ŞUT ATMASSAN GOL BULAMAZSIN !

Bir hafta önce Antalya spor karşısında 30 - 35 dakika on kişi mücadele edip, savaşarak kazanmış bir takımın futbolcuları, bir hafta sonra ; üç pas yapamayan, mücadele etmeyen, kaleye şut atamayan daha doğrusu şut atmaya korkan ve o sorumluluğu üstüne almayan futbolcu kimliğine nasıl dönüşür anlamış değilim. Teknik heyet derseniz; onlar zaten hep aynı sistemdeler, sadece pompayla gaz veriyorlar ama bu hafta o pompada delik vardı galiba ki, verdikleri gaz  boşa aktı gitti. Maçtan önce elektrikler kesildi, keşke hiç gelmeseydi de, o pompanın delikleri yamansaydı.

Takım içindeki sorunlar nedeniyle bazı topçularını hatta en önemli topçularını   kadro dışı bırakan bir takım karşısında, sadece kağıt üzerinde şeması çizilen 4 - 2 - 3 - 1 sisteminin hiç bir anlayışını sahaya yansıtamayan bir oyuncu kümesinin, stad içindeki bir avuç taraftara ve ekranlarda maçı izleyen şehre nasıl saç baş yoldurduğunu gördük 90 dakika. Bir de Erhan hocayı gördük maç sonrası '' İyi oynadık, tek eksiğimiz goldü.'' beyanıyla.  Saha içinde ne yaptığını bilen bir tek Mustafa SEVGİ vardı ki Erhan hocaya inat, kulübede oturduğu haftalara inat.

Elazığ spor maçında 90 dakika doğaçlama top oynayan bir takımın, kapanmış bir defans karşısında tek çarenin kaleye şut atılması gerektiğini bilmelerine rağmen, bu sorumluluk yükünü taşıyacak bir topçunun olmaması dışında maç boyunca saha içinde kalan Ofeodu'nun '' Umursamaz Futbolu''  ve sonradan kurtarıcı olarak oyuna giren Eren - Recep ikilisinin de  inanılmaz hataları sonucu deplasmanda bırakılan ve kaybedilen 2 puan...