Yüce Allah'ın ayetleri kaç türlüdür
Değerli dostlar,
Bu yazımızda sizlere ayet ve kitap kavramlarından bahsetmek istiyoruz. Kur"ân-ı Kerim"den söz edildiğinde akla hemen âyetler gelir ve âyet kavramıyla da sadece Kur"ân cümleciklerinin kastedildiği zannedilir. Hâlbuki mesele bu kadar dar ve kısıtlı değildir.
Ayet, belirti, iz, nişan, alamet, mucize, delil, ibret, risalet gibi anlamlara gelir. Yüce Allah"ın varlığına işaret eden her şey bir ayettir. İbret anlamında Firavun"un cesedi bile Yunus 10/92. âyette belirtildiğine göre âyettir.
Yüce Allah"ın ayetleri iki türlüdür:
1. Vahyedilen, okunan ayetler anlamında tenzili ayetler. Bu ayet kapsamına bütün ilâhî kitaplar ve sahifeler girmektedir ki bunların sonuncusu Kur"ân-ı Kerîm"dir. Tenzili âyetler aynı zamanda tenzîlî kitapları oluşturmaktadır.
2. Kâinata yazılan, tabiat kanunları haline getirilen tekvini ayetler. Bu ayetlerin kapsamına ise bütün kainat girer ve bu kitaba tekvînî kitap denir. Kâinat kitabının en önemli konularından birisi ise insan kitabıdır.
Kur"ân"ın gönderilme nedenini bu üç kitabın buluşturulması olarak ifade edersek yanlışlık yapmış olmayız. Nitekim Kur"ân"da kâinat kitabından ve insan kitabından ayetlerin insanların ilgisine sunulduğu ve birer mucize olarak tanıtıldığı şu ayette belirlenmektedir:
Biz, onlara ufuklarda ve kendi canlarında ayetlerimizi göstereceğiz ki o (Kur"ân)"nın gerçek olduğu kendilerine iyice belli olsun. Rabbinin her şeye şahit olması onlara yetmez mi? (Fussılet 41/53).
Bu ayette açıkça ifade edildiğine göre ayetler hem ufuklardadır hem de insanların kendisinde. Ufuklardaki ayetler insanların dışında kalan ayetlerdir ki bunun kapsamına yakından uzağa, zerreden kürreye bütün yaratıklar girmektedir. Hem ufuklardaki hem de insanlardaki ayetlerin var edilmesi ve gösterilmesinin asıl amacı ise bunların haberini veren Kur"ân"ın gerçek olduğunun ortaya konulmasıdır.
Kur"ân"ın bu anlamdaki gerçekliği kabul edilince, yani kâinata dair verdiği bilgiler bilimle ve teknolojiyle de ispat edilince onların doğruluğuna inanmış olanlar elbette 14 asırdan daha önce indirilen bir kitabın ve içerdiği diğer esasların doğruluğuna da inanmış olacaklardır. İnatçı ve katı din karşıtları hariç, gerçeğin peşinden koşanlar için böyle bir yolun tercih edilmiş olması son derece isabetli ve etkili bir yol olmuştur.
Tenzili vahylerin Kur"ân dışında kalanlarında kâinatın yapısına ve fiziksel yaratılışı itibariyle insan kitabına dair belirleyici bilgiler aramak doğru değildir. Çünkü bilim ve teknolojinin konusu olan bu tür bilgilerin daha eski kitaplarda bulunması beklenmemelidir.
Benzer bir soruyu Kur"ân"ın indirildiği zamanlarda da bilim ve teknoloji yoktu; dolayısıyla onda da bu âyetlerin bulunması doğru mu? diye Kur"ân için soranlara da şu cevabı vermekteyiz: Kur"ân"da, bu tür konulardaki âyetlerde çok anlamlı kelimeler kullanılmaktadır. Çok anlamlılık söz konusu olunca bazı kelimelerin değişik zamanlarda değişik şekillerde yorumlanması da mümkün olmaktadır. Şüphesiz zaman ilerledikçe kelimelere yeni anlamlar ilave edildiğini söylemiyoruz. Sadece kelimelerde zaten bulunan farklı anlamların değişik yorumlara müsait oluşunu ifade ediyoruz.
Kur"ân"a bu anlamda bakıldığında insanın yaratılışından kâinatın yapısına varıncaya kadar pek çok örneğin Kutsal Kitabımızda bulunduğu rahatlıkla görülecektir.
Sonraki yazılarımızda sırasıyla insanın yaratılışı başta olmak üzere nasip olursa bazı örnek ayetleri bu sütunlarda sizlerle paylaşmaya çalışacağız.
Yüce Allah"ın kitaplarını ihmal etmemeye ve anlamaya çalışmanız dileğiyle O"nun engin rahmet ve merhametine emanet olunuz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.