Haftalardır genel kurullar ve küçük esnaf sanatkarların sorunlarından bahsedip yazdım. Bu hafta ne yazayım, konu ne olsun derken, Mehmet ATALAY hocam imdada yetişti.

Önceki yazılarımda bahsetmiştim.Hocamı kürsüde dinledin mi, mutlak  güzel bir konu yakalar,bir başlık atarsın diye..!

Bu Cuma"yı da bizim camii de, DSİ camide kıldım.Çok zamandır başka yerlerdeydim.Mahallede kılmam, güzelde oldu.Mehmet hocamı ve sohbetlerini özlemişim.Neler mi anlattı yazalım.

Mehmet ATALAY hocam, kürsüde konuyu eğitime getirdi ve başladı anlatmaya, o düzgün anlatım ve güzel sesiyle. Teknoloji harikası bilgisayarlardan örneklemeyle, konusunu anlattı.

Mehmet Hocam devamlı; “Bilgisayarınız da bir CD"yi açmak istersiniz ama bilgisayarınız bu  CD"yi okumaz yani içeriğini ekrana dökmez. Ne kadar uğraşsanız boş.Çünkü bilgisayarınıza yüklemediğiniz bir programsa, bu CD"yi açmanız mümkün değildir.Uğraşmak boşunadır.Önce programı bilgisayara yükleyeceksiniz ki, o CD"yi açıp okuyabilesiniz” diyor ve devam ediyordu.” “Cemaate sesleniyorum.Büyükler, siz veliler, gençlere ihlas programını yüklerseniz, bu kürsülerden anlatılanları daha iyi anlayabilecekler, anlatılanları çözeceklerdir” aslında konu daha uzun ve detaylı.Köşemizin yeri belli.Ben kısa ve öz yazarak, anlatmaya çalıştım.

Anlayana kıssadan hisse..!

Aslında bizim kürsülerde daha çok Mehmet Hocalara ihtiyacımız var. Hocam eğitim der de, başka bir şey demez.

Mehmet Hocamın konuşmalarından satır başlarını alalım; “Camiler sadece namaz kılınan yerler değildir. Biz camileri namaz kılınan ibadethane dışında, yaygın eğitimde de kullanmalıyız. Çünkü camiler, toplumumuzu kaynaştıran, ihtiyaç duyduğu bilgiyi yerinden insanlara ulaştırması gereken yerlerdir” der Mehmet Hocam. Ne kadar da haklıdır ve verdiği uğraş ne güzeldir.

"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Sadakanın en üstünü, kişinin bir ilim öğrenip sonra da onu müslüman kardeşine öğretmesidir."

Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh

Satır başlarına devam edelim; “Camilerimiz eskiden eğitim yuvasıydı. Selçukluda ve Osmanlıda camiler, ibadethane dışında, toplumsal kaynaşma ve ilim yuvası olarak da kullanılmış. Bu günde camilerimizi bu konuma getirmeliyiz” diyor ve dediğini de yapıyor.

DSİ camiinde sürekli konferanslar var. Mehmet Hocam, bilim adamlarını camiye getirterek, konferanslar düzenliyor, vatandaşları bilgilendiriyor.

Yani, söylediğini yapıyor “EĞİTİM KURUMU İBADETHANELER” sözüne sadık kalarak, eğitime verdiği değeri de ortaya koyuyor.

Mehmet Hocam devam. Elimden geldiğince, desteğim senden yana.

Toplum olarak eğitime destek vermeliyiz. Eğitimsiz, cahil toplumların kalkınması mümkün değildir.

Her şey gönlünüzce olsun.