Ahmet Ufuk Erkan

Ahmet Ufuk Erkan

SEVMEKTEN KALBİN AĞRIR

SEVMEKTEN KALBİN AĞRIR

 

 

 

sevmekten kalbin ağrır ya... uzaktan, öyle gelip geçerken, sana bakmazken misâl, hani kalbin avuçlarında atar.yüzdönümlüğü mesafededir oysa, kalp kadar yakın.

 

 

sevmekten kalbin ağrır... uzaktan, öyle geçip gider gibiyken, bir merhamet anına denk gelse dersin; gelse bir merhamet saati de,dönse,dönse de varsın bakmasa...

 

 

sevmekten kalbin ağrır. kendinden geçer gibi geçerken, gözünün en gölgeli yanıyla,ucuyla bile değil gözünün,bakarken... ışığı yeni görmüşler gibi çakar gözünde parıltı. tavuk karası olur,kalırsın kala kala...kalakalırsın...

güneşe baksan, bu olmayabilir. aslında, güneşi yansıtan,hani nasıl tarif etmeli,ay desek? ya da demesek bir şey. desek ki,sevmekten kalbin ağrır ve kendinden geçer gibi geçerken, dönüp kalakalırsın, gözünde patlayan ışıklarla....

 

sevmekten ağrır kalbin. yüzlerce yüzden bir yüzdür. kimse abartmasın,ille de yüzdür ilk görünen. sonra o yüz eskir...yani eskitemezsin de hadi diyelim,birileri eskidi der...gocunmasınlar diye, yüzdür eskir,ruhu aynı dersin. yalandır...

eskitemediğin bir yüzdür aşk dediğin... sevmekten kalbin ağrır..

 

karanlık dehlizinden çıkıp, işte öyle ışıklı yüzle.... parıltılar çakar kafanda.burdan geçmeli miyim? bakmalı mıyım? ışıklı yüzle karşılaşıp.

 

eksik cümlelerin yarım mı? eksik cümlelerin tam mı?

 

bilirsin, asla tam çıkmaz iki yarımdan.

 

ömrünün en garip, ölüme en yakın, ölüme en teşne çağında, gözucuyla...

 

her sevmek biraz ihanetlidir. yenidir çünkü her sevmek.

 

bin yıl önce sevsen de yenidir, bin yıl sonranda sevsen de,yenidir. yepyeni... her yeni biraz ihanet taşır böğründe, zira bilir seni. seni tanır....

 

sevmekten kalbin ağrır.

 

fil mezarlığındasındır. ferah feza beklersin bir ölüm gitmesi.

 

sevmekten kalbin ağrır. palazlanmıştır asırlık aşklar. yakaza haliyle  gezer durursun,bakar durur...

 

 

içinde nice uzun yıl. içinde nice uzun,uzun zamanlı sızı.

 

aşklardan oluşan yüz musallası. bak bunu da dedim,aşk musallası... yüz musallası... yıkayıp durular belki, belki yüzüne çarpar, karanlıktan çıktığında gördüğün parıltı.

 

ezberin sayılır, sevmekten kallbin ağrır. yüzlerden bir yüzdür,ömründen bir cüz. başını çevirsen oradadır. hiç çevirmesen de... yüzdür, seni almıştır, ha uzağındasın ha yakınında.

 

merhametine denk gelse. baksa,hatta bakmasa. kazınan yüz...

 

kalbinin elinde çarpmasıdır aşk.

 

sus ve otur yerine. hatırla ezberindeki yüzleri. yüzdönümlüğü kadar yakın,çarpan kalbin kadar...

 

hadi bak, ışıklı, gözünü alazlayan ışığıyla bir yüze...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Ufuk Erkan Arşivi
SON YAZILAR