Seçime katılan siyasi partilerin aylar öncesinden başlayan adaylık yarışı, geçtiğimiz Pazartesi günü YSK' ya teslim edilen listelerle son buldu.
Çok önceden siyasete “merhaba” diyen aday adayları, kendilerini önce Teşkilatlara,sonra Medya aracılığı ile Samsun seçmenine, daha sonra Parti Genel Merkezleri önünde kurulan karargahlarda “Siyasi Vesayet”in tek sahibi genel başkanlarının gözüne girme çabaları sona erdi,listeler kesinleşmiş oldu.
Kimi elektronik -temayül-yöntemini,kimi profesyonel Kamuoyu Araştırma Şirketleri aracılığı ile aday adayı belirleme yöntemini kullanarak aday adayları arasında kıyasıya rekabet yaşandı.
AKP-iki seçmenden birinin oyunu alarak- Meclise taşıdığı vekillerin yarısına yakınını çizdi. Samsun'da da öyle oldu.3 isim dinlenmeye alındı.Tüzük gereği denilse de ,parti içi bir grubun/ekibin tasfiyesi yapıldı,şeklinde yorumlar yapıldı. Yüksek sesle dillendirilmiyorsa Liderin/İktidarın gücünden ”biat “kültürünün kaynaklandığını söylememiz yanlış olmaz.Nasıl geldilerse öyle gittiler! Demek en doğrusu…...
CHP'deki durum daha sancılı oldu!Kırılmalar,küskünlükler ,restleşmeler,parti içi derin ayrılıklar açığa çıktı..Baykal ve ekibi,Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi tarafından “değişim/devrim” gerekçesiyle “Statükocuların” tasfiyesi gerçekleştiriliyor,yorumları yapıldı...
MHP'ye gelince:Medyanın fazla ilgi duymadığı aday listeleri, teşkilat içersinde uzun süre tartışılacak gibi..Su yüzüne çıkmasa da şimdilik sessizlik hakim.Gerçi,her seçim öncesinde bildik “kimlik” tartışmaları,”dışta” kalmanın yarattığı rahatsızlıklar,klasik “hizipçilik” hesaplaşması deyip geçilmemelidir.Madem geniş kapsamlı “taban temayülüne ”başvuruldu, kuşkuların giderilmesi için birinci ağızdan açıklama yapılması beklenmektedir.Zamanı mı derseniz ,tartışırım.En azından seçim sürecinde konun sık sık gündeme getirilmesinin önü alınmış olur.
Bazı illerde önceden –muhtemel- liste başı adayların hakkında isimler noktasında çekinceler olduğu biliniyordu…Elbette herkesin isteği,ön kabullü önemlidir,ancak birebir karşılanması olanaksızdır.Bir orta yol bulunabilir miydi?Evet…
Genel kanı milletvekilleri kendi tabanı ile ilişkilerinde pek başarılı oldukları söylenemez. Zaafiyet gösterdikleri,sıcak temas kuramadıkları kulislerde söylenmektedir.Üstelik ,değişimin sıkça dile getirildiği,seçimin var olma yok olma noktasına geldiği kabul edilen bir süreçte eskiyen yüzlerin,devşirilenlerin Partiye nasıl katkı sağlayacağı belirsizken garanti sıradan listeye konulmaları,sadakat ve fedakarlığın,ahde vefanın göstermelik temayül algılamasının izahı gerekmektedir.Şeffaf olunmadığı izlenimi akılları kurcalamaktadır.Her seçimde yaşanan politik tercih deyip geçelim.Gönül ayrılma ve kopmalar olmasın ister,farklılıkların derinleşmeden ve kırılmadan seçimin yaşanması,dileğimizdir.
Gözümüzü Samsun'a çevirelim..
MHP aday listesinin çeşitli mahfillerde hayal kırıklığı yaşattığı konuşulmaktadır. Hatta , diğer partiler aralarında tatlı bir rekabetin yaşanacağı söylenmektedir.
Benim aday listesini okuyuşum ,Kulislerde konuşulanlardan biraz farklıdır.MHP Listesinin ilk beşi; 30/45 yaş aralığında olması ,adaylardan ikisinin “bayan” olması çok önemli buluyorum.Tahsil ve meslek dağılımı :1 Öğretim üyesi.2 Diş doktoru.2 Eğitimci ve STÖ temsilcisi,1 Hukukçu,1,İktisatçı,2 İşadamı olmak üzere toplumun her kesimini kuşatan bir yapı düşünülmüş olabilir…
Birinci sırada tanıdık /bildik bir isim.Eski OMÜ Rektörü ve AR-GE den sorumlu Genel Başkan yardımcısı.Sn .Devlet Bahçeli'nin “Benden” dediği bir aday…3 Dönem Genel Merkez kontenjanından aday yapıldı.Halen Milletvekili olarak parlamentoda görev yapıyor.Tekrardan birinci sırada olmayacağı beklentisi,siyasi gelişmeleri okuyamama beceriksizliği sayılmalıdır.
Bir başka nokta . AKP ve CHP'nin listesiyle kıyaslanmalıdır. AKP'nin ilk iki sırası Genel Merkez ve Hükümetin ,Parlamentodaki Grup Başkan Vekili,tecrübeli siyasetçilerden olduğu gözden kaçırılmamalıdır.
Merkezin oy ağırlığı belli.Bu ağırlıkta önemli bir kurum var.Samsun'un Sağlık ,Ekonomik,ve Eğitim alanındaki lokomotifi Üniversite…Bu gerçeği hiçbir parti göz ardı edememiştir.AKP 'in üç dönemdir bu kurumdan aday adayı ve aday listelerine aldığı bilinmektedir.Son olarak CHP' de bu geleneğe uymak zorunda kalmıştır.Her siyasi parti ÖMÜ'den bir öğretim üyesini ,ağırlığını dikkate alarak listesine koymayı yeğlemiştir.
İkinci sıraya genç bir aday Cemalettin Şimşek'e yer verilmiş.Bu kişinin halkla ve teşkilatla diyalogu iyi olduğu söyleniyor.Samsun'un merkezden sonra nüfus yoğunluğu en fazla olan bir ilçenin desteğini alabilmiş bir isim..2009 Yerel seçimlerinde Bafra'dan %30 'luk bir oy yüzdesi ile İl Genel Meclis üyesi seçildiği,geçmişte bu ilçeden bir milletvekili çıkarmış olması , tercihin gerekçesi olduğu kanaatindeyim..
Sırası gelmişken bir noktaya işaret etmekte yarar var.Neden Çarşamba/Terme/Salıpazarı/Ayvacık hattından sorusu akla gelebilir..Hatırlanılırsa 2007 seçimlerinde bu soru cevabını bulmuştu!Bu bölgeden Vali Mustafa Yiğit'i 2.sıra adayı göstermişti..Ama,tercih sahibi şansını iyi kullanılamadı.Gerekli başarı gösterilemedi.Tabir yerindeyse, Kentte Dayısını,köyde tayını tanımayana” ikinci kez şans verilmemiş oldu!
Üçüncü ve Dördüncü sıra,MHP Teşkilatının himmet ve gayretlerine bırakıldığı anlaşılmaktadır.Bu sıralamada diğer siyasi partilerle yoğun çekişme yaşanacağı söylenebilir.
3.sıra adayı İbrahim Özyer, Samsun'daki seçimlerin genç, deneyimli siyasetçisidir. Teşkilatların yakından tanıdığı bir isimdir. Kendine göre oluşturduğu çekirdek kadro ,mevcut teşkilat yapısıyla fazla değişmeden seçime gidilmektedir.Genel Merkezle diyalogu kuran,O'dur.Bu anlamda Genel merkezin maddi,manevi katkısı Yerel seçimler dönemindekinden daha az olmayacağı beklentisi söylenebilir.
Dördüncü sıra adayı Turan Öz, Samsun siyasetinde iz bırakacak biri.Daha önceki “tanıtımla “ ilgili yazımda bahsetmiştim.Düşüncelerimde ısrarcıyım.Yoksa seçim gecesi,saat 12.de Ankara yollarına düşmez ,teşkilatlardan ,”Ülkücülerden” helalık almadan çekip giderse, bir daha ki sefere birkaç saatlik tatile gelmiş olur…
Arkasına bakmadan gider…
Son söz olarak ,listenin ister dışında ,ister içinde olsun tüm adayların bıkmadan , usanmadan, yılmadan çalıştıkları taktirde başarıyı yakalamamak için bir sebep görmüyorum..
Yarın “Neler yapılabilir? ”Ülkücüye yakışan nedir? Görüşlerimi aktaracağım…