Aydın İnsanlara İhtiyacımız Var
Gelişmekte olan bir ülke olduğumuz dillendiriliyor ancak geri kalmış ülke insanlarının özelliklerini taşımaktayız. Bunu en iyi örneğini görebileceğimiz kesim ise; ülkemizin aydınlarıdır.
2ayrı somut misal vermek istiyorum;
Geçtiğimiz günlerde bir üniversitenin öğretim görevlisi hatta prof. derecesine yükselmiş aydın olarak niteleyebileceğimiz kişi, öğrencileri kılık kıyafetlerinden ötürü okula almadı. İnatla bunu sürdürmesinin sonunda Türkiye'nin gündemi olmayı başardı.
Diğer bir örnek ise; bir imamın, camiye giren vatandaşın yakasında Atatürk rozeti olması sebebiyle camiden çıkmasını istemesiydi.
Tüm bunlara binaen, genel bir bakış açısı ile baktığımızda aydınlarımız,
Arayış içerisindeler,
Eleştirel bakış açısına sahipler,
Toplumsal düzene bakış açıları acımasız,
Üretmekten çok aktarıcı konumdalar
Tüm bu özelliklerin var olduğu, farklı etnik kültür ve ideolojiye sahip insanlar aynı coğrafya üzerinde demokratik biçimde nasıl yaşayabilir?
Yaşayamıyoruz zaten, birbiri ile laf yarışı yapmaktan öteye geçemeyen aktarıcı bir dil hakim milletin üzerinde
Halbu ki medeni insan 360 derecelik bakış açısına sahiptir. Medeni toplum olma yolunda adım atamamızda ki en büyük engel ise mevcut eğitim sistemidir. Türkiye'nin bugünkü eğitim sistemi ile bu bakış açısı kapalıdır.İçi boşalmış bir eğitim sistemi mevcut. Milli kültür, genel kültür,edebi kültür öğretilemiyor.
Gelecekte gelişmiş, bilinçli ve bilgili bir toplum için bugünün genç nesli eğitilmelidir.Bunun amacı, bugünün gençlerinin bilgili, kültürlü insanlar olması ve gelecek nesilleri eğitebilecek bir toplum oluşturmasıdır.Geleceğin aydın ülkesini kurmaktır. Ancak teorik anlamda bu şekilde önümüze konulan eğitim anlayışı, pratikte farklı uygulanıyor.
Eğitim kalitesinin yetersizliği artık en yetkili ağızlar tarafından konuşuluyor. Milyonlarca okuduğunu anlamayan, kültürel yapısı zengileşemeyen, analiz sentez yapma düzeyi düşük olan, bütünsel düşünme yeteneği gelişemeyen öğrenci kitlesi ile karşı karşıyayız.
Eğitim alt yapısının sağlam olmayışı tüm bu sorunların en temel kaynağı.
Bir üniversite öğrencisi bugün Türkçe'yi dahi konuştuğu gibi yazmaktadır. İlköğretim zorunlu eğitim, binlerce lise var, fakat Türkiye toplumu tarih,sanat, edebi alanda yol kat etmiş durumda değil.
Eğitim sistemimiz, önyargıların çukurunda kalmış, milletin dogmaları doğrultusunda rotasını çizmektedir.
Hal böyle olunca bir çok Türk isminin başında prof. Dr. Yazmasının bir katkısı olmuyor.
Bir ülkenin mevcut durumunu ve geleceğini anlamak için, o ülkenin okullarına bakmak yeterlidir .
Şu kadar lise açtık, şu kadar öğrenci yetiştiriyoruz gibi nitelikten yoksun popülaritenin esiri olmuş söylemlere yöneltilecek en doğru soru şudur; Ne okutuyorsun, Nasıl insan yetiştiriyorsun?
Bir toplumu rezil etmek isteyenler toplumun tümüyle uğraşmazlar, okullarını batırırlar ve böylece toplumun tümü batar Toplumumuzun ayakta kalması için gerçek, aydın insanlara ihtiyacı var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.