Pazar Sohbetleri
Bu gün tatil olduğu için öğle namazından önce Büyük Camide vaaz hocalarının seçtikleri Konularla ilgili 1 saatlik vaaz veriliyor. Cami alışkanlığı olan Genç, yaşlı erkek ve kadın cemaatleri faydalana biliyor. Sütunlarımızın hayra vesile olması için İslam tarihinde örnek sayfalardan birini teşkil eden, Hz.İkrimenin Müslüman oluşundaki macerasını nakletmeyi uygun gördüm. Sizlerinde beğenisini alır ümidi ile .
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V) Mekke yi Fetih ettiğinde, kendisiyle hala mücadeleyi devam ettiren, dört erkek, iki kadın dışında herkesi af ettiğini ilan etmişti. Düşmanlıklarını devam ettiren bu altı kişinin yakalanmasını ve öldürülmeleri ferman buyurmuştu. Bunlardan biri' de Ebu Cehil'in oğlu İkrime idi.
İkrime bu fermanı duyduğunda haya tını kurtarmak için, gizliden bir yolunu bularak, Yemen' e giden bir gemiye bindi. Gemi yola çıktıktan bir müddet sonra sular kabardı, rüzgâr var gücüyle esmeye başladı, gök ile deniz nerdeyse birbirine karıştı, Gemi denizin içinde saman çöpü gibi bir o yana, bir başka tarafa dalgalarla savrulurken, gemidekiler bu dehşetli fırtınadan kurtuluş yolu kalmadığından, Gemi kaptanı yolcularına seslenerek, Arkadaşlar haydi her birlikte ALLAH (C.C) el açıp yakaralım. Başka çaremiz kalmadı diye seslenir. Eller semaya açılırken, Gemide bulunan İkrime kaptanın yanına zorlukla gelerek, "ey kaptan, samimi olarak yapmam gereken şey nedir diye sorar " Kaptan, bunu gerçekten samimi olarak mı soruyorsun, der.İkrime evet diyerek cevap verir.
Kaptan, "Allah'a inanacaksın, Allah'ın bir olduğunu ve Allah'tan başka İlah olmadığını tasdik edeceksin der.İkrime şaşkınlık içinde,Ben zaten bunları söylememek için buralara kaçıp geldim. Sözleri fırtınanın dehşetli uğultusu içinde uçup giderken, Kabede evvelce tapındığı odundan yontulmuş Lat ve Uzza' putlarının bir işe yaramayacağını, Bu dehşet ve çaresizlikten ancak Allah' in çare olabileceği, kanaatine vardı. Sırılsıklam olmuş elbisesinde kuru bir yer kalmamıştı, fırtına uçup savuruyor, Gemi ceviz kabuğu misali dalgaların üzerinde zorla hayata tutunabiliyordu.
İkrime; Ellerine semaya doğru açtı, " Allah'ım eğer beni bu fırtınadan kurtarıp, sağ ve salim karaya ayak bastırırsan, Muhammed'e gidip elleri ne sarılacağım ve beni af etmesini isteyeceğim" derken; deniz sakinleşti, fırtına duruldu, Gemi yelkenlerini şişiren hafif bir rüzgârla Yemen' e vasıl oldu.
İkrimenin hanımı Ümmü Hakim, kocasının af edilmesi için peygamberden söz alarak, Tıhame ye gider. İkrimeyi bularak bu müjdeyi verir. Bu haberi alan İkrime, çok sevinir, Gönlünde biran evvel Mekke' ye dönme arzusu kamçılanır, Eşiyle birlikte uzun bir yolculuktan sonra Mekke' ye varırlar. İkrime hiç vakit kaybetmeden Peygamberimiz (a.s.v.) ın huzuruna giderek af diledi, ve İslamiyet'i kabul ettiğini beyan etti ve Peygamberimize (a.s.v.) ma, Ya Resurullah ,Allah' a yemin ederim ki İnsanları Allah yolundan çevirmek için sarf ettiğim malın iki mislini, Allah yolunda harcayacağım. İnsanları Allah yolundan alıkoymak için katıldığım savaşların iki mislini de Allah için yapacağım" sözünü verir,
İkrime (r.a) bundan sonraki hayatında bütün gücünü ve varlığını İslamiyet'e hizmete sarf etti. Nihayet Yermuk savaşında Şahadet (Şehitlik) mertebesine erdi.