….1877 yılında Aziziye Tabyaları'nı Ruslar tarafından ele geçirilir.  Yaralı olarak kurtulan bir asker, Erzurum'a kara haberi yetiştirir. Minarelerden "Moskof Aziziye'ye girdi!" sesleri yükselmeye başlar. Bir gün önce Nene Hatun'un ağabeyi , cepheden ağır yaralı olarak eve getirilmiş, İşgal günü de vefat etmişti. Nene Hatun'un eşide cephedeydi. Üç aylık bebeğini emzirip uyuttu. Onu Allah'a emanet etti.Masanın üzerinden satırı kaptığı gibi Aziziye Tabyası'na doğru koşmaya başladı. Halk kadınlı erkekli düşmana karşı yürüyordu. Bir anda bütün Erzurum ayağa kalktı. Erzurum halkı, Aziziye'ye doğru koşmaya başladı…….

…Karşıyakaya giren süvarilerin başında siyah atının üzerinde,siyah elbiseleri ile esmer bir kadın vardır. Adı kara Fatma( Fatma seher)
Anadolu emperyalist güçlerin demirpençeleri altında ezilirken, savaş meydanlarına mühimmat taşıyan, yağmurun altında ıslanan çocuğunu değilde mühimmatı sarıp yağmurdan koruyan ,yeri geldiğinde cephede askere su taşıyan,yeri geldimi onu tedavi eden,mühimmat yapımında çalışan Anadolu kadını, hepsinin ortak özelliği ,içlerindeki vatan sevgisi, bayrak sevgisi,namusu, yaşadığı topraklarda başka bir milletin boyunduruğu altında ezilmeme arzusu.  Onların giyimiyle kuşamıyla hiç kimse ilgilenmemiştir. Yıl 2012 ve sanatçıyım diyen birileri ,bunları hiç görmemişçesine, ülkenin gerçeklerinden habersiz insanların giyim tarzları hakkında fikirlerini beyan edebiliyor.Biri öcü görür o insanları, diğeri bu giyim şeklinden  rahatsızlık duyar. Hayat sadece sizin at gözlüğüyle  gördüğünüz kadarmıdır. Hangi ülkede yaşıyorsunuz. Türkçe sözlükteki anlamıyla,''sanatçı; güzel sanatların herhangi bir dalında yaratıcılığı olan, yapıt veren . sinema, tiyatro, müzik gibi sanat yapıtlarını oynayan, yorumlayan, uygulayan(kimse).'' Olarak tanımlanır. Peki sanatçı taraf olabilirmi, bence olmamalıdır, sanatçının taraf olması, toplumun kutuplaşmasının nedenlerinden biride olabilir. Ve sanatçı kimliğinden çok taraf kimliğiyle anılır. Bunun yanı sıra reklamını yapmak için bu konularda konuşmak, çok basit bir anlam ifade etmektedir. Sen konuşurken halkın bir bölmünü karşına alabileceğini düşünemeyecek kadar cahilsen, kendi beyninle o halka hiçbir şey veremez, ancak birilerinin yazdıklarını sergilersin. Herhangi bir yerde sanatını icra ederken, onu izlemeye gelen bir kişiye, sen beni izleyemezsin, senin giyim tarzını sevmedim  diyebilirmi ? eminimki söylemez, oradaki kalabalık onun işine gelmektedir, orada para kazanmaktadır. Yada görsel medyada oynayan dizileri için'' şu tarz insanlar bunu izleyemez'' deme şansı yada gücü varmı ? bunlar yoksa, ülkenin bir gerçeğinden de uzak kalmamalı insan. Bu ülkede  kimse senin yaşam tarzına karışmıyorsa, sende kimsenin tarzına karışma hakkına sahip değilsin. Hiç kimseye silah zoruyla sen bunu giyeceksin denmemektedir. Arzu etmiştir giymiştir, giyimiyle siyasi bir mesaj vermiştir , politik davranmaktadır,onun sornudur. Ben onun düşüncelerine yaşam tarzına gem vurmaya çalışırsam, o zaman hiç dillerden düşmeyen demokrasi nedir?  Kişiye yada keyfe göre demokrasi olma ihtimali varmıdır? Yada o senin yaşam tarzına karışmaya başlarsa, Meclise gidenleri kim seçipte oraya göndermekte, kimin adına orada siyaset yapılmakta, bu tür konuları seçilmişlere bırakılması toplumu şekillendirmede daha etkin olmazmı? Sanatçı toplumu birleştirici mesajları vermek zorundadır. Toplumun gelişmesinde pay sahibi olmaya çalışmalıdır, gündemden düşmeye başladıkça gündemde kalmak için insanların değerleriyle oynanmamalıdır. Bir takım şeylerden bahsederken, ne anlama geldiğini düşünmek zorundasın. Hemen bu iki görüşün ardından sosyal medyada paylaşılan şu yazıya ne demeli o zaman. ''Tesettür deyince; -''Bizi 1400 yıl öncesine mi götüreceksiniz'' diyenler...! İş soyunmaya gelince ; taş devrine dönüyorsunuz ama''Bu paylaşım kutuplaşmanın göstergesi  olabilirmi sizce?  Bu vatan topraklarında yaşayan herkesin bilmesi gereken bir şey var. Oda biz bu topraklar için toprağa düşmüş ,bu uğurda mücadele etmiş,ter dökmüş insanların  emanetine saygı duymak ve onu bir adım daha ileriye getirmek için,çalmadan,çalışmak ve  birlik olmak zorundayız.