Müftülük Makamında Bir Doçent

Ne kadar büyük bir gurur!
Diyanet Teşkilatı akademikleşiyor!
Cahillikten kurtuluyor!
İnşallah Türkiye kurtulacak.
Hayrettin Öztürk…
ben kendilerini Trabzon İHL mezunu biliyordum.
Meğer Vakfıkebir İHL mezunuymuş;
Yani Vakfıkebir'de okumuş.
1964 Şalpazarı doğumlu Doç. Dr Öztürk;
6 yaşında Kur'an'ı hatmetmiş;
9 yaşında hafız olmuş.
10-11 yaşlarında Mehmet Eren'den kıraat dersleri almış.
Sonra İ.H.L… İlahiyat Fakültesi derken;
Kıraat İlimleri öğretim görevlisi… Yüksek Lisans…
Doktora… Yrd. Doç. Dr. olmuş.
Mesai arkadaşı Okuyan Profesör olmuş.
İnşallah Öztürk de doçent… Prof olur.
Samsun'a kurtarıcı lazım.
Canik ilçesini ilden büyük yapan;
Osman Gençler lazım.
O kadar güzel insanlar var ki Samsun'da;
Bir araya gelebilseler;
Kardeş olabilseler Samsun; başkent olur.
Bahri Zengin de merhum oldu.
Rabbim rahmetine gark eylesin.
Nasıl insanlar bir araya geldi!
Tabutun bir yanında Numan Kurtulmuş;
Öteki ucunda da Tayyip Erdoğan!
İnşallah Türkiye tabutunu da bu eller birleşir;
AKP… HAS Partiler yek vücud olur;
Osmanlı mehabetini tepreştirirler.
Şeyh Galib diyor ki;
“Tedbirini terkeyle takdir hüda'nındır”
Yani sen uğraşma… çırpınma!
Takdir, Huda'nındır.
Birlik olacaksa; onu Mevla bilir.
Bize düşen dua etmektir.
“Sen yoksun o benlikler hep vehm ü gümanındır”
Sen öleceksin… yok olacaksın;
Ama bıraktığın eserlerle anılacaksın.
“Devran olalı devran erbab-ı safanındır”
Bu dünya döndü döneli…
Hiç değişmemiş;
Mutluluk… Erenler Erbabının olmuştur.
Kanaat önderlerinin olmuştur.
Nihayet Galip, bu mısraının son bölümünde;
“Aşıkta keder neyler! gam halkı cihanındır”
Aşık dediği önder kişilerde keder olmaz;
Keder… bedbinlik… halkın işidir.
Eğer kanaat önderi Büyük Adamlar;
El ele… kol kola verirlerse dünyadaki üzüntüler
Sabun köpüğü gibi erir… yok olur.
Kansere yenik düşen Bahri Zengin ağabeyimiz;
 Genelevlerde bile Refah propagandasının yapılması gibi;
kadınların ön plana çıkarılması gibi;
belediyelerde kurulan halk meclisleri gibi
açılımlarda imzası vardı.
Tayyip Erdoğan'la yıldızı bir türlü barışmadı.
Ama inşallah Kurtulmuş-Erdoğan barışı olur.
İNŞALLAH;
Hayrettin Öztürk-Osman Genç barışı…
İnşallah;
Suat Kılıç-Adnan Bahadır barışı…
Beşir Toprak konferans salonu eski doluluğuna kavuşur.
Denge Gazetesi ilan gelirleri artar.
İnşallah gazete daha da okunur biçime gelir.
İnşallah; Adnan Bahadır'ın ağzı biraz daha
Sövgüsüz olur.
“ ne yalanlar ne de yalancılar
kimse kalmadı gideni saymazsak
esir düşmüşler gibi hayata
tutsak...”
Bir tutsak… Hayata tutsak olmayacağız.
Samsun aşkımız;
Trabzon aşkımız;
İstanbul da aşkımız;
Türkiye aşkımız!
Mekke aşkımız…
Arap Baharı aşkımız!
İnşallah;
Gerçek olurlar…
Bizim görevimiz yazmak…
Kimseye dokundurmadan…
Bir keresinde Kardeş Kerami Gürbüz;
Topladı;
Necdet Çamaş'ı… Ali Rıza Aydın'ı…
Feyzullah Balcı'yı.
Beni dinlediler; çay-pasta arasında!
Ama bir daha toplayamadı.
Gelmediler.
Herkes bizden kaçmaya çalışıyor;
Bir gelen; bir daha gelmiyor.
Ama birgün iyi olacak;
Ümitliyim.
Tıpkı Hayrettin'deki 5 kitabımızın hesabı gibi!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Salih Parlak Arşivi
SON YAZILAR