Mart ve Ağustos ayları;
Hep haftalarla dolu!
Hareket… Bereket… Değişim…
Hepsi bu aylardadır.
Hareket olmazsa bereket olmaz.
Hareket olmazsa değişim de olmaz.
İki günü bir olan aldanmıştır.
” Ya inandığınız gibi yaşarsınız
veya yaşadığınız gibi
inanmaya başlarsınız“
buyuruyor, Sevgili Peygamberimiz sav.
Marifet sahibi olmak,
marifetullaha kavuşmak
Allah'ın ihlaslı kulu olmaktır.
Marifetullaha ermiş kimse,
Allahü Teâlâ'nın zatını…
sıfatlarını tanıyan kimse demektir.
Bir gün Allahın Elçisi:
”Bir kimse beni herkesten
daha çok sevmedikçe
onun imanı kemale ermemiştir”
diye buyurduklarında,
Hazreti Ömer ra:
”Ya Rasulullah,
seni nefsim hariç,
malımdan evladımdan
daha çok seviyorum.” dedi.
Bunu üzerine Peygamber sav Efendimiz:
” Olmadı Ya Ömer .
İmanın kemale ermedi.” diye buyurdular.
Bunun üzerine Hz Ömer:
“Ey Allah'ın Rasulü
seni artık nefsimden de
daha çok seviyorum” dedi.
Allah'ın Elçisi:
-“Şimdi imanın kemale erdi
ya Ömer” diye buyurdular.
Hz Fatıma Anamız ra:
”Kişi Allah'ı cc aklıyla…
ruhuyla sever,
Peygamberini sav kalbiyle sever,
eşini nefsiyle…
çocuklarını ise şefkatiyle sever”
diyor.
Şefkatle sevmek deyince
Aklıma takıldı;
Kılıçdaroğlu-Erdoğan takışması;
Hani Berkin Elvan vardı ya…
Ekmek almaya mı gitmiş;
Zavallı yoldan geçerken;
Polis gaz kapsülünü;
Yüzüne fırlatmış ya…
Oysa yüzü poşulu…
elinde sapan olan…
15. yaşına giren…
komada 269 gün geçiren!
"terör örgütlerinin içine alınmış;
yüzü poşulu,
eline sapan verilmiş,
cebinde demir bilyelerle olan
bir çocuk"
orada maalesef
bir biber gazına muhatap oluyor.
Polis, orada yüzü poşulu,
elinde sapanla, demir bilyeleri savuran
o kişinin kaç yaşında olduğunu
nereden ayıracak?
Ama bu Kılıçdaroğlu;
her zamanki gibi yalanını söylüyor,
'ekmek almaya giden çocuk' diyor.
Dürüst ol, dürüst.
Ne ekmek alması ne alakası var?
Kılıçdaroğluna göre;
Ekmek almaya giden çocuk masum;
Kılıçdaroğlu'nun Türk ekonomisini;
Çökertmek…
Doların Türk lirası karşısında;
Tavan yapmasını sağlamak için;
Özellikle Başbakanı devirmek için;
Başlattığı Gezi Parkı olaylarını;
Önlemek uğruna polisin;
Çabalarını terör sanıyor.
Olaya karışan;
Sapanla bilye savurmakla;
Görevlendirilmiş Pervin'i;
Teröre ortak olan değil de
Masum çocuk gösteriyor;
Allah her iki gence de rahmet eylesin.
Ben bu Kılıçdaroğlu kafasındakileri
Anlayamıyorum.
Hem eyleme katılacaksın;
Ama polis elini kolunu bağlayıp
seyredecek;
bilye… taş yağmuruna tutulacak;
Tunceli'deki polis gibi;
Başından… ayağından aldığı;
Taş yaralarıyla ölecek;
Terörize olmuş genç insanlar;
İstediklerini alacaklar;
Polis bir köşede sinip duracak.
Bu nasıl devlet adamlığı!
Şehit vermeyecekler.
Teröristin kanı akmayacak;
Devrim şehidi olmayacaklar.
Türkiye'nin ekonomisini
Yirmi yıllık geriye getirmeyi başardınız.
Hükümetin dört bakanını;
Henüz iftira gibi gözüken;
Yolsuzluk ve rüşvet yaygarasıyla;
Salladınız.
Ama nelerin geleceğini Allah bilir.
Bu sallama uğrunda 3-5;
Devrimci şehidinizi;
Neden baştacı etmiyorsunuz.
Dava bedelsiz yürümez.
Devrimci şehitlerinizle;
Gurur duyacağınıza;
Devletin polisini;
Gaddar ilan ediyorsunuz.
Amma Müslümanlar henüz;
Tayyip Erdoğan kadar;
İki günü eşit olan aldanmıştır;
Hadisinin manasını anlamamış;
Hala akılları başlarına gelememiş;
Bir türlü birlik… beraberlik;
Sergileyemiyorlar.
Eıpkı Suriye Müslümanları gibi…
Bir Beşşar Esad'a karşı;
Güç birliği oluşturamıyorlar.
Müslüman gruplar birbirlerine;
Girmiş… perişandırlar.
Bizdeki bazı Müslümanlar da;
Pensilvanyalının emriyle;
CHP'ye oy verecekler.
Zaten MHP milletvekili;
Pensilvanyalı'nın oyları için;
Geceleri sabaha kadar;
Erdoğan'a beddua ettirilen;
Öğrenci yurtlarında;
Müfettiş sorgulamalarını;
Bahane ederek;
TBMM'ye soru önergesi vermiş.
Herkes Müslümanları biraz daha;
Bölebilmenin gayreti içindedir.
Ey Müslüman!
Türk'ün zafer ayı Mart'ı;
Cihad uğrunda geçir!
Bölünme!
Her gün yeni bir hizmet üreten;
Halk için refah getirme gayretinde olan;
İktidarı zaferle çıkar.