Türkiye Tunus'a Benzemez!
Dünya kamuoyu ve Türkiye Tunus"ta meydana gelen halk ayaklanmasını konuşuyor. Hangi TV kanalını açsanız aklı başında ,ense kulak yerinde yorumcular ,Tunus halkını 23 yıl idare eden ve sonra 5 milyar dolar tokatlayarak Suudilere sığınan Zeynel Abidin Bin Ali"nin firarını,yolsuzluklarını ,Ülkenin Halk demokrasisine geçiş sancısını yorumluyor..
23 yıllık bir yönetim, kıytırık Wikileas kriptolarında halkın soyulmasına dair çıkan haberler ile bir seyyar satıcının kendisini yakması üzerine nasıl oluyor da ülkenin altı üstüne geliyor?
Şimdilerde yeni partiler kurulacak..İslami bir parti iktidar alternatifi olma yolunu arayacak.10 milyonluk Tunus halkı demokrasiye! geçecek.
Bu mümkün mü?Adı değişip,aynı aktörler iş başında olduktan sonra ,düzen değişmiş,düzenin altındaki değişmedikten sonra ,yine bir şey değişmeyecek.Bu kesin.Yoksa ABD ve AB olanlara sessiz kalıp,sağır ve dilsiz izlemezdi.Bizim Stratejik Derinlikçiler bile sessiz kaldıktan sonra işin pek önemi yok.
Biz işin o uyduruk demokrasi teranesini bir yana bırakalım.Batı standartlarında bir demokrasi bu üçüncü dünya ülkelerine,BOP tehdidi altındaki İslam memleketlerine sıçrar mı sıçramaz mı? Sözüm ona Irak,Afganistan,Pakistan hattında yaşananlar iddiamıza en büyük delildir. Hangisinde istikrar,huzur ve refah var ki, Tunus"ta olacak!?..
Küresel güçlerin amacı bu Turuncu devrimlerin diğer Afrika ülkelerine sıçramasını nasıl önlerim? Eğer ,Lübnan"dan başlayıp Libya,Mısır,Fas ve Cezayir"e uzanırsa Küresel efendilerin hali nice olur.Başlarındaki uzaktan kumandalı liderler gider yerine gerçek Halk liderleri gelirse vay hallerine.İran"dan sonra bir başkalarına tahammülleri olamaz.Olur mu?.Bize göre olursa iyi olur.
Gelelim bize.
Bizde bu tarz bir ayaklanma hareketi olamaz.Olursa iç savaş olur.Bunun bir alt yoğunlukta terörle yaşadığımız inkar edilemez.Adı ne konulursa konulsun sorundan kaynaklanan bir mücadele olsa da halkın çoğunluğu bu tür kan ve çatışmadan bir umarı/beklentisi yoktur.
Beklentisi olanlar ve süreci kullananlar küresel emperyalist güçlerin emrinde/güdümünde muhteris siyasetçiler ,yüzdeleri az de olsa azınlık ırkçılarıdır.Bunun için bizim halkımızın o taraklarda bezi yoktur.
Türkiye"nin Tunus olamayacağı kesin derken ;bazı veriler bizi haklı çıkarmaktadır.
Mesele, Türkiye ile ilgili Wikileas kriptoları yayımlandı,iddialar ortaya atıldı ,basında Muhalefet tarafından dillendirildi.Halk tınmadı bile.O kadar Yolsuzluklar açıklanıyor, rüşvetçi insanlar tutuklanıyor,Devlet kurumları töhmet altına sokuluyor,Güvenlik güçleri uyuşturucu,fuhuş operasyonları yapıyor,manken hatunlar futbolcularla fingirdeşiyor,mezar evleri cinayetinden tutuklu örgüt üyeleri,elebaşları salıveriliyor,siyasete yeşil ışık yaktıkları söyleniyor, Darbe planları,darbeciler tutuklanıyor ,peki halkın umurunda mı sanıyorsunuz?
Herkes Faili meçhulleri diline doluyor ,bunu vesile kılıp Devletle hesaplaşanlar bu cinayetleri işleyen devlettir/devlet görevlileridir diye yargısız infaz yapıyor,halkın hiç PKK ve Hizbullah gibi terör örgütlerinin kendi infazları akla geliyor mu?
Kanalın birinde spiker/muhabir sokaktaki vatandaşa mikrofon uzatıp soruyor.
İstiklal Marşı" mızın şairi kimdir? Ezberden biliyor musunuz? 23 Nisan neden bayram olmuştur?19 Mayıs size neyi hatırlatıyor?Yani kısaca Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş aşamasındaki tarihsel gelişimin önemli olaylarını soruyor. İnsanı şok eden cevaplar veriliyor.Halkımız Tv" kanallarında, beyin yıkayan,düşünme ve muhakeme yetisini dumura uğratan dizilere müptela kılınmış,Siyasi parti Liderlerin anlamsız,kısır çekişmelere dönük gerginlikleri,sataşmaları,önemli ve acil sorunları çözmek yerine sorunları öteleyerek, seçim sürecinde kullanarak, istismar ederek çözüyormuş görüntüsü altında siyaset yaparak ,halkı uyutmak,kandırmak,gerçekle yüzleşmesine engel olmak siyasetin öncelikleri olmuştur.Halkın sağlıklı düşünme ,yaşananları algılama ,neyin ne olduğunu bilinçle kavrayıp siyasi tercihini ona göre kullanmak, siyasetçilerin işine gelmez..
Demokrasiyi dillerine dolayanlar işin ucu kendilerine gelince bir türlü içselleştirmeyi kabule yanaşmazlar..İktidarın kutsallığı,Lidere bağlılık,sultaya,biat sadakat sayılır..Seçimde adı çizilecekler trenden atlamayı hüner sanırlar.Böylece dalkavukluktan kurtulduk sanırlar.
Ha, halkımızın yolsuzlukmuş,rüşvetmiş,fuhuşmuş,haram kazançmış,zülüm imiş umurunda değildir .Açlık sınırında 1 milyon insan varmış..350 bin kişi evine bir ekmek götüremiyor muş. Üniversite mezunlarının %25 işsiz.,Tarım ürünleri ithal ediliyormuş .Eti bile dışarıdan getiriyoruz.Türkiye"nin üç dev sanayicisinden biri ,et entegre sektöründen geri çekiliyor muş . 80 yıllık Cumhuriyet kazanımları babalar gibi yabancılara satılıyormuş.. Bankalarımızın yarısından fazlası yabancıların elinde,Devlet liman ve hava alanları yabancı şirketlere geçmiş,halkın umurunda mı desiniz?
Yoksa ,ben Bedava kömüre,bedava oyuncağa ,bedava iftariyelik, seçim bahşişi paraya bakarım ,diyen halk olduktan sonra ,bu memlekette Tunus"a benzer bir devrim olur mu ? Olmaz.Olursa ,bahane hazır.Adres Silivri Darbecilerin işi olur Türkiye Tunus olmaz. Bu böyle biline..Bu ülkede kimse 5 milyar dolar çarpıp kaçamaz!
TÜRKAV İSTİŞARE TOPLANTISI ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ
Geçtiğimiz Pazar,İlkadım Belediyesi"ne ait ÇAGEM"de Samsun Türkav Şube Başkanlığının
organizasyonunda Kahvaltılı İstişare toplantısı yapıldı. Davetliler arasında ben de vardım.
Muhteşem bir kalabalık/izdiham derecesinde bir katılım vardı. MHP Samsun Milletvekili Sn.Osman Çakır, İlkadım Belediye Başkanı sn.Necaattin Demirtaş ve Eşi,MHP il başkanı ve partili İl Genel Meclisi,Belediye meçlisi üyeleri,Kamuda çalışanlar,Üniversitemizin seçkin öğretim üyeleri,sivil toplum ve gönüllü kuruluşların başkan ve temsilcileri,ayrıca eşleri ile toplantıyı onurlandıran seçkin davetliler muhteşem atmosferin mimarları idi.
Konuşmalarda ülkenin içinde bulunduğu durum ve kamu çalışanların sorunları ,STÖ temsilcilerinin bugünkü gidişattan duydukları kaygılar dile getirildi.Aydın ve entelektüel kesimin akıl tutulmasının doğuracağı sakıncalar dile getirildi.
Emeği geçenleri kutluyorum. Olması gereken geç de olsa yerine getirildi ,diyebiliriz.
Ancak, istişare toplantılarının ruhuna ve özüne pek uygun davranıldığı, toplantının asıl amaç ve hedefinin zenginleştirilemediği,diyalog ortamının kurulamadığını söylemeliyim.
Adete,siyasi partilerin gurup toplantılarına benzetildi.Yöneticiler ,Yönetsel irade katılımcıları dinleyip, sorunları tabandan merkeze taşıyacakları yerde ,bizzat yönetimin tepe noktasında bulunanlar konuştu,anlattı,,katılımcılar dinledi.
Ee.Bunları biz de biliyorduk,demek geçiyor insanın içinden ..Ya bizim bildiklerimizi, yaşadıklarımızı ,sorunlarımızı yukarıya kim/nasıl götürecek.Telefonun öteki ucu açık değilse kim nakledecek?
Burada benim de bir sözüm var.Benim de boğazımda düğümlenen sıkıntılarım var.Benim de farklı bir görüşüm var.Benim de soruna bakışım,yaklaşımım,çözümüm var ,buyurun ,lütfen beni dinleyin.diyecek,içinden geçirecek onlarca insan vardı.Olmadı!!Fırsat tanınmadı!!..
Bir daha ya nasip!.Ya siz ,ya biz olmayacağız.O toplantıda bizim de bir sözümüz,düşüncemiz bu hoş kubbede seda kalsın demek isteyen can dostları,yol arkadaşları,sesini duyurmak isteyen gönül dostları vardı.
İşin özü,bu tür yanlışlıklardan bir türlü kurtulamadık.Aynaya bakar gibi :Ayna ayna,söyle benden güzel kim var?sorusunu anımsatır gibi, mikrofonu eline alınca ,hep kendi konuşup, karşısındakini dinlememe,adam yerine koymama nezaketsizliğinden /bencilliğinden bir türlü kurtulamadık Bu gidişle kurtulamayacağız..
Bir de böylesi etkinliklerde ,siyasetin ağırlığı hissettirilmemeli,önemli olan fikirlerin çeşitliliği ,karşıtlığı ,sorunlara bakış açısının derinliğidir.Diyalog ortamını kurmaktır.Çünkü , herkesin orada yeni bir şey söyleme hakkı olduğu unutulmamalıdır.
Yine de hiç yoktan iyiydi!!!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.