Yazı başlığı biraz uzun,şiirsel oldu.Abartılı bulabilirsiniz.Hoş,Bizler abartıya,mübalağaya bayılırız. Kıytırık bir olaydan, şehir efsanesi çıkarmak gibi engin hayal dünyamız vardır. Açın bakan Edebi eserlerimize,söz sanatları içersinde: “mübalağa,guluv ve iğrak” önemli yer tutar. Siyasetimizde de görülüyor.Geçenlerde Başbakan Erdoğan'ın ABD 'yi ziyareti ve Başkan Obama ile görüşmeleri aktaran gazete manşetlerini okuyunca abartıların daniskasını gördük.Neler neler yazılmış:”Tarihi görüşme !” “ABD'den Askeri Tören Jesti!” Doğu Sultanları gibi ailecek cumbur cemaat yapılan ziyaretin,kabinenin yarısına yakını vebasın ve işadamlarının katıldığı yolculuğun amacı; biraz siyaset,biraz ticaret,biraz da seyahat olunca, neresi jest bunun!!Abartı bulaşınca işin içine,dilin kemiği olmuyor.”İki saatlik görüşme bir saat uzamış!” “Son 10 yılın en önemli buluşmasıymış!”Esed'i Bitiren Zirve:6 maddelik plan!””Beyaz Saray Sözcüsü,Türkiye için “Güçlü Ortaklık Tanım”,yapmış!..Vay ki vay!. ABD'nin reel politiğinde ne payeler aldık.. Stratejik ortak mı,Model ortak mı ,BOP Eşbaşkanı ,Nato Müttefiki mi ?..Hepsi fasa fiso!!.. Olaya tarafsız ,objektif baktığımızda Ortadoğu'da ABD,İsrail ve İngiltere'nin çıkarları dışında kimseye boşuna “ paye” verilmemiştir.Bu tür iltifatlar,sahtedir.İki yüzlü siyasettin örneğidir. Türkiye'yi Ortadoğu cehennemine çekme amacına yöneliktir! Ali Bulaç bir yazısında :Birileri(bu ABD ve İsrail 'dir)Çin sınırından Mağrib'e kadar bu dünyanın tamamına(İslam coğrafyasına)ağır bedeller ödeterek sisteme boyun eğdirmek istemektedir. ” İşte yalın gerçek bu!.Beyaz Saray'da yapılan görüşmeler sonunda,iki Lişderin ortak açıklamalarında somut bir şey çıkmadı.Yuvarlak ifadeler.Soyut, abartılı, efsunkar sözler, kakara kikiri espriler..yani dağ fare doğurmuş oldu! Siyaseten :Reyhanlı,Boston olayları özdeşleştirirlmiş,benzeştirilmiş..Karşılıklı baş sağlığı dilenmiş.İyi de,bu iki olayın sebep sonuç ilişkisinde hangi ortak yön,amaç saptanabilmiş?Bizdeki gibi dış odaklı terör/istihbarat bağlantısı yok.Hangi mantık benzeştiriyor anlamak zor.Gösterilen jest, ağırlama, bayrak çekme,görüşmelerin uzama nedeni açıklanmazken,yapılanlar göz boyama ,sırt sıvazlamadan öte bir kıymeti yok. Ele alınan konulara gelince : Irak...Çözüm süreci...İsraille ilişkiler..Ortadoğu Barış süreci...ABD ve AB Arasında Serbest Ticaret Anlaşması...İran nükleer sorunu.Reyhanlı katliamı üzerine Suriye'ye ABD ile ortak bir Nato operasyon kararı ve kararlılığı çıkmadı.Koltuk altı dosyalarda kimyasal katliama ilişkin kanıtlar yok.Böyle olunca ,Libya'ya, Irak'a bindirmeye hevesli olan Müttefikler(!)Türkiye'nin başına açtıkları beladan rahatsız değiller. Esed gitmeliymiş! Kalsın diyen kim?Ama,nasıl gideceğini söyleyen yok.Ülkede demokratik ve temsil kabiliyeti yüksek bir Yeni Yönetim'in inşası için tam bir görüş birliği içinde oldukları açıklanıyor.Ama nasıl oluru yok!Mesela,Libya'da,Mısır'da ve Irak'ta oluşturulan demokratikleşme ve temsiliyete benzer,-etnik,mezhepsel ve dinsel -yapılaşma öngörülüyorsa bu Türkiye'nin yararına olmaz. Aksine sınırımızda bir ikinci Cehennem hattı kurulmuş olur.O yüzden mevcut durum hem ABD'nin ,hem İsrail'in işine gelecek bir durumdur.ABD ile Türkiye arasındaki “yakın ortaklığa”verilen önemin göstergesi:Sadece özel yabancı konuklara tahsis edilen Blair House'un gönderindeki ABD bayrağının yanına 53.Eyalet bayrağı gibi konumlandırılan Türk Bayrağı'nın çekilmesi olmamalıdır! Beyaz Saray ziyaretinden Suriye konusunda,Türkiye lehine siyasi tavır sözü alınmamıştır.Açıklanan 6 maddelik Plan'ın uygulanmasında ABD istekli görülmemiştir.Ölen ölür kalan sağlar bizimdir. Avrupa'nın göbeğinde Bosna'da,Afganistan'da ,Irak'ta aynısı yaşanmadı mı?Cumhurbaşkanı A. Gül' ün Reyhanlı ziyareti sırasında sarfettiği:”Bu olayın içinde ,dışında bir şekilde kimler bulaştıysa , kimler teşvik ettiyse hesabı sorulacaktır.”sözleri ,inandırıcı ve karşı tarafa caydırıcı gelmemektedir. Sanki,kim oldukları açık değil .Fantom'u düşüren,iki pilotumuzu şehit eden bilinmiyor mu? Suriye'ye/Esed'e uçak dolusu silah yedek parçaları gönderen”bulaşan”ülke bilinmiyor mu? Mavi Marmara baskınında 9 vatandaşımızı katleden İsrail'e karşı hangi hesap soruldu?

Bildik,duyduk içi boş laf bunlar.Halkımızın gerçekleri bilmeye hakkı var.Sultanvari ABD ziyaretinin asıl gündemi,yürütülen Barış süreci'nin ve 4 aşamalı İmralı/Kandil mutabakatının detaylarını Beyaz Saray'la paylaşmaktır.Türkçesi bu.Malum, PKK/Kürt sorunu ,Türkiye'nin terör sorunu olmaktan çıkarıldı.Terörle mücadelede Güvenlikçi politikalardanPKK tehdit algısından vazgeçildi.ABD ile bilgi paylaşımı,destek bu mihval üzeredir.Diğer konular dolgu maddesidir.Şu bir gerçek, Ortadoğu coğrafyasında “Barış ve İstikrar””Demokratikleşme” ABD'nin izni ve rızası olmadan olamaz. Filistinliler 65 yıldır topraklarına geri dönmeyi,özgür bir vatana sahip olmayı hayal ediyorken , birilerinin kalkıp Ortadoğu'da oyun kuruculuğa soyunma gibi ütopik dış siyasete, afra tafraya,hiç gerek yok!