Şiir Dostları Arasında
Geçtiğimiz Cumartesi günü akşamı Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezindeki şiir-severlerin toplantısına katıldım.
Samsun'da böylesi bir etkinliğin olduğundan habersiz olmak benim ayıbım.
Değerli dostum ,okul arkadaşım,Türkçe Edebiyat öğretmeni Sn. Yusuf Kurt'un özel daveti üzerine katıldığım toplantıda ,bir bilgi eksiğimi tamamlamış oldum.
Akşamın geç saatlerine kadar orada kaldım.Samsun'un şiir sevdalılarını, heveskarlarını, amatör şairlerin bir çoğu ile tanış oldum.Hepsini ismen zikretmem olanaksız ;ancak yeri ve zamanı denk düşünce burada konuğum olacaklardır.
Sohbetlerin iki yıllık geçmişten bahsedildi.Süreçte yaşanan sıkıntılar ve gaileler ,iç hesaplaşmalar olgunlukla tartışıldı.Özellikle,sazı ile sözü ile şiir ikliminin oluşmasında emeği olan sn. Mustafa Bilirobalı' nın -kaygıdan öte- sıkıntılarını içselleştirmesi,şiire ne denli aşık olduğu,kurduğu dünya ile ilgili çevrelerini saran çekişmeleri -sanatçı duyarlılığını aşan- eleştirel konuşmalarında yakalama fırsatı buldum.Her tavrı ile saygınlığı,sözünün dinlenir olduğuna şahit oldum.Herkes görüşe ve düşünceye anlayışla yaklaşması,sorunu dinlemesi ,sorun çözmede ortak aklı benimsemesi ,kelime seçimindeki titizliği taktire şayandır.
Ülkemizde şiir çok sevilir. Milletçe şiire/şairliğe yatkın bir karakterimiz vardır.Güzel Türkçemizin şiirsel bir özelliği inkar edilemez bir gerçektir.
Yalnız şairi çok bir millet olmamıza rağmen şiir kitaplarının basımı /yayımı ,şiir kitabı okunmasında önemli sıkıntılar vardır.
Çoğumuz hatırlar, lise çağında defterler dolusu şiir yazanlar,yazdıklarını bir türlü kitap olarak çıkaramazlar,çıkarsalar alıcı bulamazlar.İster ticari kaygı,ister ideolojik nedenle şairler içe kapanırlar,kendi camiaları ötesine geçemezler.
Şiir dünyası bir başkadır!. Yazmak ayrı, okumak ayrı bir yetenek ister.Sn.Yusuf Kurt kardeşimim hafızasında antolojik yoğunlukta şiir olduğunu biliyorum.Şiiri duyarak okuması,karşısındakini duygulandırmasını çok iyi biliyor.
Bu yetenek fani bir insanın/ustanın yüreğinde hapis kalmamalı,gelecek kuşaklara ,şiir-severlere mutlaka aktarılması gerekir ,diye düşünüyorum.
O toplantıda iki önemli hususu belirtmeliyim .Birincisi ,küçük bir kız çocuğunun,o yaşda evcilik oynaması gerekirken,yazdığı veya yazılmış bir şiiri,duyguyla okuması fevkalade önemsiyorum.Büyüklerin arasında kekelemeden,ıkınıp /sıkılmadan yüreğinin ta derinliklerinden gelen bir aşkla okuması takdire şayandı.Adını bilmediğim Bıcırık ın Büyüklerinden neşeli,insanı hoş tutan,germeyen,siyaset ve karamsarlık aşılamayan şiirler istemesi, mutlaka dikkate alınmalıdır.Küçükten al haberi boşuna söylenmemiş!..
İkinci hususa gelince ,iki Şair arasındaki işveleşme dikkatimi çekti.Şiirin insanların ilgisini çekme tılsımı sanırım burada gizli.Mahpeyker' le Fikrinaz esprisine şifrelenmiş atışma ilgi çekiciydi.
Şair Hasan Sancak'ın Fikrinaz taşlaması cinas çağrıştırıyor.Şiirini el yazısı ile takdim ettiği için teşekkür etmeliyim.İki dörtlüğünü okurlarımla paylaşmalıyım:
Yaşadıkça böyle kendi halinde
İki büklüm olacaktır belinde
Davul sende ,tokmak düşman elinde
Türk havası çalamadın Fikrinaz.(*)
Az mı bizde hak edip te bulmayan
Kimdir halkı,hiç kaleye almayan
Bu sanatta ,tırnağınız olmayan
Aşık Sancak olamadın Fikrinaz
(*) Bu mısraı bir de Fikrin azolarak okuyunuz!!
Ömrü ,eğitim öğretimle geçmiş ve şimdi bir köşede ömür tüketen ,emekli öğretmenlerimize bir çağrım var.Geliniz, tatilinizin, -bir Cumartesi akşamının- bir iki saatini şiir dostlarına ayırınız.Bilgi ve birikiminizi şiir-severlerle paylaşınız.
Ne kaybedersiniz!.Şiir dostları arasında bambaşka güzelliklere ,doyulmaz mutluluklara merhaba demek için Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi'ndeki şiir dünyasına konuk olalım
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.