SUBAŞI CAMİİ
Osmanlı eserlerini YOK ETMEYİ hedef almış CHP, Kurulduğu günden bu güne dek aynı anlayış üzerinde icra i faaliyet göstermektedir. İşte bunlardan bir tanesi de SUBAŞI CAMİİ ve Buradaki SULTAN ÇEŞMESİDİR. Subaşı isminin buradaki ÇEŞMEDEN alması ve SAİT BEY adındaki CAMİNİNDE bu merkezde bulunmasıdır. Caminin etrafında cami banilerinin mezarları o bölgeye ayrı bir ruh vermiştir.
SAİT BEY CAMİİ sonradan yasaklara rağmen, yer altında ilk önceden market biçimi satış mağazası, sonradan camiye dönüştürülmesi macerasındaki geçmiş dönemin Belediye Başkanlarından K.Vehbi Gül ün devirleri ile ŞUBASI YER ALTI CAMİİNE dönüşmüştür.
1940 yıllarda bu yerde mevcut olan TAŞ KESME cami de, 5 vakit, EZAN okunur, NAMAZ KILINIR, ZİKİR ve TİLAVETTE bulunulurdu. Cami par selenin Kuzey tarafında ASLAN BEYİN evi diye maruf bir evin bulunduğu, bir dönem zemininde FIRIN işletildiği bilinmekte, Sonradan Ada şekerleme namı altında bir tacir tarafından icar ile kullanılmıştır. Bir tarafında Güney cihetinde, ise, O tarihlerde Av malzemeleri, Barut saçma ve sair hırdavat ve sair mal ve emtia ticaretine ait dükkânların mevcut olduğuydu.
CHP zihniyetinin Türk ve İslam kültürüne muarızlığının en bariz örneklerinden birinin de Şehrin ortasında BİR RAKI FABRİKASI kurulmuş olması, Şimdiki Şu Başı İlkokulunun çevresindeki bu işyerinde imal edilen RAKI ların sanki ÇORMA DAĞITILIR gibi, YOL ÜZERİNE KAZANLAR KURULARAK gelen geçene RAKI satılma işlemi idi.Bu doğrultuda 5 Vakit EZAN dan rahatsız olan, o günün batılı MUKALLİTLERİ bir tertip düzenlerler. Bir sabah namazından evvel camiye yerleştirilen PATLAYICILAR cemaat gelmeden evvel, Müezzin camide iken PATLATILARAK müezzinin kulaklarının tahrip olmasına, Caminin ise tastan kesme olmasından dolayı, yıkıcı bir hasar görmeden olayın atlatılmasına sebep olmuştur. Buranın müezzini kulakları SAĞIR OLMUŞ, mesleğine bu şekilde devam etmiştir. İsmi SAGIR HAFIZ olarak anılmıştır.
40 yıl kadar evvel sağ olan, Eski Belediye kalfalarından FERHAT usta ile yaptığımız sohbetlerde bu olayı şöyle nakletmiştir. “Bina taş yapı idi, gerek patlama gerekse bahane edilen Deprem den YIKILMAYI GEREKTİRECEK bir HASAR OLMAMASINA RAĞMEN, CHP li Belediye Başkanının talimatı ile CAMİYİ ve SAAT KULESİNİ gözlerimden yaşlar aka aka, yıktık. Vicdanım hala rahatsız ama ben emir kulu idim. Vebalı bu yıkımın kararını verenlerde diye teselli buluyorum.” Büyük Cami çevresindeki ASMALI KAHVELER deki sohbet sırasında anlattıkları idi.
Dünden bu güne, uzanan tarih şeridindi, ZALİMLERİN ve MAZLUMLARIN iki cenahtaki halleri böylece ortaya çıkarken, Yalan, yanlış tarihe kayıtlar düşenlerin, elbette ki büyük bir mesuliyet altına girdikleridir. ADALET ve KALKINMA PARTİSİ ve onun YETKİLİLERİNİN bu doğrultudaki çalışmaları milletimizin kendine dönmesini sağlayacağı en etken icraatlar olduğudur. Şu anda devam eden çalışmaların hayırları vesile olması temennisinin müminlerin dualarında yer almasıdır.
Cumhuriyet meydanı düzenlenmesinde, ŞEHRİMİZ ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ adına bir abidenin yapılması, geçmişte VATAN İÇİN can VERMİŞ KAHRAMANLARIMIZ için, vicdani bir borç olarak görülmektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.