Bu topraklarda beslenip büyüyerek semizleşenler,ellerine mikrofon geçirdiklerinde cengaver bir komutan edasıyla kükremeye başlıyorlar.Kimden, nerden ve hangi sıfatla destek alıp bu cüretkar konuşmaları yapabiliyorlar doğrusu merak konusu…

   Kimileri  ,güneydoğuda demokrasi havariliğine soyunurken ,kimileri de ülkenin değişik hassas bölgelerinde halkı kışkırtıcı faaliyetlerde bulunmak suretiyle toplumun birlik ve dirliğini bozmaya çalışıyorlar.Kendi ülkelerinde ve bölgelerinde yaşanan her türlü antidemokratik ve insan haklarının ayak altına alındığı uygulamalara göz yumdukları herkes tarafından bilinen bir gerçek  olmasına rağmen bizim gibi hassas dengeleri olan ülkelerde maksadını aşan konuşmaları yapabilmekten de geri durmuyorlar.

   İşte bunlardan bir tanesi de, geçen hafta Hatay"ın İskenderun İlçesinde bulunan Katolik Episkoposluğu  tarafından düzenlenen ""Hıristiyanlığın  Mezhepleri ve Geleneklerinin Karşılaştırılması""konulu sempozyumda yaşandı.

   Türkiye Episkoposlar Kurulu Başkanı ve Anadolu  Episkoposu Prf.Dr.Luigi Padovese ,konuşmasında ; bölgenin Hıristiyanlığın dünyaya açıldığı topraklar olması nedeniyle bu bölgede ""yaşama öncelikleri""olduğunu ifade etmiş.

    Aslında bu kavram gerçekten üzerinde çokça düşünülmesi ve değerlendirilmesi gereken bir kavramdır.Ne demek yaşama önceliği ? Böyle bir hak var mıdır ? Varsa ,bu hakkı kim kime ne maksatla verme yetkisine sahiptir ? Bu soruları çoğaltmak mümkündür.Ama ben gereğinden fazla polemiğe girmeden bu konuyu irdelemeye devam etmek istiyorum.

   Yaşam,herkesin öncelikle hakkıdır ve kimsenin alma ve verme yada öncelikli alanına çekme yetkisi yoktur.Eğer sayın papaz konuşmasında dil sürçmesi yada tercüme hatası yapmamışsa ,bu sözün kesinlikle düzeltilmeye ve açıklanmaya ihtiyacı vardır.Bu açıklamayı kamuoyu beklemektedir.

    Eğer yaşama önceliğini genelleştirir yada bu mantığı işletmeye devam edersek ,bu gün ;geçmişte islam   dininin yeşerdiği ve kabul gördüğü yerlerin Müslümanların yaşam önceliği olan yerler olarak dile getirilmesi ve hak talebi söz konusu olacaktır. Halbuki o bölgelerde Katolik ve ortodosklar yerleşik durumdadırlar.Bizim de böyle bir sözü dillendirmemiz ve yaşam önceliğimize almamız talebi gündeme gelirse nasıl bir tepki verir sayıp papaz efendiler merak ediyorum.

    Aslında bu tür çıkışları ,ülkemiz üzerinde farklı emelleri olan sinsi ve gizli güçlerin,demokrasinin kendilerine sunduğu hakların arkasına sığınarak ,değişik kesimleri de kullanmak suretiyle kafa karıştıran ve mide bulandıran böyle ifadeleri dillendirdiklerini hepimiz biliyoruz.Kimse bunların ,toplum tarafından bilinmediği zehabına kapılmasın…Bu toplum geçmişte de şimdi de gelecekte de neler yapabileceğini göstermiştir.

    İşin bir başka yönü ise,bu toplantıya Samsun Agope Protestan Kilisesi Rahibi Orhan Bıçakçılar"ın da katılması nedeniyle sayın Rahibin konu ile ilgili açıklamalarını merakla beklediğimizdir.  

   Gelecek yazımda Sayın Orhan Bıçakçı"nın konu ile ilgili açıklamalarının da bulunacağı, olayın Samsun boyutu üzerinde irdeleme yapmak istiyorum.