Siyaseten, 80’ li yıllar ve 2000’li yıllar da yaşanan iki büyük ekonomik değişim ve gelişim yaşayan ülkemizin, bazı illeri, örnek vermek gerekirse Kayseri, Denizli, Muğla, Aydın, Sakarya, Gaziantep, K.Maraş, Çorum, Kayseri, Afyon gibi illerimiz bu süreci çok iyi değerlendirdikleri ortadadır.

Üretim ve istihdam alanında olsun, ithalat-ihracat seviyesinde olsun önemli hamleler yapan iller oldular.

Elbette Kamu yatırımı anlamında şehrin ihtiyacı olan okul, hastane, yol, su, enerji-dogalgaz, vb. altyapı ve üst yapı projeleri yapılmış, insanların günlük ihtiyaçları, şehre kolay ulaşım imkanları gelişmiş ve kolaylaşmıştır, buna mukabilde şehirde yaşama nüfusu artmış, ancak  şehirde yaşamanın bedeli daha maliyetli hale gelmiştir.

İl ve ilçe merkezleri fiziki olarak büyümüş merkez nüfusları buna parelel artmış, köyden kentlere bir yaşam akışı gelişmiştir.Buda köy ve kırsalda yapılan tarım-hayvançılık a dayalı üretimin azalmasına vesile olmuş, üretimden daha çok tüketici ağırlıklı bir sosyal yapı oluşmaya başlamıştır.

Artık günümüz dünyasında, değişen gelişen insan ve toplum hayatı ile ihtiyaçları büyük değişim ve dönüşüm göstermiştir, bu meyanda, kamunun da, Belediyeler ve yerel yönetimlerinde halka hizmete yönelik proje  üretme anlayışı da değişmiştir.

Artık kamu hizmeti, yerel yönetimlerin görev ve sorumlulukları yol, su, elektirk, park, bahçe, otopark, kaldırım, kanalizasyon işleri olmaktan öte, insana, çocuğa, kadına, yaşlıya, engelliye, hastaya, öğrenciye, esnafa, işsizlere, fakir ve yoksul halka  dokunan, projelerin daha ön plana çıktığı bir öncelik haline gelmiştir.

Bu manada artık kamu ve yerel yönetimler, ihtiyaç duyulan mega projeler yanında, sosyal ve kültürel, sağlık ve sportif alanlarda daha iyi bir çalışma yapabilmek, her kesimin ihtiyacına dokunabilmek için kendisini ve kadrosunu oluşturup, projeler sunan ve geliştiren,  toplumun tüm kesimlerine dokunabilen, yatırım ve hizmetler üretmek durumundadır.

Bu anlamda yeni dönemde de değişim dönüşüm isteyen, ve buna yönelik projeleri ön plana çıkaran ittifak ve adayı seçimi kazanmıştır.

Bundan sonrası bu projelerin hayata geçmesi, halkın beklentilerine ne ölçüde cevap verebilme, ve karşılanabilmesine bağlıdır.

Artık her alanda olduğu gibi, yönetimsel performansların, ehliyet, liyakat, şeffaflık ve adil bir yönetim anlayışının halkın takibinde, beklentisinde olacağı ve vatandaş olarak halkın, gelecek dönemi bu gözle değerlendireceği açıktır.

Bu itibarla ileriki dönemlerde yerel yöneticilikte, yönetimsel performansların ölçüleceği seçimleri yaşayacağımız bir dönemin başlangıcı olacaktır.

Uzun vadeli siyaset ve yerel yöneticilik düşünen ve yapmak isteyen kişilerin artık bireysel tanınmışlığı, siyasi gücü, mali gücü tek başına siyaset yapmaya, yerel yöneticilik yapmaya yeterli olmayacaktır.

Yerelde ve genel siyasette, yöneticilikte, uzman kadrolar oluşturabilen, ekip ruhu, takım havasında hizmet odaklı, vatandaşın günü birlik ihtiyacına dokunabilen, geriden gelen yeni nesili  anlayabilen, sosyal, kültürel projeler üretebilen, ve kendini sosyal medyada çok iyi anlatabilen bir siyaset tarzı ön plana daha fazla çıkacaktır.