Kurulu bir şirket, hangi sektör olursa olsun kendine şu soruyu soruyordur;

“Adımın Değeri Nedir?” bu soruya karşılık alınan cevaba göre eksiklikler tamamlanır. Ürün ya da hizmetin pazarlamasının nasıl yapılacağı, hedef pazar, müşteri sınıfı belirlenir, analizler yapılır ve ürün ya da hizmet pazarlanır. Piyasaya girişten sonra zor ve önemli olan orada konumlanmaktır. Bunun içinde reklamlara ihtiyaç duyulur. Reklam, marka konumlandırmada çok önemlidir. Marka bilinirliliği konumlanmasına bağlıdır. Markalaşma konusunda markayı ne şekilde konumlanacağı ve müşteriyle iletişimde nasıl bir strateji izleneceği karar aşamasında önemli etkenlerdir.

Burada düşünülmesi gereken, müşteriler markanızı düşündüğünde akıllarına ilk ne gelsin istiyorsunuz?

İşte buna karar verip ona göre yatırım yapılmalıdır.

Tavsiyem, mutluluğa yatırım yapmaktır. Uygun bir sektörde oluşan bir markanın müşterilerinin akıllarına ilk “mutluluk” gelsin. Kimse üzüntü gelsin istemez ama mutluluğa yatırım yapmak ayrı bir şeydir. Dünyanın en değerli markaları nasıl en değerli markalar arasında olabiliyor? İşlerini doğru yaptığı için olabilir ancak Dünyada işini doğru yapan yüzlerce şirket var. Farkı oluşturan iletişim stratejileri olabilir mi? Örneğin, Mc Donald'ı herkes palyaçosundan tanır. Mutluluğu simgeleştirerek zihinlerde yerini almıştır. “Happy Meal” menü seçeneği de bu stratejinin devamıdır. Bir başka örnek “Nescafe” büyük ve çok birikimi olan başarılı bir marka baktığımız zaman reklamlarında mutluluğa yatırım yaptığını görmek zor değil. “Keyfi yudumla” sloganıyla eline kim Nescafe bardağını alıyorsa yüzlerdeki ifade tebessüm oluyor. Dünyanın değerli markalarını araştırdığımız zaman hepsinin bu stratejiyi uyguladığını görüyoruz. Tabi bu uzun soluklu, kolay olmayan ve zaman gerektiren bir iş. McDonald'ın en eski reklamını bile izlediğimizde bize mutluluğu vurguladığını görebiliriz. 50,60 yıl belki de daha uzun süreli bir yatırım bu ancak gelinen noktada karşılığının fazlasıyla alındığı görülüyor.