TURUVA ATI –NEFRET SÖYLEMİ !
Bir yıl evvel AB ce gündeme getirilen ve bizim de kabul ettiğimiz “NEFRET SÖYLEMİ” Kanunu’nun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ‘nin ülkemiz aleyhine vermiş olduğu kararlar doğrultusunda , Ermenilerin önü açılırken,Bizim ellerimizin bağlanması, l5 temmuz gerçeği ile ne derece bir tuzaga düşürüldüğümüz göstermiştir.
Fransa’da Ermeniler aleyhine söz söyleme hürriyetini kanunla yasaklayan gerçeğe rağmen, Tür’lük ve Türkiye aleyhine her şeyin söylenebilme sınırsızlığı örneği, Hukuksuzluğun ta kendisini olurken, AİHM sinin hangi ADİL bir yargı mercii olduğunu tartışma konusu yapmaktadır. Batının Müslüman ülkeler üzerindeki yeni taktiğinin,” ÖLDÜRÜRKEN ‘DE YÜZÜNDE TEBESSÜM OLSUN” üçüncü şahısları ancak bu görünürlük ile KANDIRABİLİRİZ metodu, Suriye ve Mısır örneğindeki ön plana KADINLARIN çıkartılmasının psikolojik yeni bir uygulama olmuştur.
Ermeni Diasporasının Avrupa ve Amerika’da katlettiği onlarca diplomatımıza, Karabağ da, Hocalı da 1992 yılındaki dehşet verici KATLİAM ve İŞGALLLERE, İsrail’in 50 yılı aşkın zamandır FİLİSTİNDEKİ CİNAYETLERİNE göz yuman batılılara rağmen, Parmağını dahi oynatmayan batı’lıların, bu gerçekler ve konular hakkında konuşmaya ve yazı yazılmasına dahi hazmetmeyerek “NEFRET SÖYLEMİ” adı altında bir “TURUVA ATINI” ülkemize de sokması olanlar karşısında garipsenecek bir durum olmadığıdır.
Ülkemizde HRANT DİNK Vakfı altında, Takibe alınarak, Nefret Yazıları diye FİŞLENEN Milliyetçi yazıların İnternet üzerinden yayınlayan bir faaliyetin, AB ile olan iştirakinin, ülkemize bu tarzda yansımasının, OLAN OLAYLAR KONUSUNDA dahi YAZMAMA-KONUŞMAMA şeklinde bir yasaklama getirilme hukukunun kime yarayacağıdır.
Bir zamanlar, SAVAŞ YAPMA-AŞK YAP sloganı ile, HİPPİLİK, ŞERKEŞLİK ve KURALSIZLIK-AHLAKSIZLIK telkinini dünyaya yayan batı’nın, Ülkemizdeki TAKSİM olaylarındaki yansılamalarını, ÇAPULCULAR olarak görüp yaşarken, Niyetlerin MASUM olmadığı, DARBE niteliğinde organizeler olduğu, bu günlerdeki yetkililerin yaptığı açıklamalar ile daha da netlik bulduğudur. 15 Temmuz darbe girişimi ile daha da netleşen 250 ölü l600 e yakın yaralı ve milyarlar değerinde kamu malına verilen zararların görünürlüğüdür.
Ülkemizin nasıl bir KUMPASA getirildiği, AB ve ABD nin kirli emellerinin ülkemizi bölmek, iş gören milli kimlikli devlet büyüklerimizi ÖLDÜRMEK, yerlerine Mısır örneğindeki gibi, bir düzen kurmak isteyenlerin iki yüzlülüğünü de gördük. Bütün bunlara rağmen, TEMKİNLİ adımlar içinde olan Hükümetimizin, suçluları cezalandırmada, Batının istekleri doğrultusunda , YUMUŞAK lık içinde olması nın zafiyet yaratacağı gerçeğidir. Tuzakların en büyüğü, İDAM CEZASININ kaldırılarak, TC Hukukunu SULANDIRANLARIN suçluların yanında ve arkalarında olanlar olarak görüldüğüdür. ABD, İNGİLİZ, ALMAN, FRANSIZ, İTALYAN, İSRAİL,BELÇİKA ajanlarının ve elemanlarının boy gösterdiği TERÖR olaylarına rağmen, hala AB kriterlerinden söz etmenin gereksizliğidir.
Olayların arka planındaki PKK ve ERMENİ birlikteliğini göremeyenlerin , 14 Temmuz günü Büyük adadaki CİA ajanlarının yoğunlugunu manalandırmalarının , güvenliğimiz ve geleceğimiz açısından ehemmiyetidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.