Bilmediklerimiz ve İlk Kız Meslek Okulu
Şehrimiz Samsun la ilgili birçok kitap var. Rum"undan ermeni sine birçok yapıtların bilgileri sayfa sayfa verilip, fotoğraflanmıştır. Ne var ki ecdadımız Osmanlıya ait eserler gözden kaçırılmış, bu konuda bilgi kirliliği giderilememiştir. Okuduğum ABDULHAMİD"İN Kurtlarla Dansı isimli kitabın 233 sayfasındaki bir bilgidir. Muhtelif sebeplerle birçok kere girip çıktığım Samsun merkezindeki, BOZKURT okulu olarak bilinen yerin, ilk kuruluşu ile ilgilidir. bu konudaki bilgiyi aynen sütunuma alarak nakletmekte fayda görüyorum.
Selçukluların kurduğu ve Canikoğulları idaresindeyken Osmanlı Devleti"ne intikal etmiş bulunan Samsun" da ilk KIZ OKULU, Sultan Abdulhamid"in Osmanlı devletinin başında olduğu , 1898 yılında Milli Eğitim Bakanlığı "nın girişimiyle açıldı. Pazar mahallesinde Zübeyde Hanım bağı denilen arsa bakanlık tarafından satın alınmış ve Merkez İnas Mektebi adıyla üç sınıflı olarak öğretime başlamıştır. (adı sonradan Bozkurt Okulu olarak değiştirilmiştir.) Bakanlık tarafından gönderilen Samsun"un Feride"si İKBAL Hanım adındaki genç ve ciddi bir öğretmen kayıtları yapar. İlk olarak süvari yüzbaşısı Şemsettin Efendi"nin kızı Salise Hanım, Sâdiler Tekkesi şeyhi Mehdi Efendi"nin kızı Besime Hanım ve Hamalbaşıların kızı Emine Hanım okula kayıtlarını yaptırırlar.
Özellikle bir Şeyh"in kızını mektebe kaydettirmesi, dindar Müslüman halkın rağbetini artırır ve çoğu hacı hoca çocuğu onlarca kız öğrenci kayıt için akın eder. İkbal Hanım"ın odasını, ilk önce yadırgayanlar olur, dedikodu çıkaranlar da olur. Ama kervan yola çıkmıştır bir kere. Okulda Kur"an-ı Kerim, tecvit, ilmihal, kıraat, imla, güzel yazı, matematik, dilbilgisi, faydalı bilgiler ve el hünerleri dersleri verilmektedir. Bir de Perşembe günleri Hoca Nine adında bir kadın okula gelip çocuklara ilahiler öğretirmiş. Bir tür müzik dersi yani. Zamanla okula bir de piyano hediye edilmiştir. Şehbender zade İlmi Bey"in annesinin hediyesi olan piyano sayesinde ileriki yıllarda okulda piyano ile müzik dersleri verildiğini de öğreniyoruz.
Böylece ABDÜLHAMİD HAN devrinde küçük bir Anadolu şehrinde kızların okulla tanışmaları sağlanmış ve on binlerce hemcinsi gibi, Samsun lu kızlarda modern hayata katılmanın yollarını aramış, En çarpıcı örnek ise herhalde bu okuldan mezun olan Hatice Hanım"ın yıllar sonra aynı okula öğretmen olarak tayın edilmiş olmasıdır. İfadesiyle noktalanan bilgiyi ilgi çekici buldum. O zamanki yetkililerinde kızlarımız ve kadınlarımızın eğitilmesi, meslek sahibi olmaları yolundaki bu örneği alkışlamamız gerekir. Okulun internet sitesindeki bilgilere bu bilgilerinde ilave edilerek tanıtımının, geçmişte hizmet vermiş insanlarımıza bir vefa borcu olarak gösterme mizin kaçınılmazlığıdır.