Sivil Savunma Emekçileri!...
Yıllardan bu yana hatta asırlardır ülkemizde doğal felaketler, hükümet felaketleri yerel ve genel yöneticilerin yarattıkları depremler ve afetler bir türlü dinmek bilmemekte. En Son İstanbul ve Tekirdağ"da yaşanan sel felaketleri. Haberleri izliyoruz ve okuyoruz. Kesinlikle bana göre yerel yöneticiler ve genel yöneticilerin ihmallerinden kaynaklanmaktadır İstanbul"da yaşanan sel felaketi. Geçtiğimiz hafta içinde çocuklarımı zorunlu olrak İstanbul"a gönderdim. Göndermesine de gelin siz bana sorun nasıl gönderdim. Ellerim böğrümde sabahlara kadar nasıl korku yaşadığımı. Gece sabaha kadar otobüste seyahat eden çocuklarımın durumlarını sordum durdum. Çok acı gerçektende mega bir kentte sel feşlaketi yaşanıyor ve üstüne üstlük 31 kişi yaşamını yitiriyor. Gerçektende çok büyük acı ve ayıp. Bunun sorumlusu kim yada kimlerse bir gün mutlaka umarım yargı önünde hesap verirler. Yazıyı yazmadan önce Sivil Savunma Müdürlüklerinde çalışan personel arkadaşların yaptıklarıyla ilgili bir basın açıklaması gönderilmişti bana KESK Büro Emekçileri Sendikası BES tarafından. KESK, BES"e bağlı olarak çalışan Sivil Savunma Müdürlüğü çalışanlarının haklarıyla ilgili yaptıkları işe göre çok da düşük bir yaşam standartı altında maaşla yaşamlarını sürdürdüklerini ifade etti. BES Samsun Şubesi Sekreteri Bayram Metintaş bana gönderdiği iletisinde şu görülere yer vermiş. Kamu emekçisi olan hepimiz bu konu üzerinde süratle durmalıyız.
Değerli basın emekçileri, arama kurtarma birlik müdürlüğü örgütlenme alanımız içerisinde bulunan iş kollarından birisidir.
Arama Kurtarma Birlik Müdürlüğü personeli bilindiği üzere depremden, sel felaketine, yangınlardan, trafik kazalarına, boğulma vakalarından, göçüklere kadar bir çok felakete müdahale eden ve görevleri gereği gece gündüz demeden göreve hazır bekleyen emekçilerdir, onlar sayesinde bir çok insanımız ölmekten, boğulmaktan, yanmaktan kurtulmaktadır.
Arama Kurtarma İş Kolumuzdaki kamu emekçileri bu denli zor görevlerde çalışmalarına rağmen kamu emekçileri içerisinde gerek özlük hakları olarak ve gerekse ücret düzeyi olarak en mağdur durumda olanlarındandır.
Bu mağduriyetlerinin yanına birde yerelde yaşamış oldukları haksızlıklar eklenince mağduriyetleri bir o kadar daha artmaktadır.
Samsun Arama Kurtarma Birlik Müdürlüğünde mevcut bulunan 15" adet kurbağa adam kadrosundan boş olan 10" kadroya dilekçe ile talep alınmış, talep edenler vilayetten olur alınarak görevlendirme yapılmıştır, görevlendirilen emekçiler aylık maaşlarının % 80"i oranında ek ödeme almaktadırlar, bu durumdan talepte bulunan 10" kişinin dışındaki arama kurtarma birliği emekçileri işlem olup bittikten sonra haberdar olmuşlardır. İdare tarafından 10" adet kadroya kurbağa adam görevlendirmesi yapılacağı iş kolundaki emekçilere haberdar edilmeden yangından mal kaçırırcasına yapılmıştır, ne tesadüftür ki bu kadar cazip olan 10" kadroya sadece 10" müracaat olmuştur. Daha sonra müracaat eden emekçiler için ise işyeri panosuna eğitim alacaklar diye bilgi asılmıştır.
Bu görevlendirmeler yapılırken onay isteyen ve onay veren makam Sivil Savunma Genel Müdürlüğü Kurbağa Adam Personel Yönergesinde belirtilen esaslara uymamıştır.
Yönetmenliğin 8. maddesi ile kurbağa adam görevine seçilecek personelde aranacak şartlar belirlenmiştir, müracaat edenlerin bir çoğu, yönergenin;
8/b maddesinde belirtilen 35" yaşını doldurmamış olmak,
8/d maddesinde belirtilen Tam teşekküllü devlet hastanesinden sağlık açısından dalışa elverişli olduğuna dair sağlık raporu almış olmak,
8/e maddesinde belirtilen Genel Müdürlük tarafından belirlenen yer ve uzman personel nezaretinde, içeriği su üstü ve su altı komisyonu tarafından hazırlanan bedeni yetenek testinden başarılı olmak,
8/f maddesinde belirtilen Deniz ve Sualtı Hekimliği Kliniklerinde sıhhi kurul muayenesinden, basınç odası testleri sonucunda Kurbağa Adam Olur raporu almak,
8/g maddesinde belirtilen Kurbağa adam görevine seçilmeye esas teşkil eden kursu başarıyla bitirmek,
Maddelerindeki şartlara uymamaktadırlar.
Görevlendirilen personelin yönergeye uyulup, gerekli sağlık tetkikleri yaptırılmadığı için hayati tehlikeleri de söz konusudur.
Bu uygulama ile bellidir ki idare kendisine yakın gördüğü emekçileri ödüllendirmek istemektedir.
19.01.2009 tarihinde bakan onayı ile yürürlüğe konulan yönergeye aynı yıl içerisinde alt birimlerce uyulmaması, yönergeye itibar edilmemesi düşündürücüdür.
Görevlendirilen emekçilerin de hayatlarını tehlikeye atan hukuk dışı görevlendirmeye derhal son verilerek, tüm emekçilerin haberdar edildiği yönergeye uygun bir görevlendirme yapılmalıdır.
Büro Emekçileri Sendikası olarak bu hukuki olmayan uygulama düzelinceye kadar takipçisi olacağız diyerek sözlerini bitirdi. Umarım bundan böyle bu kadar da boş verilmiş bir selfelaketi doğal afet yada bir başka afet olmadan yaşamımızı sürdürürüz. Saygılarımla .!