23 NİSAN ÇOCUK ESİRGEME BAYRAMI

23 Nisan;

Milli Egemenlik;

Ve Çocuk Bayramı…

Devrimler…

Yazısız kurallar… ilkeler… 

Milli Egemenlik;

Devrim ilkelerindendir.

Değiştirilemez…

Değiştirilmesi teklif edilemez.

Ama büyük korku var!

Ulusal Millet kavramı;

değiştirilmek mi isteniyor?

Üç yıldır Egemenlik Bayramı ötekileştirilmiş;

Bir bayram törenleri için;

Eski parayla;

Trilyonlar harcanırdı.

Ağızlarda sakız vardı:

Kadın-erkek eşitliği…

Tek uygulama çıplaklık!

23 Nisanda vücut ölçüleri besbelli;

Kız öğrenciler çıplaklaştırılırdı.

Hele 19 Mayıs Gençlik Bayramı

Kadın-erkek eşitliğinin tek göstergesi;

Çıplaklık!

Kadın haklarının tek sloganı;

Çağdaş kadının tek göstergesi;

Alabildiğine çıplaklaştırılmış;

Zavallı Müslüman halkın çocuklarının;

Spor alanlarında çıplak mankenleştirilmiş;

Dansözleştirilmiş güzel sanat abideleriydi.

Kılavuzları da belliydi.;

Hem de savaş silahıydı;

Atatürkçülük!

Kemalizm ilke abideleri…

Çıplaklaştıranlar  haykırıyordu;

Ama sadece 23 Nisan…

19 Mayıs günü törenlerinde;

Atatürkçülüğü yaşatacağız!

Tek Kurtarıcımız Atatürk…

İşte Kemalizm'in canlı figürleri…

Diyorlardı.

Amma Bayram alanının desinatörleri;

Ya Bulgar komünist komita üyeleriydi;

Veya Macar komünist!

Bunlar ancak benim o günler duyduğum haberlerdi.

Bu törenlerden sonra icraat yoktu.

Hep slogan!

Hep slogan!

Hep palavra!

Hep ideoloji!

2023'ler asla duyulmazdı.

2023'ler hiçbir plan hazırlanamazdı.

Ne çılgın projeler…

Ne de Türk milletinin onuru!

Asla dillendirilmezdi.

Uçan kuştan medet beklerlerdi.

O zamanın slogancı…

Atatürkçü… Kemalist hükümetleri;

Tamamen palavracıydı.

Beş sende muhtaçtı.

İMF ne derse yapar;

iyi niyet mektubunu hazırlardı.

Borç… borç… yine borç vardı.

Değerli okurlarım;

Millet ikidir;

Ya İslam Milleti…

Ya da ulusalcılar.

Ulusalcı millet;

Birisi Atatürk'ün peşindekilerin;

Sloganlaştırdığı Atatürkçülük…

Kemalizm çevresindeki

Devrimci Milleti.

Bir de Ziya Gökalp'ın uyarladığı;

Turancılık…

Dokuz Işıkçılık çevresindekilerin;

Türk Milleti.

Şimdi geçen yıl;

Bayram yazımızda Sayın Devlet Bahçeli'nin;

Millet kaderini yazmıştım.

Şimdi de ötekilerin kaderini yazayım.

Değerli okurlarım;

Kaderi şöyle anlatırlar;

“bir milletin kendi kaderine hakim olarak,

kendi geleceğini tayin etme gücünü

elinde bulundurması demektir.

Yani bir milletin kendini idare etmesi,

İç görünüşü itibarıyla demokratik rejimi,

yani egemenliğin kayıtsız şartsız;

millete ait olduğunu ortaya koyarken,

dış görünüşü ile de milletin özgür…

bağımsız yaşamasını,

yani dışa karşı millet birliğini…

bütünlüğünü ifade eder.”

İktidar; kayıtsız şartsız millete aittir.

millet, kendisini oluşturan fertlerden ayrı,

onların üstünde bir kişiliğe,

bir iradeye sahiptir

ve egemenlik bu kolektif kişiliğe aittir.

İşte 23 Nisan'da yavrularımıza…

Daha doğrusu bizim çocukken;

23 Nisan Bayramında bize anlatılanlar buydu.

Ama kaderimizi Allah cc planlamış;

Başka kader düzenlenmesi şirk anlamı taşır.

Hz Peygamberimiz;

"Çocuklarınıza iyi bakınız! Onları güzel terbiye ediniz."

"Çocuğu güzel terbiye etmek…

ona güzel bir isim vermek;

evladın baba üzerindeki haklarındandır'.

Evlatlığı Usame bin Zeyd anlatır:

"Allah'ın elçisi beni bir dizine;

Hasan'ı diğer dizine oturtur;

bizi bağrına yaslayarak şöyle derdi;

“Allah'ım, bunlara rahmet ve mutluluk ihsan eyle!

Ben bunların hayır ve mutluluklarını diliyorum"
Peygamberimizin çocuklarla çocuk olup,

onlarla oynadığı görülmüştür.

Çocuğun ayakları kendisinin ayakları üzerinde;
“Çık, çık!” diyordu,

Çocuk;

ayakları Allah'ın elçisinin göğsüne basıncaya kadar tırmandı.

Sonra çocuğu öptü ve şöyle dedi:

“Ey Allah'ım;

bunu sev! çünkü ben bunu çok seviyorum"

Yine sevgili Peygamberimiz çocukları gördüğünde;
bineğinin önüne veya arkasına alırdı.

Öyle bir anayasa olsun ki;

Çocuk bayramlarında Allah'ın Milleti;

Hanif Milleti egemen olsun.

Haram Aylar'ı asla unutmayalım.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Salih Parlak Arşivi
SON YAZILAR