Atakum ve sahil tahribatı
Dün Atakum Belediye Başkanı Metin Burma aradı. 17 Ocak tarihli köşe yazımla ilgili olarak. Yazımda sözünü ettiğim deniz dolgusu ile ile ilgili bazı konuları açıklığa kavuşturdu. Sayın Burma'nın açıklamalarını bu yazımda dile getireceğim
Sayın Burma, sahildeki tahribata çok üzüldüğünü, yolun ortadan kalktığını söyledi ve DHL'nin yaptırdığı balıkçı barınaklarının önüne koyulan T lerle ilgili olarak çalışma yapılmadığını belirtti. Burma çok önemli bir konuya dikkat çekmek için basının da desteğini almanın önemine inandığını , bu yolla kurumların önlem almalarını sağlayabilme umudunda olduğunu bildirdi.
Yazımda sözünü ettiğim Büyükşehir Belediyesi'nin yaptırdığı marina ilgili olarak da ilgili ve yetkili makamlar tarafından gerekli araştırmaların yapıldığı, tahribata engel olmayacak şekilde çalışmalar yaptırıldığı bilgisinin kendisine verildiğini söyledi.
Ve Eğlence Adası ile ilgili bilgiler verdi. Metin Burma, sahilde rüzgarın batıdan doğuya doğru olduğunu, buna uygun yapılanmaların tahribata neden olmayacağını ifade etti. Ve eksik bilgimi tamamladı. Eğlence Adası'nı 10 dönüm olarak yazmıştım. 100 dönüm olacakmış. Benim sözünü ettiğimden 10 kat daha büyük yani.
Ülkeler, teknoloji gelişiyor. Hayatımıza giren her yenilik başka bir değişim ve gelişimin habercisi. İnsanların gelişen ekonomi , teknoloji ve anlayışlarla beklentileri de artıyor. Bu artan beklentiler ve talepler de yenilikleri yaşama geçirme zorunluluğunu ortaya çıkarıyor.
Buraya kadar çok güzel. Teknoloji gelişiyor; talepler de , yeni sanayi kuruluşları, tüketim alanları ortaya çıkıyor. Kapitalizmin tüketici yaratma hırsı reklamlarla ve tanıtımlarla beynimize işlemeye başlayınca gözümüz bir çok şeyi görmez oluyor.
Önünde durulabilir mi? Bunu bilmiyorum ama bildiğim, en azından bir daha yerine gelmeyecek olan değerleri koruyabildiğimiz kadar korumak olmalı görevimiz.
Doğa, çevre, doğal yaşam yok oluyor hızla. Karadeniz ölüyor. Bu ölüm sadece bizden değil, Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerden de kaynaklanıyor. Sanayi atıkları denize atıldığında, denizde canlı yaşamın yerleştiği yerler doldurulduğunda ya da bozulduğunda hayat yok oluyor.
Yapılacak olan yatırımlar söylemde çok güzel , etkili, ihtiyaç. Ama ya doğa, doğal yaşam? Bunu da dikkate almalı. Benim dikkat çekmek istediğim de bu konuydu. sayın Burma her zamanki nazik üslubuyla düşüncelerini söyledi. Ben de burada yer verdim. kendisine teşekkür ediyorum. Eleştirileri okuyan dinleyen ve cevap verme gereği ve saygısını duyan biri olduğu için de kutluyor ve bu anlayışın tüm yöneticilerde olmasını diliyorum.
BAFRA BİLLBOARD DAVASINDA BERAAT KARARI
Bafra eski Belediye Başkanı Şükrü Neiş'in ve bazı Bafra Belediyesi bürokratlarının yargılandığı davada beraat kararı çıktı. 2 Bilirkişi raporu ve kapatılan şirketin 2886 Sayılı kanuna aykırı olarak ihaleye devam etmiş olması bile suç sayılmadı. Ve ilk hazırlanan iddianame ile bilir kişi raporunu okuduğumda, belgelere de baktığımda her şey açık seçik ortada idi.
Ama yargı böyle karar verdi. Yargıtay'a gidecek dosya büyük olasılıkla. Yargıtay ne diyecek merakla bekliyorum. Bir beklentim daha var Türk Milleti adına karar veren mahkemelerin kamu vicdanını yaralamamaları ve yargıya olan güveni sarsmamaları. Ve ben de yargıya, hakimlere savcılara güvenmek istiyorum herkes gibi...
Bafra davasını ve gelişmeleri izlemeye devam edeceğim. Memlekette İhale kanunları mı, yoksa başka kanunlar mı geçerli öğreneceğim. yasa ve yönetmeliklere göre iş yapanların yaşam mücadelesini kazanıp kazanmadığını ve gücü elinde tutan yönetimlerin hukuksuzlukları karşısında yargının tutumunu da.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.