Bu 'Bize her yer Trabzon' sözünü artık duymayanımız kalmadı..

Ortaya atanlar değilse de kullananlar için iki tür tercih söz konusu..

Birincisi ve makul olanı, 'Biz zaten hemen hemen her yerdeyiz. Hiçbir yerde yabancılık çekmiyoruz. Her yeri sahipleniyoruz' çağrışımı destekli iyi niyetli kullanım..

Buna karşılık söylenecek söz olmaz sanırım..

Bir de ikinci bir kullanım tercihi var ki, Trabzonlu olmayanı ayar eden..

'Biz var ya biz, her yerdeyiz. Her yer de bizim elimizde.. Biz ne dersek o olur. Aksi mümkün dahi değildir' ana temalı..

Fark etti iseniz aynı cümleden birbirine ne kadar uzak iki anlam da rahatlıkla çıkabiliyor..

Sorun şu ki;

Kavramlar karıştıkça ve tepkiler şekillendikçe kimin hangi niyetle söylediği de artık anlaşılamıyor..

Ama yurdum insanı tepki geliştirmekte hayli başarılı ya!

Başka şehirlerde durum nedir bilemesek de Samsun'da tepkinin şekli belli:

'Burası her yer değil, Şehr-i Samsun!'

Bu tepki şeklinin iyi niyetli ve kötü niyetli olarak adlandırılabilecek farklı kullanım tercihleri yok ama..

Karşıtlık hakim cümlenin her zerresinde..

'Sen öyle mi dedin, ahan ben de dedim, ne olacak!' vurgulu bir refleks geliştiriliyor bu cümle ile..

Bu tür toplumsal iletişim tercihlerinin vatana, millete, topluma ve sair bütün ortak paydalara hizmet etmediği akl-ı selim düşünen herkesin malumu ya..

Ambiansa kapılmak denen hadise, aslında bu tür sloganlarla hiç işi olmayan insanları bile zaman zaman etkiliyor..

Hani, şey gibi..

Aslında munis bir kişiliğe sahip olduğu konusunda herkesin müşterek kanaatleri olan birinin cinnet geçirip şarjörde ne varsa ve karşısında kim varsa saydırması gibi..

Yani; toplum bu tür sloganlarla ilerleme kat edemez, demek istiyoruz..

***

Tabii ki latife boyutunda bir sürü kelam edilecek, karşılıklı ince sataşmalar olacak..

Mesela Çarşambalının da hoşuna gideceği gibi:

'Bize her gün Çarşamba!'

Buyrun, buradan yakın, değil mi ama..

***

İşin en komiği nedir biliyor musunuz?

Bu 'Bize her yer Trabzon' sloganına karşılık üretilen 'Burası her yer değil, Şehr-i Samsun!' sloganının tanıtım materyallerini de bir Trabzonlu müteşebbis üretiyorsa!

Bakın o zaman nasıl gülmekten yerlere yatacağımıza..

Sahi herkes gülebilir mi bu durumda da!

Ne dersiniz?

Din adamları meyhanede..

Hayrettin Hoca Samsun Müftülüğü'ne atandıktan sonra ne yapacak diye merak ediyorduk..

Kendisine gelen çiçekleri Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağışladıktan sonra nihayet bombayı patlattı..

Samsun Müftülüğü oluşturulan 20 kişilik bir ekiple meyhaneleri dolaşarak içki içenleri irşada başlayacak..

Fıkra gibi ama gerçek, Hoca açıkladı..

"Kişiyi değil, yaptığı işi eleştirerek, İslam'ı anlatacağız" diyerek din eğitimlerini sadece camilerde değil, kahvehane ve meyhanelerde de yapacaklarını söylemiş..

Hayrettin Hoca'nın meyhaneleri dolaşacak ekibini iyi seçmesini tavsiye ediyoruz çünkü, meyhanedeki insanlar bu işten pek hoşnut kalmayacaklardır.. Hatta kendilerine İslam'ı, içkinin zararlarını ve kötülüklerini anlatacak din görevlilerine;

“Boş ver hocam ya, gel bir iki tek de sen at” diyebilirler..

Bıçak – Kılıç savaşı

Milliyetçi Hareket Partisi'nin ilçe kongreleri yapılıyor.. İl kongresi ise Haziran ayında.. MHP İl Başkanı Abdullah Karapıçak'ın “Bütün yerel yönetimlere talibiz” açıklamasını okuyunca aklımıza geldi..

Karapıçak yerel yönetimler seçimlerine kadar koltuğunu koruyabilecek mi?

Çünkü, geçtiğimiz dönem karşısına rakip olarak çıkan bir adayın bu kez daha fazla güçlenerek yeniden karşısına dikileceği ve bu sefer bu işi bitireceğini; Karapıçak'ı koltuğundan Kılıç farkıyla indireceği konuşuluyor..

Kendisine şimdiden bu uyarıyı yapalım dikkatli olmasını tavsiye edelim istedik…

Necdet Uzun Kimi uyarıyor?

Haber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Necdet Uzun, “Canik'te Hesaplar” başlıklı yazısıyla, AK Parti'nin Canik İlçe kongresi ile ilgili değerlendirme yapmış..

Uzun yazısında, AK Parti İl Başkanı Çetinkaya ile birlikte karşısındaki Osman Genç'in isimler üzerinde anlaşma sağlayamadığına değinerek birilerinin Canik'e kendi adaylarını 'Monte' etmek istediğini söylüyor..

Saflar netleşti gibi, kimin kiminle birlikte olduğu ortaya çıkmış durumda..

Monte etmeye çalışan kişinin kimliğini ortaya çıkaracak bir ip ucu da vermediğine göre, acaba bu monteci arkadaş kim ola ki!?

Necdet Uzun'un kime ne mesaj vermeye çalıştığını anlayabilen var mı?