Paralı Siyaset...
Türkiye'de paralı eğitim,paralı sağlık hizmeti gibi kavramları duymuş olabilirsiniz ;ama belki de Paralı siyaseti ilk kez duyuyorsunuz.
Şimdi birileri canım parası olan siyasete atılıyor,siyasette kendine yer ediniyor, biliyorduk diyebilir. Paralı olanlar seçilecek yerlerden listede yer alıyor ,diyen de çıkabilir.Bir de ben ekleyeyim.Ahbap çavuş ilişkilerine göre sıralamaya girenleri bu tanımlamalar dışında tutuyorum.Benim kastım.Devlet kesesinden siyaset yapan anlayışı gündeme getirmektir. Vicdanıma yük gelen devlet kesesinden pay alarak,sözde millete hizmet sloganı ile yola çıkanlara birkaç söz etmektir...
Tabii ki siyaset yapmak herkesin hakkıdır.Kimine göre: omurgalı,dürüst,kariyerli,bilgili ve donanımlı olması arzu edilen niteliklerdir..
Konjonktürü kollayan ,kimin kağnısı gıcırdarsa binen ,siyaset simsarlarını saymazsak, siyasete soyunanın paralı olması şarttır..Züğürt ,beş parasız ,sıradan bir vatandaşın iktidar partisinden yahut onun alternatifi bir partiden aday olması,bulanık suda balık avlamaya benzer.
Türkiye'de siyaset de ticaret de parasız yapılamaz . Para araçtır.Çünkü seçim ekonomisinin ham maddesi paraya dayanır.
Türkiye'de 12 Haziran 2011 seçimlerine 27 siyasi parti katılacak ,ama üç parti (AKP/CHP/MHP), %10 barajını aştığı için Genel Bütçe gelirlerinin 5 binde 2 .si oranında devlet/hazine yardımı alacaktır.Bu kanun amir hükmüdür.Yani biz vatandaşlardan toplanan vergiler,devletin alım satımdan elde ettiği gelirler toplamından ,meclisteki üç siyasi partiye yardım adı altında trilyonlar verilecektir/verilmiştir...
Bu üç siyasi partiye ; seçim öncesinden -2011 yılı Genel bütçe gelirleri esas alınarak -1-10 Ocak 2011 tarihleri arasında Banka hesaplarına -eski parayla- toplam :109 trilyon,100 milyar Tl.hazine yardımı yapılmıştır. Partilere dağılımı ise, eski parayla: AKP :62 trilyon,181 milyar,572 milyon TL. CHP,27 trilyon,869 milyar,461 milyon TL. MHP ise 19 trilyon 49 milyar,337 milyon TL.
Bu kadar (cık) mı?Demeyin.Siyasi Partiler Kanunu'na göre :Seçim döneminde hazine yardımının 3 katı kadar -ek yardım- yapılıyor.Bu da kanunun amir hükmüdür.İki senede bir seçim olduğunu düşünürseniz ,kağıt kalemi alın,partilere akıtılan paranın hesabı asgari ücretlinin net aylığını hesap etmekten kolaydır.
Şimdi seçime, 27 siyasi parti katılacağına göre ,- küsurat,ondalıklı -24 siyasi parti beş kuruş alamayacak!.İşte siyasi kavganın mahreci burada gizli.Seçim barajının aşağı çekilmemesinin , Siyasi partilerin iktidar olamasam da küçük olsun benim olsun,barajı aşma uğraşının püf noktası buradadır.Baraj sorunlu partilerin ittifak arayışları,ondalık hesap işlemlerinin pazarlık masasına yatırılmasının hedefini anlayabiliyor musunuz?
Lamı cimi yok!Mesele paralı siyasetten nasiplenmek!.Haksız da sayılmazlar!Madem, İktidar/muhalefet ikilemi aslan payından pay alıyor,onlar da teşkilatlarını ayakta tutmak, hazine yardımından nasiplenmek onların da hakkı diye düşünebilirsiniz.Liderlerin /başkanların kişisel hesap ve ihtiraslarının nedeni başka ne olabilir?Tabeladan öte bir varlığı olmayan siyaset kurumunun Türk siyasetine yön vermesi,siyasete yeni bir soluk getirmesi iyimserlik olmaz mı?
Hep düşünmüşümdür .Eğer ,bir kişinin çıkarı olmayacaksa ,bir itibar ve kimlik kazandırmayacaksa, siyaseti ticari bir meta olarak görmeyecekse neden siyasete yönelir?Hizmetse hayır/hasenat kurumlarında ,dernek ve benzeri sivil platformlarda caba gösterebilir.İlla siyaset diye tutturup ,kör bir inatla siyasette tutunmaya çalışmasını anlamak zor geliyor bana .
Bakın , siyasi partilerin,özellikle İktidar partisinin aday profillerine!! İlk dokuza girmesi şüpheli ve müphem olanların olağan üstü çabalarına ,bir bakın .Bulundukları konumda bu zamana kadar nasıl suskun kaldıklarına ,geleceklerini nasıl sabırla şekillendirdiklerine şaşmamak mümkün mü?Bunca çaba ve gayret,maddi külfete katlanma sırf bir listede yer alabilmek olabilir mi?
Siyaset parasız olmalı!!.Siyasi partilere, hiç birisine benim vergilerimden para dağıtılmamalıdır. Yasaya da dayansa doğru bulmuyorum.Bu yasa İlahi emir değildir..Beşeri bir tasarruftur.Kaldırılmalıdır.Hak vardır ,vebal vardır.
Vatandaşlar arasında siyaseti isteyen/seven vardır,istemeyen/sevmeyen vardır.Her vatandaşı siyasi bir kimliğe /tercihe zorlamak vicdani olmasa gerektir..Açıkçası vatandaş vicdani Red hakkına sahip olmalıdır.Öte yandan,12 Haziranda seçime katılacak 27 partiden 24'ünün hazine yardımından mahrum bırakılmasını doğru bulmadığımı ifade etmeliyim.
Bir başka dikkat çekici husus , yapılan hazine yardımlarının ,diğer yardımlarda/devlet harcamalarında olduğu gibi hak sahiplerine ulaşıyor mu?Partilerin alt teşkilat kademelerine ne kadarı veriliyor?Harcamaların Denetimi ahbap çavuş ilişkileri ile mi yapılıyor?Kamuoyu ne kadar bilgilendiriliyor?Partili/partisiz doğru ve sağlıklı bilgiye ulaştığını düşünmüyorum..
Unutmayalım kayıp trilyon meselesi, sadece bir Müteveffa'nın sırtına yükleyip , kendilerini dokunulmazlıkla dokundurmayanların vicdanı hassasiyetleri sorgulanmalıdır.Sonra 50/60 yıllık siyaset tarihimizde tek bu örneğin olduğunu,bundan önce ve sonra olmayacağını kabullenmek haksızlık değil midir?Kendilerini topluma dürüst olarak takdim edenlerin bu yaşananlardan alacakları ders olmalıdır ,diye düşünüyorum.Yani, kayıt-dışı istihdam ,kayıt dışı siyaset oluyor da kayıt dışı/usulsüz ve yersiz hazine parasını şahsi hesabı gibi harcayanlar olamaz mı?Siyaseti geçim kapısı olarak gören, yoktur demek zordur..
Hülasa ,ben devlet kesesinden paralı siyasete karşıyım.Seçimlerde kapı önüne konulan kumanyaların,kamyon sırtında taşınan kömürlerin,bedava dağıtılan beyaz eşya/mobilyaların kaynağı, seçim yardımından değildir ; sosyal devletin gereği olduğuna inananlardanım.Kaynak ödediğimiz vergilerdir.Kaynağı helaldir, ana sütü gibi.Öteki mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.