OLDU DA BİTTİ MAŞALLAH!
Bundan bir ay kadar önce apartmanımızdaki bütün on dört dairenin elektrik saatları söküldü; yerlerine elektronik türleri takıldı. Sabahleyin eski saatlerimizle binadan çıktık, akşam dönünce yeni saatlarla karşılaştık. Gerçi iki gün önce kapılarımıza, imal tarihi on yılı aşan saatların bakımdan geçmesi gerektiğini, bunun yasa gereği olduğunu anlatan birer yazı bırakmışlardı. Bu yazıda ayrıca şu bilgiler de vardı : Ya saatlarınıza 66.00 tl.mukabilinde bakım yapacağız, ya da biz, bedeli 23.00tl ve takma ücreti de 23.25tl olmak üzere toplam 46.25tl ye saatlarınızı yenileyeceğiz. Biz sakinler bu işin ne olduğunu, neye karar vereceğimizi düşünürken, ve henüz görüşümüzü şirkete bildirmeden bir de baktık ki saatlarımız değişmiş. Ben Yedaş Çalık İlkadım şubesine müracaat ederek, eski saatımın geri iade edilmesini ve yerine takılmasını talep ettiğimde şef bana, 66.00tl bakım ücreti ödemeden saatımın yerine takılamayacağını söyledi. Ben de kendisine saatlarımızın bazılarının yirmi beş ,bazılarının onbeş yıldan beri hizmet verdiğini,kaya gibi çalıştığını,hiç bir problemleri olmadığını ,bizden kendilerine bir değiştirme talebi de gitmediğini, on yılda bir bakım yasalsa neden bugüne kadar uygulanmadığını, yasa yeni çıktıysa neden bir bakımın, cihazın değerinin üç katı olduğunu,ayrıca kendi saatlarının bedelinin 23.00tl , ama takma bedelinin 23.25tl olduğunu, dört tane vidanın gevşetilip sıkıştırılmasının (toplam iki dakikayı alır) cihazın kendisinden daha pahalı olmasının hizmetle mi, yoksa fahiş para kazanmakla mı alakalı olduğunu, emrivaki yaptıklarını,...söyledim. Bana ne dedi biliyor musunuz? Beyefendi; bizim yaptığımız bütün bu uygulamalar,EPDK (Enerji Piyasası Denetleme Kurumu) nın kararları ve talimatları doğrultusunda olmuştur; biz onların kararlarını uyguluyoruz. Biz emir kuluyuz demeye getirdi. Şaştım kaldım ve tartışmayı bitirdim. Bir söz vardır hani... bilmem neyi ne eden filancı olduktan sonra ben ne yapayım diye. Peki, EPDK kimlere çalışıyordu? Vatandaşa kasırgayı gösterip, fırtınaya razı etmek, ya da tarihte Deli Dumru'lun yaptığı gibi kendi köprüsünden geçmeye zorlamak, kime hizmet etmektir? EPDK anlaşma, sözleşme yaparken şirketlerin çıkarlarını mı, yoksa vatandaşın çıkarlarını mı gözetmelidir? Benim adıma antlaşma, sözleşme yapanlar neden bana da danışmıyorlar? Taraflardan biri, hem de kararların uygulanacağı en büyük kitle ,kahir ekseriyet ben değil miyim? Sayın Başbakan bana mı sordunuz da Yimpaş'a para yatırdınız ?demişti. Halbu ki kimse parasını başbakandan istemiyordu. Hükümetin başı olduğu için vatandaş sadece mağduriyetinin giderilmesi için yasal düzenlemeler ve yaptırım istiyordu. Oysa burada ve benzeri durunlarda para istenen , parayı ödeyecek olan biz vatandaşlarız. Burada bir söz hakkımız olmamalı mıdır? EPDK'nın yetki alanlarına giren benzin, gaz, mazot, yani akaryakıt, doğalgaz zamları, elektrik faturalarındaki altı çeşit vergi ve % 10 kayıp/kaçak payları, gelecek muhtemel elektrik zamları hep bu kurumun başının altından çıkıyormuş. İki çıkarı olan kurum karar alıyor, ve muhatapları olan üçüncü kişiyi, ki yetmiş beş milyon vatandaştır bunlar, hiç savunmasını bile almadan, en azından masaya davet etme nezaketini dahi göstermeden mahküm ediyorlar; ondan sonra da insan hakları ve demokrasiden bahsediyorlar. Ben yaptım oldu. Bunun tek parti uygulamalarından ne farkı var? Bu kurum kimdir? Bağımsız mıdır? Hayır, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlı bir kurumdur.O kime bağlıdır? Hükümete. Vah garibim vatandaş vah. Gerisini anlatmaya gerek yoktur sanırım. Saygılar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.