Oratöğretimde yılsonu partileri...
Bu yıl da Ortaöğretim kurumlarında 2009-2010 öğretim yılı sona ermek üzeredir. Ve yine okullarda hummalı bir yıl sonu veya mezuniyet partisi,balosu,gecesi v.b.hazırlıkları yapılmaktadır.Okul idarecileri ve aile birlikleri bu konuda birbirleriyle adeta yarışmaktadırlar. Kimin partisi,gecesi daha iyi ses getirirse o, yılın favorisi olacaktır. Ve gelecek yılda diğer okullara yarışma örneği oluşturacaktır. Elbette hak ettiler.(!) Çünkü yıl boyunca müthiş bir performans sergilediler. İdareci ,öğretmen,veli ücgeni içerisinde koordineli bir şekilde, öğrencilerin en iyi şekilde yetişmeleri için ellerinden geleni yaptılar. Öğrenciler yoğun bir çalışma,araştırma,ödev moduna sokuldu, laboratuarlar harıl harıl çalıştı,öğrencilerin başlarını kaşıyacak zamanları bile olmadı.Öğrencilerin beş dakikaları bile boş geçmedi; sınav sonuçları fevkalade. E e artık bu yoğunluğun,sitresin ağır etkilerini atmak zamanı gelmiştir.Bunu hepsi de müştereken hak ettiler. Burada bir ironi yaptığımın farkındasınızdır.Çünkü :
1-Ortaöğretimde, eğitim ve öğretim kalitesinin düştüğü,ne disiplin konusunda ne de bilgi konusunda doğru dürüst bir standardın kalmadığı; öğrencilerin milli değerlerimizden ve çağdaş bilgi normlarından son derece uzaklaştığı,okulların birer disiplinsizlik yuvası haline geldiği ( çeteler,sigara,uyuşturucu,flört,vb.), Ö.S.S" lerde binlerce öğrencinin sıfır çektiği bilinen acı gerçekler olarak karşımızda durmaktadır.Okul saatlerinde ve sonrasında park ve bahçelerin, deniz ve göl kenarlarının, ve 18 yaşından büyükler ve damsız girilmez tabelalı diskoteklerin, izbe yerlerin ,cafe lerin öğrencilerle dolup taştığını görüyoruz.Bunlar öğrencinin derste olması gereken saatlerdir. Ayrıca resmi bayramların en iyi malzemesi olan öğrencilerin, aylarca süren ve derslerden alıkoyan prova ve gösteri çalışmalarını, kar yağdı,sel oldu, bayram uzadı tatillerini de hesaba katınca ,bu başarısızlık manzaraları ortaya çıkıyor.Eğlenmek,sitres atmak,veya kutlamak, ama neyi? Neyi hak ettik ki? Fakat üzülmesin idareciler,onların açığını ve eksiğini nasılsa dersaneler kapatıyor.Tabi olan velilere oluyor.Ya onlar da olmasa ?
2-Eğitim-Öğretim yılı sonunda yapılan bu tür balo,eğlence,parti,gece gibi etkinliklerin, yaşı 18 in altında olan çocuklarda, duygusallığın,cinselliğin ve heyecanın kontrol edilemez olduğu gerçeği ortada iken,sağlanan çılgınca müzik,loş ortam ve danslarla, hele de alkol ve uyuşturucu da varsa, ne hal alacağı, sonucunun hangi boyutlara varabileceğini tahmin etmek bile istemeyiz.Yaşı bazen 10-12 olan kız ve erkeklerin birbirleriyle tango ve ça ça gibi danslara tabi tutulmaları hangi zihniyetle izah edilebilir? Amaç nedir? Milli eğitim sistemini milli felakete mi dönüştürmeye çalışmaktadırlar?. O tür eğlence yerlerinde olup bitenlerden birçok velinin haberi bile olmamaktadır.Çünkü çocuklarını eğitimcilere emanet etmişlerdir. Burada velilere de seslenmek istiyorum.Çocuklarınız reşit olmadıkları için sorumluluk size aittir.Lütfen çocuklarınızı okul dışında sürekli takip edin,dikkatli ve bilinçli olun.
Sayın Milli Eğitim yetkilileri! Ben de bir eğitimciyim.Bu tür etkinliklerle yakından ilgilenelim,takip edelim. Zararlı unsurlara mani olalım. Neslin daha fazla bozulmaması açısından rica ediyoruz.Milli Eğitim Bakanlığının da bu konuya önemle eğilmesi gerekir. Öğretimin kalite eksikliğini belki dersaneler telafi edebilir,kendi kendine çalışarak da hal edilebilir; ama eğitimin (tebiyenin) eksikliğini ve bozukluğunu nerede, ne zaman ve nasıl telafi edeceksiniz? Bilgiyi yerine koyabilirsiniz,ama ahlakı,karakteri, şahsiyeti bir kere bozdunuz mu, bunların tamiri ve telafisi kolay kolay mümkün olmaz. Bilerek ya da bilmeyerek genç nesil bozuluyor. Milli gayelerden saptırılıyor.Yüce hedeflerden, kutsal ülkülerden uzaklaştırılarak pespaye amaçlara yönlendiriliyor.Hani yeni nesil bizim eserimiz olacaktı? Bir ülkenin geleceği, gençlere bağlıdır.Genç nüfusun çokluğu ile öğünmek,iftihar etmek yetmez.Bozuk bir gençlik o ülkenin ve insanlarının başına dert olur. Zaman zaman da olanlar oluyor nitekim. Polis kadrolarını artırarak,şişirerek huzuru,asayışı,güveni sağlamak mümkün değildir.Her gencin kalbine ve ruhuna ,vicdanına polisi yerleştirmeliyiz,yani iyi bir eğitimden geçirmeliyiz. İyi yetişmiş,bilgi donanımlı, inançlı,ahlaklı,dürüst,kişilikli bir nesil güvendir, güçtür,enerjidir, sağlam bir gelecektir.Ancak bu özellikteki gençlere güvenebiliriz. Atalarımız insanını iyi eğit ki devlet yaşasın ,demişler. Çünkü her şeyi idare eden,her şeye yön veren, çalıştıran, yapan insandır.Ülkemiz ve aile yuvaları,ahlaksız, kalitesiz,beceriksiz ve bozuk zihniyetli insanlardan çok çekmiştir; hala da çekmektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.