Bilmiyoruz neden böle yapıyor. Muhalefet bir konuşuyor, başbakan beş kat karşılık veriyor. Hemde zehir zemberek ! Tv de haberleri izlerken, çocukların ekran karşısında bulunması, gelecekte onların yapılarını asabiyet katacağı, iyi örnek olmayacağı, görüşleri hakim olmaya başladı. Allah korusun, ilerde çocuğumuzun akli melekelerinin zara görmesini istemeyiz. Liderler ekran karşısında, üstüblarına ve konuşma tarzlarına dikkat etmeliler.

AKP ve sayın başbakan, zaman gazetesi başta olmak üzere onlarca ""repertuar "" gazeteciyi ""beğendiği medyayı"" yanına alarak, cumhuriyet"imizin geçmişine söylemediği söz yok. Bir muhalefet hazımsızlığıdır AKP"de almış başını gidiyor. Soruyorum, bu muhalefetin hiçmi, doğru söylediği şeyler yok ! Sayın başbakan farkındamıdır değilmidir bilmiyoruz, fakat muhalefet demokrasilerin, olmassa olmazıdır. Ve de bunun yanında, sendikalar, dernekler, sivil toplum örgütleri, meslek kuruluşları, odalar kendi görüş ve düşüncelerini iktidarın olumsuzlarını dile getirirler. Yasalardan doğan demokratik haklarını kullanırlar. Buda demokrasinin gereğidir. Demokrasilerde muhalefet iktidara karşı çıkar yol bulamadığı zaman, anayasa mahkemesine gider. Demokratik yolların hepsinde halkın haklarını korumak adına kullanır.
Demokrasi, sadece seçim sandığından, en fazla oyu alarak çıkmak değildir. Demokrasi en fazla oy alanın, tahakümüne, daha az oy alanların girmesi demekte değildir! Demokraside, ne kadar insan değeri önde ise seçim sandığında verilen bir tane oy'un o kadar da değeri vardır. '' Her oy bir düşüncenin ifadesidir, tahakküm altına alınamaz'' Şuandaki ve önümüzdeki hazırlanan ve iktidar tarafından oldu bittiye getirilen anayasa metninde seçim sistemindeki yüzde 10 baraj sistemiyle en fazla oyu  alan parti diğer partilerin oylarını almakla, o partilerin görüş ve düşüncelerine ipotek koymakdır. Yeni anayasada partiler kanunu değiştirilmemiştir. partilerdeki liderlik ipotek altında kalmıştır, dokunulmazlıklar kaldırılmamıştır. Bu adaletsizlikler bir ülkenin ilerleme yollarındaki temel engellerdir. Demokrasiye inanan başbakan bunlar dile getirilirken kızmamalıdır, muhalefeti karşısında, cenk edeceği bir düşman gibi görülmemelidir.
* Ayrıca gençlik politika yaparken engellerle karşılaşmamalıdır. 12 Eylül'ün oluşturduğu -A-politik gençlik kuşağı ülkemizin geleceği için bir boşlukdur. Ülkesinin ve halkının geleceği üzerinde, gençlik fikir üretebilmeli. Sermayeden yana öncelikden değil insan ve toplumdan yana önceliği tanıyan fırsat eşitliğinin insanı bir hak olduğunu bilen. Fırsat eşitliği olmayan bir ülkede kazanılan, her fazla kurşun gelecek kuşağın hakkı olduğunu farkına varan bir gençlik. Bütün bu olumsuzlukların dine ve vijdana da sığmayacağını bilen bir gençliğe ihtiyaç var.
Fakat buna olanak vermeyen bir anayasaya evet demek mümkün değil.Gençliğe konulan siyasi ve politik engeller, bir ülkenin nitelikli, özgür toplum olma yolunda, yükselmesine konulan engellerdir. Saygılarımla