Mardinden yükselen feryada,...
Mardin"den yükselen feryada,
Vicdanları rahatlatacak Adalet gerek.
Mardin Mazıdağı ilçesi Bilge köyünde Çelebi ve Arı aileleri çocuklarının nişan merasiminde 45 kişinin ölümüyle sonuçlanan katliamın yankıları daha uzun süre gündemi işgal edeceğe benziyor.
Görgü tanıklarının anlatımlarına göre, Köyün imamının da hazır bulunduğu nişan evinde insanlar yatsı namazını cemaat olup en temiz duygular içinde namaz kılarlarken;
Önceden planlandığı anlaşılan organize bir saldırıyla arkadan kalleşçe ve bir o kadar da korkakça uzun namlulu silah ve el bombalarıyla canlı bırakmamak üzere ardından diğer odalarda bulunan masum zavallı korumasız ve savunmasız kadın erkek yaşlı bebek demeden hamile kadınların dahi kurşun yağmuruna tutulması, şeytana bile pabucu ters giydirecek cinsten.
Saldırıyı gerçekleştirenlerle akrabalık derecesinde yakın bu olan insanların yıllardır birlikte yaşadıkları acılarını sevinçlerini paylaştıkları köylerinde, bir kız alma verme iddiasıyla bir birlerine bu kadar acımasızca ve yok edercesine yapılan vahşet, böylesi bir düşmanlığın nasıl biriktiği tohumlarının nasıl ekildiği sorusu aklıları kurcalamakta.
Hiç bir mazeret ve gerekçe bu saldırıyı asla hafifletemez.
Bu vahşete imza atanlar insan olamaz.
Bu vahşet; Ülkemizin doğu ve güney doğusunda yıllardır PKK terör örgütüne karşı verdiği savaşta bölgede koruculuk sisteminden yararlanan korucular başta olmak üzere;
Bölge halkının; Adalete, Hak ve Hukuka ne denli güven duyduğunu da ortaya koymaktadır.
Hiç bir yasa ve kanun tanımazların;
Yasada benim, kanun da benim diyenler;
Toprak ağalığının, feodal yapının şeyh ve aşiret reisliğinin eğemem olduğu yerlerde;
Öldürenin vuranın kıranın çalanın çırpanın yapanın yanında kar kaldığı bir sistemde, elbette insanlar kendi adaletini kendileri koymaya kalkacaklardır.
Bu menfur olay, zalimliğin gaddarlığın hainliğin acımasızlığın insafsızlığın merhametsizliğin kin ve düşmanlığın gövde gösterisiyle birleştiği bir güç olmuş;
Karşı aile fertlerinin kökünü kazıyarak yok etmesine dönüşmüştür.
Ülkemizin batısından doğusuna kadar her alanında;
Adalet ve yargının işlemesi, acil ve caydırıcı tedbirlerin alınması için bir fırsattır.
Adaletin bir kez daha adilane bir şekilde her kese ve her kesime eşit bir şekilde yansıması için yeniden ele alınması gerektiğinin ve ne denli acil bir ihtiyaç olduğuna, delildir.
Adalet nerede, savcılarımız hâkimlerimiz nerede kanunlarımız nerede caydırıcı cezalar nerede dedirten bir sistemin içinde suçlar ve suçlular artarken, içeri giren suçlular bir filozof gibi dışarı çıkarlarken, kanunları yasa ve boşlukları çok daha iyi kullanmayı öğreniyorlar.
T.C Anayasası mı yetersiz, yoksa yasaları uygulamada mı başarısızız?
İnsan haklarının başında gelen yaşam hakkının, bir başkası tarafından gasp edilmesi veya elinden alınması kadar daha büyük bir suç var mıdır?
İnsanları suça iten nedenler araştırılıp ona göre cezalar verilmeli veya aksaklıklar giderilerek güven içinde yaşanır bir ülkeye sahip olalım.
İnsanın en kutsal ve en doğal yaşam hakkına karşı yapılan saldırılarda caydırıcı cezalar uygulanmalı ki;
Suça meyilli olan bir değil, birkaç kez düşünmek zorunda kalsın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.