ÖZÜRLÜLER GÜNÜ
Dün Dünya Özürlüler Günü idi. Törenlerle kutladık usül gereği.
Usül gereği diyorum çünkü 8 buçuk milyon engellinin ki bu rakam gerçekleri yansıtmıyor, yaşadığı Türkiye'de aileleri ile birlikte ortalama 4 kişi olarak hesaplarsanız en az 32 milyon kişi engelli yaşam ile iç içe ve yüz yüze.
Ancak gelinen noktada kamusal alanda bile engelliler için yapılan göstermelik rampa ve tutamaklardan başka bir şey göremeyiz.
Son yıllarda engellilere tekerlekli sandalye ve yaşamlarını kolaylaştırmaya yarayacak donanımları sağlama yolunda önemli girişimler ve yapılanlar var. Bunlar yetersiz. Sadece duyarlı belediyeler ve kişiler buna önem veriyor. Bir de mavi kapak kampanyası . toplumdan da büyük destek alan bir kampanya.
Bunlar da olmasa engellileri hatırlayan , ya da yaşamlarını9 kolaylaştıran çok şeyin yapılmadığını da görüyoruz.
Görme engelli olduğunuzu düşünün bir an.. Kapatın gözlerinizi. Çıkın caddeye . Görme engellilerden çok avantajlı olarak. Çünkü bulunduğunuz yeri ve yolları daha önce gördünüz ve hafızanızda hepsi.
Yürüyün bakalım nereye gidebileceksiniz... Ya da tekerlekli sandalyeye mahkum olduğunuzu düşünün. Çıkın caddeye tekerlekli sandalyenizle. Yardım almadan nereye kadar gidebileceksiniz. otobüse, dolmuşa binme şansınız yok. Mağazadan alışveriş yapacaksanız çok katlı ise eğer hiç düşünmeyin bile,. Size göre değil o zaman orası.
Tek katlılarda bile engelli rampası yok tekerlekli sandalyenin gireceği. Sinema, spor, sosyal yaşam hepsi size kısıtlı. Eve, tekerlekli sandalyeye, ve şehirde koskocaman bir hapishaneye mahkumsunuz.
Ve biz dün bu koşullar altında 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'^nü kutladık protokolle birlikte. Dernekleri hatırladık. Çiçek koyduk anıta. Sonra en popüler engelli derneğine giderek ziyaret ettik. Alabildiysek bir kaç tekerlekli sandalye, koltuk değneği... Ve bitti alnımızın akı ile 3 Aralık Dünya engelliler Günü de...
Haksızlık etmeyeyim aklıma geldi birden ... Siyasiler de kutladı. Gazetelere ve basın kuruluşlarına verdikleri demeçlerle..O kadar güzel anlattılar ki engelliler ve sorunlarını .. O kadar olur.
Yapılacak herş ey engellilerin tamamı düşünülerek yapılamıyor. Engelini engel görmeyen ve bir yerlere gelmeyiş başaran engelliler hayata geçiriyor engelliler için yapılacak h r şeyi. Yaptırım güçleri birlik olamamalarından kaynaklanacak ama onu da o kadar iyi beceremiyorlar.
Yine de umut var. Devlet parasını ödedikçe zihinsel engellilerin eğitimi devam edecek, en azından evlerinde mahkum olmayacaklar kaderlerine.. Rehabilitasyon ve özel eğitim merkezlerinde zaman geçirerek kendilerine yeterli olmayı öğrenecekler.
Bakımları için aile fertlerine para ödüyor devlet. Bunda bile suistimaller olduğu söyleniyor... O da bir şey suistimal edilse de, rant sağlanmaya çalışılsa da. Çürük elmalar temizlenecek elbette.
Ve biz büyük olasılıkla bir sonraki 3 Araklık2a kadar sadece kapak kampanyalarını konuşacağız. Bir de özel rehabilitasyon ve eğitim merkezlerinin gündeme getirdiklerini
Yapılacak olan engelliler ve ailelerinin daha bir güç birliği içinde olmaları, siyasette de daha etkin. hak alınır ilkesinden yola çıkarak haklarını almaya çalışmaları , kamuoyu ve taban oluşturmaları.
İç kavgalarla devam eden parça parça dernek ve yapılandırmalarla süreç çok uzar böyle oldukça. AB uyum yasaları gereği engellilere pozitif ayrımcılık yapılması zorunluluğu var. Toplumun her alanında yapılanlar engellilere göre düzenlenecek elbette.
Ama her şeyi uydurduğumuz gibi bunu da kitabına uydurup usulünce yapmıyoruz nedense... Yapılmasının yolu, engellilerin ve ailelerinin , az değil 30 milyondan fazla insanın talebi ve etkin hareketi ile olur.
gelecek 3 Aralık2ta bugünden çok daha fazla şey yapılmış olmasını diliyorum... Aslında not tutmalı neredeyiz ve gelecek yıl nerede olacağız. Parlak söylemlerden sonra vaatlerden, ve de sözü edilen projelerle planlanan yatırımlardan ne yapılmış bakacağız
Gelecek 3 Aralık'ta tekrar değerlendirme ve görüşme dileği ile...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.