Sevmek, bizim kendimize ve dünyaya karşı giriştiğimiz hırsızlığa, kendi gücümüzle karşı çıktığımız biricik haklılığımızdır.

Alacakaranlığın ufalaya ufalaya sildiği bir adamı tutup ellerinden, başına ay ışığından bir hale geçirmektir, kaybolmadan sabaha çıksın diye.

Sevmek. Özünde var olan büyük bağlanmaya karşın, insanı günlük ilişkilerin kişiliksizleştirdiği tutsaklıktan kurtaran en büyük özgürlüktür.

İnsanı yalnızlığın hazinelerine götüren bir arınmadır sevmek.

Yalanın kirlettiği bir yüreği yağmur sularıyla yıkamak, sonrada içtenliğin rüzgarıyla durulayıp iğde kokularına sarmaktır.

Evlere karşı sokakların, sokaklara karşı evlerin biricik zaferidir. Zorun, kanıksamanın ve alışkanlığın insan ruhunda açtığı yıkıma karşı, en ince, en güçlü, her zaman yeni, direnme duygusudur.

Önünde durduğumuz kapıların zembereği, saatlerin mutluluk ayarı aldığı boylamdır ömrümüzün.

Sevmek barışın kişiye özel adıdır.

Kalabalığa karşı kişinin özgeliği; kalabalığa kişilik veren biricik olanaktır.

Bütün dillerin ortak şarkısı, bütün şarkıların sustuğu yerdir.

Taşa ses veren duygusu insanın; en kolay bağışlanacak kusuru; ölümün eşiğinde bile çırpınan ıslığıdır.

Dört mevsimin biricik paydasıdır sevmek, yazı, ayazı aynı içtenlikle güzelleştirir. Bir gelecek düşüdür bütün ufuklardan el eden. Göklerin genişliğini, denizlerin derinliğini, dağların doruğunu büyük bir ustalıkla gözlerimize ve göyüs kafesimize yerleştiriverir. İkidebir camlarına düştüyümüz bizi bize engüzel gösteren hayal aynamızdır.

Sevmek, insanın en büyük acısıdır, insan bağışlayarak yener yanlışı.

İnsanın acısını insan alır.

Mevlana’nın sözleri gelir aklıma;

Bir an sen su olduğunu düşün; su denli özel, su denli yararlı ve su denli çok, tükenmez……

İnanıyorum ki gerçektende öylesin. Ama ister çeşmelerden dökül, ister göklerden yağ,ister nehirler dolusu ak dibi olmayan bir kovayı dolduramazsın.

Yani seni dinlemeyenlere sesini duyuramazsın. Daha çok bağırdığında daha çok dinlenmezsin, gürültünün parçası olursun sadece.

Suyun yanında olanlar suyu en az içenlerdir, su nasılsa yanında gerek yok ki kana kana içmeye derler.

Tıpkı sesini sürekli duyanların seni dinlemedikleri gibi; doğadaki hiçbir hayvan derelerin yada nehirlerin gürültüler  koparan yerlerinden su içmeye çalışmamıştır. Hepsi suyun en sakin akan yerinden su içtiler her zaman.

Sen hep bir su olduğunu düşün.

Su gibi güzel, su gibi vazgeçilmez ve su gibi yaşam kaynağı olduğunu düşün, su gibi yaşatıcı ol.

Su gibi yıkıcı, sürükleyici ve öldürücü tarafı değil ama.

Suysan tarlalarını basma insanların, yuvalarını yıkma, ocaklarını söndürme, felaket demesinler sana. Suysan bardağa sığabil ki damarlara girebilesin.

Su gibi özel, su gibi güzel, yararlı, gerekli ve bitmez tükenmez olduğunu da  unutma.

Su gibi sakin olabileceğin gibi kıyametlerde koparabileceğini unutma sakin olanı seç.

Tercih senin elinde; dev dalgalarla gelen bir suyu kimse içmeye çalışmaz yada azgınca akan bir şelaleye kimse avuçlarını açıp su içmeye çalışmaz.

Bu güzel esere hayat veren ŞÜKRÜ ERBAŞ  ne de güzel dökmüş içinin kelamını mısralara , sende sakince bardaklara dolabilirsin , su hayattır , hayat ırmagımızdan daima sevgi aksın sakin , sakin , su kadar aziz , su kadar berrak sevgiyle aşkla kalın.