Tarih tekerrürdür derler…
Yeni bir şey yoktur;
Her olayın bir geçmişi kesinlikle var!
Bugün mecliste BDP var!
Benim aklıma her zaman;
Müseylemet'ül-Kezzab'ı getirir.
Amacı yalancı peygamberlik değildir, asla!
Onun tek hedefi  vardı;
Asr-ı Saadet Müslüman Hükümetinden kopmak!
Amacı dini değildi; siyasiydi.
Medine İslam Devleti içinde;
ayrılıkçılık rüzgarını estirmek;
içişlerinde özerk;
dış işlerde Medine devletine bağlı kalmak!
Tıpkı günümüz Türkiye'sinde Kürtçülük gibi;
Aynen Öcalan hareketi gibi;
Onun emrinde askeri örgüt PKK…
Siyasi örgüt BDP gibi.
Biraz uzağında Kuzey Irak Hükümeti gibi…
"YARI TANRI OLDUM"
Kim söylüyor bunu?
İmralı, Apo söylüyor.
BDP, terör örgütüne sırtını dayıyor.
Apo'ya 'peygamber' diyorlar.
Fakat unutmuşlar.
Meğer Apo kendini tanrı görüyormuş.
Başka ne diyor?
"Tanrı ile savaş verdim.
Bu savaştan başarıyla çıktıktan sonra yarı tanrı oldum.
" Kim diyor? İmralı diyor"; kitabında!
İşte dün BDP üyeleri TBMM'de yemin etti.
Maşlarını cebe indirecekler;  helal mı!?
Bana bu serüven Rahmetli Erbakan'ı getirdi;
1969'da TOBB Başkanı oldu;
Demirel seçimi iptal ettirdi;
AP'den milletvekilliği adaylığını veto etti .
1969 seçimlerinde bağımsız milletvekili!
1970 yılında Milli Nizam Partisi;
Gerici 12 Mart Ertuğrul Kürkçü olayı sonucu;
Dinci parti teşhisiyle kapatıldı;
Milli Selamet Partisi oldu.
radikal dinci unsurların mirasçısı görünümü kapattırdı;
Refah Partisi oldu.
kendisine gönülden bağlı,
Milli Görüş'çü;
 uhrevi eğilimleri ağır basan bir kitlesi vardı.
1997 yılında Refah Partisi iktidara taşındı.
28 Şubat postmodern darbesi oldu, kapatıldı.
Fazilet Partisi oldu.
Sadece bir anekdot sunacağım;
yıllar önce, 70 li yıllarda
arkadaşlarla bir köy gezisine gitmiştik.
Köyün ileri gelenlerinden birinin evinde
kahvaltı yaparken,
duvarda asılı duran bir anahtar dikkatimi çekti.
Milli Selamet Partisi amblemiydi.
salağa yatıp evin sahibine “Hayırdır Hacı!
anahtar hangi kapıyı açıyor?” diye sordum.
Ev sahibi tereddütsüz yanıt verdi: “Cennetin kapısını”.
ben adamın içtenliği karşısında ürpermiştim.
Selametçilerin siyasi simgesi olan anahtar,
Kuran-ı Kerim gibi kutsal bir nesne!
ev sahibi orta yaşlı adam gözü gönlü tok bir insan!
Sofrasında cömert...
İbadetini gizli yapıyor, Allahtan çok korkuyordu.
Şimdi dün TBMM'de yemin edenlerden;
BDP'nin Bursa'lı milletvekilleri Kürkçü Mersin'den…
Nursel Aydoğan Diyarbakır'dan…
Dertleri Kürtçülük!
Kürtçülere siyasi Kurtuluş savaşı vermek!
Dev-Genç'in son genel başkanı idi.
THKP-C kurucusu Deniz Gezmişleri
idamdan kurtarmak aşkıyla;
Ünye NATO üssünü basıp
yabancı görevlileri Kızıldere Köy'üne kaçırmışlar;
 14 arkadaşıyla muhtarın evinde saklanmışlar.
Öldürülmüşler; Kürkçü hariç…
Neden?
MİTçi olduğu söyleniyor.
Muhafazakar ve Dindar Kürt Altan Tan…
O da yemin etti;
Devleti tehdit ediyorlar!
Kürkçü silahla, Tan dağa çıkmakla…
Yeniden Milli Mücadele Hareketi yle başlamış;
Milli Görüşçü olmuş; Altan Tan!
Anavatan Partisi  olmuş;
Keçiören Belediye Başkanı Melih Gökçek'çi olmuş.
dayak sonrası kovuluş; Refah Partisine geçmiş;
sonra da HADEP… BDPli olmuş.
Kürkçü yargılanmış...  14 yıl hapse mahkum olmuş!
Rahşan affıyla cezaevinden kurtulmuş;
Yemin ederken yakasına taktığı rozetteki
10 karanfil, 1972'de öldürülen o 10 arkadaşı imiş.
İşte böyle bir serüven!
Tarih tekerrür ediyor;
Nerden nereye!
Şimdi anayasa yapılacak; anlaştılar…
Ama bir senede bitmeyecekmiş.
“Kıssatün la tentehi” olacakmış.