Anayasa mahkemesince bir yılı aşkındır devam eden AKP"nin kapatma davasına isnat edilen, “Laiklik karşıtı ve odağı olmak”, suçu ile ilgili dava sürerken, Ülke gündemine bomba gibi düşen ERGENEKON adlı terör örgütünün, Türk devletinin geleceğine yön veren sivil ve askeri kanatta yer alan bürokratlardan oluşarak etkin rol alması;
Halkın; Türkiye"de neler oluyor sorusuyla karşılaşmasına, pazarda, mezarda ve kahvelerde tartışmalara neden olurken, Anayasa Mahkemesi, her yıl bir Ağustos"ta başlayan YAŞ kararlarının öncesinde kararını açıklayarak,
Ak parti hakkında, Kapatma kararı almayarak cezai müeyyidelerle ikaz ederek sonuçlanması, Türk toplumunun inanç yaşayış, gelenek ve göreneklerine, örf ve adetlerine göre incelendiğinde;
İnsan hakları, demokrasi ve özgürlüğe karşı ne kadar ağır kararlar içerdiği görülecektir.
Her ne kadar günün siyasetçileri günü kurtarmaya yönelik siyaset yaparken, elbette gelecekte tarihin tozlu raflarında yerini alacak belgelerin, ülke gündeminde yaşanan olayların, demokrasi ve insan haklarına etki ve katkıları vicdanlarda yargılanacağı unutulmamalıdır.
Anayasa mahkemesinin aldığı bu karar;
Türk insanı kendi vicdanında yargılayıp, en isabetli kararı yine kendi vicdanıyla, hak edenin hakkını vermesiyle son bulacaktır.
Verilen bu karar; Ülke yönetimini, geleceğimizi ve dolayısı ile Türk ekonomisini çok hassas bir şekilde ilgilendirdiğinden, öncelikle davanın muhatabı iktidar partisini, AKP yöneticilerini rahatlatmış, ülke gündemini işgal eden karamsarlığı ve belirsizliği de ortadan kaldırmıştır.
Şimdi 22 Temmuz 2007 seçimlerinin ardından verilen sözlerin yerine getirilmesine, Adaletin, hak ve hukukun üstünlüğünün korunmasına, işsizlik ve yoksulluğun giderilmesine, eğitim ve sağlık başta olmak üzere, tüm insanlığı ilgilendiren, insan hak ve özgürlüğünün korunmasında, ilkeli adaletli ve kararlı bir şekilde, AB yolunda mesafe alan ülkemizin,
İnsan onuruna yakışır bir hayat standartlarını yakalayacak çalışmaların bir an önce başlatılması, ekonomik ve sosyal şartların iyileştirilerek hayata geçirilmesi, en büyük beklentilerimizdir.
Demokratik ve hukuk devletinden beklenen, ülke idaresinde halkın gücüne inanan, gücünü Anayasadan alan Cumhuriyete ve Demokrasiye uygun seçimlerin yapılarak, çoğunluğun idaresinde tahammül sınırları içinde siyasetin geliştirilmesine özen gösterilmelidir.
Hırçın, kavgacı ve gerilim politikaları yerine, sevgi hoşgörü, kardeşlik ve barış politikalarının ve hazım kültürünün oluşturulmasına gayret edilerek,
Ülke kardeşliğinin, birlik ve beraberliğin yerini alması dileğiyle,
Sevgiyle esen kalın…