Yüzsüzler
Sabah uyandığımda bir rüya gördüm: Kalabalıklar vardı. Ecüş bücüş yaratıklar ortalıkta geziyordu. Garip yollar, caddeler, pis kokulu çöplerle kaplanmıştı. Yarı tüketilmiş ve sokağa fırlatılmış bir ton çöpün kokusunu alamıyordu bu ecüş bücüş yaratıklar. Çünkü burunları yoktu. Sanki bu yığınların hiçbirine insan eli değmemiş gibiydi.
Her taraftan bir çığlık yükseliyordu. Çocuk çığlıkları, annelerin feryatlarına karışıyordu. Küfürler savruluyordu havada. Silah sesleri geliyordu dibimden. Doğaya ait bir tek yankı bile yoktu. Sanki doğa yoktu. Metalik gıcırtılar çınlıyordu bu dağlarda. Hayvanlar bağırıyordu. Hiç tepki sesi yoktu ama. Sanki kimse bu sesleri duymuyordu. Duymuyorlardı çünkü kulakları yoktu.
Caddelerde mağazalar vardı. Süslü püslü. Ama içleri boştu. Bize ait hiçbirşey yoktu. İsimleri okuyamıyordum. Çünkü anadilimden başka bir dil bilmiyordum. Yabancıydılar. Başka bir ülkede olmalıydım. Kıyafetler globalleşmiş, eşyalar ruhsuzlaşmıştı. Herşey donuktu. Sadece raflara uzanan renksiz ve amaçsız eller vardı. Sadece alıp sepete koyuyorlardı. Kimse birbirini tanımıyordu. Selam vermiyordu. Hiç kimse neler olduğunu görmüyordu. Çünkü gözleri yoktu.
Her taraf insan kaynıyordu. Yüzü olmayan bir sürü kafa vardı her yerde: Bu insanların kimlikleri yoktu!
Kolları sadece emir almaya hazır konumda bağlanmaya yarıyordu. Bir de ayakları vardı. Onlar da sadece istenilen yere gitmeye programlanmış gibiydi.
"Belki ağızları olsaydı..." diye geçti içimden. O zaman konuşabilirlerdi. "Niye?, İstemiyorum, Hayır!, Şunları yapmalıyım, ben buyum, siz kimsiniz?" diyebilirler, karşı koyabilirlerdi. Ama ağızları da yoktu.
Bu bir kabus olmalı diye düşündüm. Gözlerimi kapattım. Akşam olduğunda yeniden uyandım. Perdeyi açıp dışarı baktım. Karanlık iyice çökmüştü. Hiçbir şey göremedim. Sabah gördüklerim umarım sadece bir kabustu.
Sizce?..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.