Türkiye ve İslam Dünyası'nın yakın geleceği
Türkiye"nin
Daha açıkçası İslam dünyasının yakın geleceği;
Nasıl gözüküyor?
Ben her zaman dostlarıma söylerim:
Gelecek konusunda kehanette bulunmam diye
Bu hükümetin
Bu iktidarın sonu nasıl olacak?
Ben bunu bilemem
Tahminlerde bulunurum ama;
Özellikle bugün için Tunus"un Mısır"ın
Yemen"in Hatta İran"ın geleceği
Lübnan"ın Ürdün"ün hali ne olur?
Bunları kestirip atamayız.
Elbette tahminlerde bulunuruz;
Amma Allah"ın cc külli iradesi ne yöndedir?
Allah"ın cc külli iradesi nasıl gelişecek?
On sene sonra neler olacak?
Bilemem ki!
Ancak bildiğimiz gerçekler üzerinden önsezilerde bulunuruz.
Hz Yakup as Vehbi olarak öngörü sahibiydi.
Rüyalar tabir derdi.
Rüyanın anlattıklarını aynen yaşardı.
Üvey kardeşlerinin Hz Yusuf"a neler tasarladıklarını
Aynen görüyor;
Oyun için kır gezisine beraber çıkmalarına izin istediklerinde:
Gönderemem; çünkü:
Kurt yedi diyeceksiniz sözünü aynen biliyordu.
Gerçekten kalplerinde üvey kardeşleri
Hz Yusuf"a kötülük düşünüyorlardı.
Ne yapacaklarını babaları Hz Yakup önceden görüyordu.
Ama bizde bu özel yeti yok!
Bir kısım peşin fikirli siyasilerimiz ve köşe yazarlarımız;
Hep önsezide bulunmayı adet edinmişler.
Allah cc Hz Yakup ve Hz Yusuf"u doğuştan bu ilme hazırlamıştı.
Şimdi Kılıçdaroğlu özellikle Bahçeli hep öngörüde bulunuyorlar;
Tayyip Erdoğan"ın yaptıklarına öngörüde bulunuyorlar;
Kıbrıs"ı sattı
Anayasa"yı değiştirdi; Türkiye"yi batıracak!
Başörtüsünü serbest bıraktı; başı açıklara baskı uygulayacak!
İsrail ile dostluk kurdu; GAP"ı onlara satacak vb
Daha neler neler
Gerçekten de GAP konusunda güzel gelişmeler var:
1999 yılı Aralık ayında temeli atılan Koç-Ata besi çiftliği,
yörede benzer çiftliklerin kurulmasını ve yaygınlaştırmasını özendirerek,
deney ve birikimini yeni yatırımcılarla paylaşacak ilk öncü örnek idiler.
GAP"ın en büyük besi tesisi Koç-Ata besi çiftliği idi.
Projenin gerçekleştirilmesinde İsrailli uzmanlardan da yararlanıldı.
Zaten Koç"un amacı İsrail hayranlığını güncellemekti.
Çiftlikte ilk aşamada 1,200 adet süt,
6 bin adet besi hayvanı bulunacaktı.
Hayvanlardan ilk yılda 7 bin litre,
ikinci yılda 9 bin litre süt elde edilecekti.
Böylece, Türkiye"de ortalama 1,200 litre olan yıllık süt veriminin,
6-7 katı bir verim sağlanacaktı.
Besi hayvanlarında ise
Türkiye"de ortalama 240 kilogramlık karkas ağırlığı,
bu tesiste 450 kilogram olacaktı.
Bölgede Harran çiftçisi ile sözleşme yapılarak hayvan yetiştirmesi istenecekti,
yem verilecek ve veterinerlik hizmeti sunulacaktı.
Tesis, peynir yapacak bir fabrikayı da içinde barındırıyordu.
Zaten İsrail, kuruluşundan itibaren GAP bölgesinde karargah kurmuştu.
Çünkü Nil-Fırat arası Arz-ı Mev"ûddur.
Yahudi inancında Mısır"ın Nil Nehri bölgesinden;
Türkiye"nin Fırat Nehri arası Tanrı"nın vaat ettiği topraktı.
Dolayısıyla GAP"ı ele geçirmek onların dinî vecibesiydi.
İşte TÜSİAD kurucu üyesi Rahmi Koç da İsrail"e destek için bu projeye katılmıştı.
Ama ne oldu?
Yıl 2008
Koç, salçada dünyanın beşinci büyüğü oluyordu.
Yıl 2009
Koç"un Tat Konservesi, 1 milyon ton domates üretecekti.
16 bin dönüm araziyi kiralamıştı.
Yıl 2010
Koç"un adamları, inekçilikten çekiliyor.
Neden?
Bugünkü ithalat politikasıyla besi hayvanı almak demek
yüzde 30-50 zarar etmek demek.
Piyasada ithal karkas etin kilosu 10-12 liradan satılırken
bizim besicilik yapmamız olanaksız.
İthal karkas etin kilosu 10- 12 liradan satıldığına göre
besicilikten para kazanmak mümkün mü?
İster yerli besi hayvanı alın, isterse ithal alın,
maliyetiniz karkas etin üstünde kalıyor.
Bir de risk alarak bu hayvanları besliyorsunuz.
Besi yapanlar piyasa koşullarına göre yüzde 30-50 oranında zarar ediyor
Uygulanan ithalat politikası ile besicilik bitti."
Bu hükümet döneminde şimdi
Diyarbakır merkezli
AGRIMED kuruluyor.
İnşallah hayırlı olur.
Şimdi düşünüyorum:
Acaba bugünkü pahalı etin besi sahibi Rahmi Koç şirketleri mi?
Et piyasasını o mu düzenliyor?
İşte GAP inşallah hayırlara vesile olacak.
İsrail yanlısı üreticiler çekilirse hayat ucuzlar.
İşte işin sonun kestirmek zor.
İşin akibeti Allah"ın cc külli iradesindedir.
Bizim bildiğimiz
Kaç yıldır bu köşe yazılarımızda söylediğimiz;
Mehdi gelecek;
Ama Mehdi bir kişi değildir.
Ezilmiş Müslümanlar birgün gelecek;
Kendilerini ezenlerden kurtulacak.
Ezilmişlikten kurtulan Müslüman ve zenci ırkları
Kendi seçilmiş yönetici kadrolarına kavuşacak!
İşte o zaman Mehdi gelmiş olacak.
Tunus, kendilerini ezen
tepeden inme başkanından kurtuldu;
ama ne olacağı bilinmez.
Çünkü başa geçecek adam henüz belli değil.
Mısır da karışmış;
İnşallah tepeden inme Hüsnü Mübarek devrilir.
Bu yönde gelişmeler var.
Ordu duruma el koydu
Sokağa çıkma yasağı uyguluyor
Ancak asker, henüz vatandaşına silah doğrultmuyor.
İnşallah doğrultmaz da.
Hiçbir ülkede asker, vatandaşına silah doğrultmaz.
Yönetime el koyar
Geçici hükümet kurar.
Sonra da sinil yöneticilere bırakır.
Ben yıllardır Mehdiyi bekliyorum.
Amma Kur"anda mehdiyi beklemenin haram olduğunu da biliyorum.
Mehdiyi beklemek, acziyyetin ifadesidir.
Eğer Müslümanlar suyu bulandıranları bulur ve suyu aklayabilirse
En güçlü cemaatlerine kavuşurlar.
Cenneti elde ederler.
Ama kavuşmazlarsa işi Mehdilere bırakır;
Zamanında Mehmet Akifler
Kazım Karabekirler Said-i Nursiler
Abdulhamit"e karşı kıyam ettiler.
Kuva-yı milliye hareketine katıldılar
Sonra da küskün olarak hep mehdi beklediler.
Bir türlü suyu bulandıranı aramadı ve bulamadılar.
Ama Tayyip Erdoğan suyu bulandıran İsrail"i de buldu;
Ergenekonu da
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.