Bir süre önce İstanbul Büyükşehir Tiyatrosu'ndan maaş alıp dizi dizi dolaşan,

Bir film setinden diğerine koşan,

Reklamlardan ayrı, seslendirmelerden ayrı ücret alan entel dantel tiyatrocular eylem yapmıştı.

Eylemin gerekçesi ise; oynanacak tiyatro seçim komisyonuna belediyeden bir ismin girmesiydi.

Dizi, film ve reklam çekimlerinden fırsat bulup lüks caddelerde güneş gözlükleriyle eylem yapan belediyenin maaşlı tiyatrocuları tam kamuoyunu kendine inandırıp, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ı geri adım noktasına getirmişlerdi ki;

Başbakan Erdoğan, olaya el koyarak, devlet ve belediye tiyatrolarını özelleştireceğini açıkladı.

Entel dantel tiyatrocular ise bu açıklamayla şoka girdi, eylemler bitti, sesler kesildi.

İşi özgürlüğe darbe olarak anlatan devlet maaşlı tiyatrocular Başbakan'ın 'özgürlük istemiyor muydunuz, işte size özgürlük' deyince ortadan kayboldular.

Artık ortalarda ne özgürlük isteyen tiyatrocu kaldı, ne de sesi çıkan kimse.

İş; maaş, kadro kaygısı olunca herkes 'özgür' köşesine çekildi..

Başbakanın tiyatro özelleştirme isteği de kamuoyunda olumlu karşılık bulunca her taraf süt liman oldu.

Bu kararı ayakta alkışlıyoruz, hem devletten maaş alıp hem de kendilerini sanat adamı olarak topluma lanse edip milletin iktidarlarına karşı olanların,

Darbecilerin dümen siyasetine girenlerin oyunları bozuldu çok şükür.

Şimdi sıra bir adım daha ötesine geçelim..

Devlet Opera ve Baleleri de acilen özelleştirilmeli..

Ve burada 'niiiiiiii diye bağırıp para alanların, bu kurumları Cumhuriyetin kurumları gibi göstererek yüksek maaş alanların saltanatına son verilmelidir..

Zamanın Kültür Bakanı Atilla Koç, obez bir balerinden bahsederek 'bu kiloyla bale olur mu' deyince kıyameti koparanlar, Bakan Koç'u her platformda sanat düşmanı olarak itibarsızlaştırmaya çalışanların sanırız bu aralar kulakları bol bol çınlıyordur.

Samsun'da durağa Büyük Camii yerine Opera ismi verenleri de göreceğiz o zaman.

Bakalım opera özelleştirilince, bu sanat aşığı operacılar, balerinler ne kadar daha bu işi yapmaya devam edecek…

Hatta Sayın Başbakanımız bu tiyatro ve bale binalarını da kendilerine hibe etsin.

Biz toplum olarak buna da bir şey demeyiz.

Ama onlar bunu da kabul etmez.

Çünkü devlete sırtlarını yaslamışlar ama işlerine karışırsan özgürlük deyip kıyameti koparırlar,

Zavallı devlet memuru da yüzde üç beş maaş zammı içi sokağa bile çıkmaktan korkar.

Özgürlük sanki sadece onlara mahsustur.

Sözün özü şudur ki; Devlet Tiyatroları, Belediye Tiyatroları, Operalar, Baleler sırtımıza yüktür.

Ve acilen özelleştirilmelidir.

Destek verilmesi gerekirse de toplumun değer yargıları ön planda tutularak destek verilmelidir.

Recai Külyutmaz…