünlerde manyetik kıyamet alametlerinden söz ediliyor. Kıyamete doğru gidiyoruz. Manyetik Kıyamet’e aklım yattı.

Dinimizde Eşrat-ı Sâ’ah diye bir gerçek var. Yanlış anlaşılmaktadırlar. Prof Dr Mehmet >Okuyan da bu hadisleri toptan inkara kalkışıyor.  Yetersiz bilgi… Nasıl inkar edersin?

İşte bilimsel olarak bu konu üzerinde duracağız. Bugünlük bu kadar…

Tuncelili Özgecan olayı da ve diğerleri de buraya bağlı…