Mehmet Ali Coşkuner

Mehmet Ali Coşkuner

TRUMP’TAN ERDOĞAN'A ÖVGÜ

7 Nisan 2025’te Beyaz Saray’da düzenlenen Trump-Netanyahu görüşmesi, klasik bir diplomatik buluşmadan çok daha fazlasını barındırdı.

Görüşmenin perde arkasına yansıyan detaylar, sadece Orta Doğu'daki güç dengelerine değil, aynı zamanda ABD'nin dış politika yaklaşımlarına da ışık tuttu.

Ancak asıl dikkat çeken husus, Donald Trump’ın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında sarf ettiği övgü dolu sözlerdi.

Öyle ki bu sözler, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun yüz ifadesine yansıyan şaşkınlıkla birleşince uluslararası basında da geniş yankı uyandırdı.

Trump, görüşme sırasında Erdoğan’ı "çok zeki, çok güçlü bir lider" olarak tanımlarken, Türkiye’nin bölgedeki ağırlığını teslim etti.

Trump, Erdoğan’a olan kişisel sempatisini dile getirerek, “Onu seviyorum. Kendisiyle her zaman iyi ilişkilerim oldu,” şeklinde konuştu.

Bu ifadeler sadece diplomatik nezaketin bir gereği değil, aynı zamanda Trump’ın Türkiye’ye dair jeopolitik vizyonunun da dışavurumu gibiydi.

Görüşmenin diğer tarafında ise Türkiye konusunda daha temkinli, hatta eleştirel bir çizgi izleyen Netanyahu vardı.

İsrail Başbakanı, Türkiye’nin Suriye’deki etkinliğini ve Gazze konusunda oynadığı arabulucu rolü, kendi güvenlik perspektifinden tehdit olarak değerlendiriyor.

Ancak Netanyahu’nun Trump’tan beklediği açık destek, adeta ters tepti.

Trump, “Türkiye ile yaşadığınız herhangi bir sorunu, makul olduğunuz sürece çözebilirim” diyerek, Netanyahu’ya dolaylı bir uyarı gönderdi.

Bu da bir anlamda, Trump’ın Erdoğan’a duyduğu güvenin altını çizdiği bir andı.

Bu sıra dışı buluşma, dünya medyasının da dikkatinden kaçmadı.

Hindustan Times, “Netanyahu, Erdoğan’ı şikâyet etti, Trump övdü” başlığıyla çıkarken, The Express Tribune, Trump’ın Netanyahu’ya daha ılımlı bir tavır takınması yönünde telkinde bulunduğunu belirtti.

Al Jazeera, Trump’ın Türkiye’ye dair söylemlerini “stratejik bir hamle” olarak yorumladı ve ABD’nin bölgede yeniden denge arayışına girdiğine işaret etti.

Türk medyası ise gelişmeleri memnuniyetle karşıladı.

Türk medyasında,Trump’ın Erdoğan’a olan sevgisinin ve güveninin Netanyahu için beklenmedik bir durum olduğunu ifade edilirken, “Netanyahu’ya diplomatik tokat” olarak ta nitelendirildi.

Nitekim bu gelişmeler, Türkiye'nin uluslararası arenadaki etkinliğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Trump’ın bu söylemleri sadece bireysel bir duruş değil, aynı zamanda olası bir jeopolitik yön değişikliğinin sinyalleri olabilir.

ABD’nin İsrail’le ilişkileri her zaman özel bir düzlemde ilerlemiş olsa da, Türkiye gibi bölgesel güçlerle kurduğu ilişkiler de stratejik önem taşımaktadır.

Özellikle Suriye, Gazze ve Ukrayna krizlerinin gölgesinde, Türkiye’nin hem NATO içindeki konumu hem de Müslüman dünya üzerindeki etkisi, ABD açısından vazgeçilmez bir koz olarak duruyor.

Trump’ın Erdoğan’a yönelik bu açık ve pozitif tutumu, sadece Netanyahu’ya verilmiş bir mesaj değil; aynı zamanda Türkiye’nin gelecekte oynayabileceği diplomatik rollerin de habercisi.

Bu gelişme, bölgede yeni bir diplomatik denklemin habercisi olabilir.

Türkiye’nin arabuluculuk kabiliyeti, enerji koridorları üzerindeki rolü ve askeri kapasitesi düşünüldüğünde, Trump’ın bu çıkışı, sadece bir övgü değil; stratejik bir işaret fişeğidir.

Netanyahu için bu görüşme, soğuk bir duş etkisi yaratmış olabilir; ancak Türkiye için bu, hem siyasi hem de diplomatik anlamda güçlü bir kazanım olarak kayda geçti.

Dünya yeniden şekillenirken, Türkiye’nin bu tabloda nasıl bir rol üstleneceği ise Erdoğan’ın liderliğinde şekillenmeye devam edecek gibi görünüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Ali Coşkuner Arşivi
SON YAZILAR