ANAYASA REFERANDUMU GİBİ!
İstanbul'da biraraya gelerek ortak açıklama yapan 120 sivil toplum kuruluşu, TBMM Genel Kurulu'nda olan yeni eğitim sistemi teklifine desteklerini bildirmiş. Hatırlıyorsunuzdur umarım 12 Eylül referandumu öncesinde de aynı STK'lar anayasaya evet oyu vermiş bir kısım sol da onları "Yetmez ama evet'le desteklemişti. Ne çabuk unuttunuz!
TBMM Genel Kurulu'na başlayan 4+4+4 eğitim teklifine büyük destek gelmiş. Okuduk ki, İstanbul'da önceki gün biraraya gelen ve aralarında TGTV, MÜSİAD, ASKON, İGİAD ve ENSAR Vakfı'nın da olduğu 120 STK adına yaptıkları ortak açıklamada, Meclis gündemine gelen yasa tasarısının Türkiye'de 'yeni bir dönemi başlatacağı' belirtilmiş ve "4+4+4 ile Türk eğitim sistemi dünya standartlarına kavuşacak" denilmiş. Vay canınaaa!.
Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı Başkanı (TGTV) Av. Hamza Akbulut, MÜSİAD Başkanı Ömer Cihat Vardan, ASKON Başkanı Mustafa Koca, İGİAD Başkanı Şükrü Alkan ve ENSAR Vakfı Başkanı İsmail Cenk Dilberoğlu'nun da katıldığı ve 120 STK'nın imzası bulunan ortak açıklamayı TGTV Başkanı Akbulut okumuş. Valla ne diyelim "yetmez, ama evet" haa!
MESLEKTAŞ
"2007 yılında gazetecilik mesleğimi Ortadoğu'da sürdürmek ve bu esnada Arapçamı geliştirmek için Suriye'nin başkenti Şam'a geldim. Bu kadim ve renkli şehirde yaşamaya başladığım ilk aylarda Brezilyalı Hacı İsmail'le tanıştım. Eski bir papaz olan Hacı İsmail'le sohbet ettikçe, hidayete erenlerin dünyalarına olan ilgim artarak devam etti. Dünyanın dört bir yanından gelen Müslimanların bulunduğu Şam'da, gün geçtikçe yeni muhtediler tanıdım..." diyor. Kim diyor? Adem Özkese diyor. Nerede diyor? "Cennete Otostop" adlı kitabının ön sözünde diyor. Artık hepimiz öğrendik. Suriye'de gözaltında bulunan gazetecilerden biri Adem Özköse. Üstelik hemşehrimiz. Çarşambalı yanii. Samsunlu meslektaşları hem Adem'in hem de kameraman Hamit Coşkun'un bir an önce salıverilmesini istediler. Konak Sineması önünde yaptıkları eylemde. Ve yukarıda alıntı yaparak sözünü ettiğim kitabı da dağıttılar meslektaş dayanışması içinde!..
KİTAP VE İKİNCİ EL
Ne kadar çok kitap okuduğumuz malûm. Üstelik Samsunumuzda. 19 Mayıs Mahallesinde bulunan Yılmaz Kitap evi Samsun'da ilk kez ikinci el kitap satışı yaparak gençlere kitap okuma alışkanlığını Kazandırmaya çalışıyor. Arkadaşımız Bekir Duran'ın haberinden öğrendiğimize göre; Yılmaz kitap evi sahibi Yılmaz Ergüven Oğlunun edebiyat öğretmeni olduğunu aslında bu fikri verenin oğlu olduğnu belirterek şöyle konuşuyor:'Yaklaşık dört yıldan buyana ikinci el kitap işi yapıyorum aslında diyeceksiniz ikinci el kitap olurmu demekki oluyormuş çevremizdeki çöp kutularına baktığımızda hep eski ve yıpranmamış kitapları görüyoruz bende çöpe atılan kitapları değerlendirmek istedim ve Öğrencilerin getirmiş olduğu ve ailerin kenara atmış olduğu kitapları toplayarak güzel bir kitap evi açtım kitap evimde yaklaşık kırk yıllık kitaplar bulunmakta ama normale baktığımızda ise samsun'da kitap okuma alışkanlığı yok ben burdan insanları duyarlılığa davet ediyorum ülkemizde ve ilimizde kitap alamayacak madur ailerin çocukları var kitapları çöpe atacaklarına o ailelere vermelerini rica ediyorum işallah birgün herkes kitap okuma alışkanlığına kavuşur"
ÜNLÜ AVUKATIN KAYBETTİĞİ TEK DAVA...
Ünlü bir futbolcu karısını öldürmekle suçlanıyordu. Futbolcu yakalanmıştı. Ama karısının cesedi ortada yoktu. Duruşma Amerikan filmlerindeki gibiydi. Futbolcu sanık sandalyesinde oturuyordu. Kucak dolusu parayla tuttuğu avukatı jüriyi ikna etmeye uğraşıyordu:
- "Sayın jüri, müvekkilimin suçsuz olduğuna yürekten inanıyorum.. Buna az sonra sizler de inanacaksınız.. Neden mi? Bakin, simdi 1'den 10'a kadar sayacağım ve müvekkilimin öldürdüğü iddia edilen karisi bu kapıdan içeri girecek..
1,2,3,4,5,6,7,8,9,10..."
Bütün jüri kapıya dondu. Kimse girmedi içeri. Avukat bir savunma dehasıydı; öldürücü hamlesini yaptı..
-"Bakın, siz de kadının öldüğüne inanmıyorsunuz. Çünkü hepiniz içeri girecek diye kapıya baktınız.. İste kararı verirken buna
güvenmenizi talep ediyorum."
Jüri, ünlü futbolcuyu suçlu bulduğunu bildirdi ve dava bu şekilde sonuçlandı.
Mahkeme çıkısında avukat, bayan jüri başkanına yaklaştı:
-"10'a kadar saydığımda siz de diğer üyeler gibi kapıya bakmıştınız. Neden böyle bir karara imza attınız?"
-"Doğru" dedi jüri başkanı; "Ben de kapıya baktım, ama müvekkiliniz kapıya bakmıyordu!"
(Teşekkürler Mustafa Bilik)
SEN SEN SEN SEN
sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen
O kadar üşendin ki yukarıdaki 'sen' kelimelerinin hiç birisini okumadın !
Bu yüzden aralarından birinin 'ben' olduğunu fark etmedin.
... Şimdi aradaki 'ben' kelimesini arıyorsun.
Hepsinin 'sen' olduğunu yeni anladın.
Sen zaten hiçbir zaman beni anlamadın..
(Teşekkürler Yakup Beyazer)
BAYRAM-LIK
Hayatına anlam katan her olay ÖZEL dir...
Seni yaşama bağlayan herşey aslında bir MUCİZE dir...
Önüne geçemeyeceğin tek şey KADER dir...
Bugün yaşadığın her şey dünden kalan SEBEPLER dir...
Ve aslında hayat dediğin yaşayabildiğin kadar GÜZEL dir...
Hayatın sana verebilecegi en güzel armağan tutabileceğin bir EL dir...
Bir insanin verebileceği engüzel armağan ise bir YÜREK tir...
(Sağolasın Bayram Ok)
KİRACI MISIN?
dünyada kiracı gibi değil
yazlığına gelmiş gibi de değil
yaşa dünyada babanın eviymiş gibi
tohuma, toprağa, denize inan
insana hepsinden önce
bulutu, makinayı, kitabı sev
insanı hepsinden önce
(Nazım Hikmet Ran-Teşekkürler Gülsüm Urfalı)
GÜZEL SÖZ
İnsanlar arkanızdan konuşuyorsa, onlardan öndesiniz demektir
(Anton Çehov)
HAVA TRAFİĞİ
Asker Temel paraşütle atlamış, aşağı doğru süzülmeye başlamış.
Birden aşağıdan yukarı üzerine doğru gelen arkadaşı Cemal'i görmüş.
Şaşırmış:
-Ula Uşağım, nerden celeysun?
Cemal:
-Cephanelikten..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.