SIRA TÜRK ADINA GELDİ!!!...

Bilge Kağan çağlar öncesinden Türk milletine seslenirken:Üstte gök çökmedikçe ,altta yağız yer delinmedikçe İlini,Töreni kim bozabilir...Türk adını attın,İlini,Töreni kaybettin!” diyordu, gafillere!.. D.Ahsen Batur:”1200 Yıllık Sürgün”kitabında :“Türk kelimesi,Gök-Türk devletinin yıkılmasından Jön-Türkler'ın kuruluşuna kadar yaklaşık 1200 yıl boyunca kullanılmamış;adeta Türkler tarafından sürgüne gönderilmiştir”tespitinde bulunuyor.Mehmet Eymür'ün : ”Bu Devleti 50 yıl Türkler yönetmedi ”sözünün,“derin bir anlamı var...

Bu gerçekler ışığında  yeni,sivil “Üniter Demokratik (!) Anayasa”dan “Türk ve Türklük” kavramları çıkarılıyor.Ne olur demeyin.TCK'dan 301. madde kaldırıldı,Türk'e ve Türklüğe hakaret suç olmaktan çıkarıldı; gök kubbe çökmedi , diyenler çıkabilir.Ama ,Pelin Çift'in “Öteki Gündem” TV programına katılan bir”Monşer kızı” öyle bir hezeyanda bulundu ki inanamazsınız. Drakula'nın yakışıklı kardeşi Radu'dan bahisle;“Fatih Sultan Mehmet Han ,bu kişi ile ilişkisi varmış”, iddiası bu.Kaynak sorulunca   kıvırtıyor .Dedikodu olduğunu söylüyor.Tevile,inkara güç yeter mi ,kahpeliğe ha keza !Bu hakaret sayılmaz!Suç ta.

Şimdi ,sıra Anayasa'daki “Türk'e ve Türklüğe” geldi.Bu garez,kindarlık yeni değildir.İçte” kindar Dede'nin çocukları, dışta  Vatikan v Kilisenin yönetiminde düşmanlıklar var.Sevrçi kürtler ,ağzı laf eden yazar çizer takımı besleme tosuncuklar “ Doğu'da zulüm var!.Katliam var! “ diyorlardı. Ermenisi,pontuscusu, Süryanisi ,kıptisi aynı sakızı çiğniyordu.Numaralı Cumhuriyetçiler,çeyrek porsiyon milliyetçiler kulak kesiliyor,yürekte hayır dese de ,diller lal kesiliyordu.Dünün Marksistleri , bugünün liboşları, seyyar kıbleli  takkeliler,saltanat dalkavukları,küresel emperyalistlerle  işbirliği içinde, fitne ateşine  odun atıyorlardı.Savaş lobicileri ,kandan beslenen Baronlarboş durmuyor ; Anadolu'yu “Türk egemenliği”nden kurtarmak, Lozan'ı hükümsüz kılıp, yeni “ kimlik “ inşası için güçbirliği yapıyorlar.

Türk'e  düşmanlık yeni zuhur etmiş değildir.Malazgirt zaferi ile başlayan ve İstanbul'un fethi ile taçlanan  Anadulu'yu “Vatan”edindikten sonra  başlar bu fitne..16.YY'a gelene dek Avrupa'da Türkler hakkında 2500'den fazla kitap yazılır ve basılır.Tümü “Anti-Türkizm, Türkofobia “ algısı üzerinedir: Türk'ün tanımı ve vasfı; ”Kana susamış,barbar,Haçlılara karşı savaşan kafir çocukları” dır.  M.Lüther'e göre:  ” Türkler şeytanın hizmetkarı ve yönetimlerinde hırıstiyan inancının yaşaması mümkün olmayan vahşi bir halktır.Hem Mohammedi,hem Türk Sultanı ,hem de onların orduları şeytan tarafından ele geçirilmiştir.”(Mastnak,2003,s.215/216)Bir papazın gayrı meşru çocuğu , hümanist(!) Rotterdamlı  Erasmus: 1530 'da “Türklere Karşı Savaş Üzerine”yazdığı kitabında  ”Avrupa Türklerin olmadığı bir yerdir.”diyor.Bitmedi.Edwin Sandya :“Türk tehdidini savuşturmanın Hırıstiyan Birliğinden başka bir çaresi yoktur”diyor. Voltaire'le bitirelim:”Türkleri gülünç duruma düşürmek yetmez.Onlar yok edilmeli ,zira Türk demek ,veba gibi yeryüzündeki en korkunç lanettir.Kökü kazınmalıdır.”

Bu söylenenleri alt alta ,üstüste koyun bakın ,bu sözleri son yıllarda kimler, aynı ağız ve uslupla kullanıyor?Kimler,Türk'ten,Türk adından  rahatsızlık duyuyor,gocunuyor!

Osmanlı'da da durum farksız değildi.İkbalini Hanedana hizmet esasına /kulluğa dayamış devşirme güruhu, Millet-i asliyeyi “Etrak-ı bi-idrak “yerine koyuyordu.Mithat Paşa,bayrakta hilalin yanına Haç'ı resmetmeyi teklif ediyordu.Saltanat yalakası Ali Kemal,Kuvvacıları :“Haydut,zararlı bir unsur”diye işgalcilere gammazlıyordu.Kürt Nemrut Mustafa'nın düzmece mahkemesinde ölüme mahküm edilen  Kaymakam Kemal Bey'in cenazesine katılımı hazmedemeyenler ”4 hamal yeterdi”diyecek kadar soysuzlaşabiliyordu.Müderris Ahmed Naim'in “ İslam'da Dava-yı Kavmiye “adlı eserinde :”Türkün geçmişini bilmesine ,öğrenmesine luzum ve ihtiyaç yoktur ,diyordu. 1919/1920 yıllarında Kuva-yı Milliye mensuplarına ölüm fermanı çıkaran Şeyhülislam firari Mustafa Sabri Efendi “Türk'e ,Türklük benliği “vermek isteyenleri “soysuzlukla “suçluyordu.Zaman kimin soysuz olduğunu ortaya çıkardı. D.Ahsen Batur,ne güzel öazetlemiş;Türk için,Türklük için “1200 Yıllık Sürgün”diye.

Bu acı gerçekleri ,neden gündeme taşıdığımı merak edenler olabilir.Ezber bozacağız ,diye tarihi gerçekleri saptıran, “tarihi utandırmak”fantazisiyle “Büyük yalanları” yüzleri kızarmadan,vicdanları sızlamadan söyleyebilen gafilleri/hainleri unutmayalım istedim.

Tanzimatcılar:”Sen yalnız Osmanlısın,sakın başka milletlere bakarak sen de milli bir ad isteme.Milli bir ad istediğin dakikada Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasına sebep olursun”demişlerdi.Vatanı kaybetme ,birliğin dağılmaması endişesiyle bir kısım aydın :Vallahi Türk değilim.Osmanlılıktan başka bir içtimai zümreye mensup değilim”diyordu.1912 yılında Sebilürreşad dergisinde : “Türk “ kelimesinin kullanılması “dinsizlik,kafirlik”sayılıyor,Ziya Gökalp'e”Daltaban”sıfatı yakıştırılıyordu. Şimdi ,değişen bir şey yok!Ülkede tüm etnik topluluklar sayılırken ,demokratikleşme adına ,söz , Türklere/Milliyetçilere gelince akıllar tutuluyor, idraksizlik “şövenizmle ,faşizmle  ve ırkçılıkla , kafatasçılıkla” bir  görülüyor.

Tanzimat'ta Osmanlı milleti olarak tanımlanan,Ümmetten millete geçiş süreci Türkiye Cumhuriyeti sınırları içersinde herkesi Türk üst kimliği ile “Eritme Potası'nda bin yıllık kardeşlikte birleştirmiştir. Türk milleti ve Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür.Türk milleti tek bir soya sopa dayanmaz.Peki ,niye aksi düşünce üzerinde ısrar ediliyor.Kökleri geçmişe dayalı Türk düşmanlığıdır. Fethullah Hoca Efendi'nin “Onursal Başkanı “olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı tarafından 28'si düzenlenen ABANT Platformu'nun Sonuç Bildirgesi'nde”Hiçbir resmi belgede Türk vatandaşlığının  sosyolojik bir tanımı olmamalı.Yerine “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı “ kavramı üzerine odaklanmak;yerel nufusun talebi halinde yer isimlerinin orijinal haline iade edilmesi gerektiği; Türkiye'nin farklı mezhep,din ve etnisiteleri içeren fakat bunlarla sınırlı olmayan çok kültürlü yapısı Devlet ve toplum tarafından tanınmalıdır.diye “Türksüz”yapay bir toplum öneriliyor.Aamaç,Anadolu'dan  Türk adı ni silmek!.Koca bir milleti sürgüne göndermek. ”Şark Meselesi”ni hayata geçirmek.Ya da Ortadoğu coğrafyasında dinsel ve mezhepsel eksenli yeni bir “Ortadoğu kimliği” inşa etmek!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Anayol Arşivi
SON YAZILAR