19 Mayıs her gazete köşesinde yazıldı/çizildi.Eskiden ne idi,şimdi ne oldu.”19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik Spor Bayramı”durduk yerde değiştirildi.Doğrusu,ben bile şaşkınım.Doğru dürüst hatırlanır gibi değil.Bayram olmaya bayram'da neyin bayramı, onu hakkıyla bilen /hatırlayan yok.

ANAP zamanında adı değiştirildi.İçeriği,manası sulandırıldı.Eskiden bazı çevreler “baldır bacak !” diye ironi yapıldı,kutlama angarya sayıldı.İşi abartıp, salt “spor”a ağırlık verip, bayram gösterisi stadlara hapsedildi.Devletin okulları eğitime ara verip sadece “hazırlık provalarına “ hasreden bir anlayış getirildi.Televizyon yayını yoktu; halkın toplu eğlenceleri,festivalleri bir dönem büyük ilgi gördü.Köylerden akın akın insanlar gelirdi.Zaman değiştikçe , hayat zorlaştıkça ,insanımızın seyirlik zevki, şov algısı farklılaştıkça,Bayramlar da değişime uğradı.Tatilden sayıldı.

Ben,19 Mayıs kutlamalarının yöntem ve yönerge konusuna kulp takmam,Devletin bayramdan elini eteğini çekmesine birkaç söz söylemeliyim.Değişiklik,Hükümetin kültür politikasıdır,siyasi tercihidir, uygulama bence de yanlış ve zamansızdır.Ben ,daha ziyade 19 Mayıs'ın tarihimizdeki yeri ve önemi;Türkiye Cumhuriyeti 'nin kuruluş felsefesi,kurucu iradenin ürünü milli değerlerimizin değersizleştirilmesi, içinin boşaltılmasınaı,Amerikan popüler kültürünün etkisinde yozlaştırılmasına dikkat çekmek istiyorum.Gelecekteki ,kültürel aklımıza ne tür yansıması olur,ona bakarım.

19 Mayıs 1919'un üzerinden 93 yıl geçmiş.O günkü heyecen devam ediyor mu?Toplumsal bellekte ne izler bırakmış?Bize neleri hatırlatıyor?Öncesi ne idik ?Ne olduk?Bayramın getirdiği sevinç, coşku, gurur sürüyor mu?Sorulara verilecek cevap önemlidir....

Garip bir huyumuz var.”Kral çıplak !”dediler mi ,kendine söylenmiş gibi, eli apış arasında kaçıyor. Doğru, her yerde doğrudur.Böylesi bayramlarda ,kutsal günlerde laf olsun diye “Kral çıplak” denemez.Tarihi olayları,ezber bozacağım diye ters düz etmek, insanın asabını bozuyor.Yakın tarihimizle ilgili olay ve şahsiyetler üzerince bu tür densizlikler çok yapılıyor.Tevatüre dayalı,halk efsanesi dedikodu ile süslenerek tarihi hatalar, örtbas edilmeye çalışılıyor.Ya Cumhuriyet'e, ya Atatürk'e,ya mili kültürel değerlerimize fütursuzca saldırılıyor.

Osmanlı Padişahlarını kutsayan,onları dünyevi ve uhrevi alemin hatasız otoritesi sayan zihniyet krallığı,padişahlığı Cumhuriyete tercih etmezler.Ama,özgürlüğünü,birey olma haysiyetini yeni edindikleri kral,padişah,reis,lidere kolayca teslim ederler.Çünkü, şuur altında hala eskiden kalma nostaljik fenomeni yaşatmaktadır.Onun beyin hücrelerinde “Kurtuluş savaşı,Milli mücadele ,Cumhuriyet'in temel felsefesi,Devrimler,Türklük ve Atatürk “yoktur;ne zaman söz edilse, allerjisi depreşir ;Karamanlı cibilliyeti hortlar.Öbürlerinin yerine Vahdettin,Abdül Hamid,Damat Ferit,31 Mart, Meşrutiyet, Mondoros, Lozan,Azınlıklar,Soykırımlar ortaya dökülür.Kafasında hayali münazara platformu kurularak tartışır.Tartışma tek taraflıdır.Karşıt görüşe tahammül yoktur.

19 Mayıs 1919 gelene kadar; ta 1774'den 1918 kadar Türk milleti'nin ,Müslüman halkın üç kıt'ada “Haçlı ittifakı” karşısında neden Anadolu'ya sıkışıp kaldığı,etnik ve dini temelli ne tür soykırıma,sürgüne,muhacerete,kaçkına maruz bırakıldığını düşünmez,aklına getirmez. 19 Mayıs 1919'da 16 milyon km.vatan toprağından elde 780 bin metre karesinin kaldığını idrak edemez. Yüreği kan ağlamaz.Bu yaşananlara kimin ve kimlerin sebep olduğunu,aynı sebeplerin bir daha yaşanmaması üzerinde kafa yormaz,olayları particilik zihniyeti ile yorumlar..

Bilmez ki o tarihte,Dünya Müslümanlarının ancak %2.5 'i , 300 milyonun 10 milyonu, Prof.Dr. Ümit Özdağ'ın ifadesiyle:“...sadece Sakarya ile Aras arasında yaşayan Türkler özgürdür.Onlar da Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde ölüm kalım mücadelesi vermektedir.”Memlekette parti adını ağzına alacak babayiğit yoktur.Vatanın bağrında düşman hançeri,yoksul halkı,aydını ikiye ,üçe ,beşe bölünmüş. Kurtarıcı diye Mandacılar bekleniyor.”İngiliz Muhipleri cemiyeti”.. Merkezi Konya'da “İslam Teali Cemiyeti”; Diyarbakır'da “Kürt Teali Cemiyeti “hepsi ya İngiliz,ya ABD koynuna girmeye hazır.Yani,”ver kurtulcu” zihniyettekiler bunlar..İçlerined “Türk Wilsoncular!”, bile var;Mektup'la özgürlük dileyen,hayat süren leşler!

Padişahtan,halifeden,medet umanlar -Allah rızası için - 1.Cihan harbinde kıblesini şaşıranlara, İngilizlerin kucağında devlet hayali kuranlara,Anadolu Türklüğüne sırtını dönenlere iki çift laf etsinler ya! Edemezleeer!!!Koskoca Osmanlı sarayından silah kuşanıp ,işgal edilmiş topraklarda vuruşan bir iki isim söyleseler ya.Söyleyemezleeer!Nerde Şehzadeler, omuzu kalabalık Damatlar, Paşazadelerı, nerdeler?Onları savunmak size mi düştü!Hani yetimin ve öksüzün hakkı hukuku? Anadolu'da viraneye dönmüş evlerde dul kadınların hukuku!!

Bu kafayla gidersek,bu zihniyeti güdersek,yarım yamalak ,sığ bilgilerle tarihi yorumlamaya kalkarsak tarih tekerrür edecektir.Benim korkum bu!İngilizlerin “Böl ve hükmet”(divide and rule) olarak uyguladığı sömürge kuralı nasıl ki,Orta doğu'da İsrail'i kurdurduysa,aynı kirli oyun,bu sefer “Kürt devleti”ni kurdurursa hiç şaşmam. Benim hayretime giden Cumhuriyet'e,19 Mayıs'a ve Atatürk 'e ,kendi tarihine düşman zihniyetin , binbir zorluk ve yoklukla kurulan Cumhuriyet'in okullarında nasıl görev yapıyor,yüzü kızarmadan iki yüzlü davranabiliyor...

Bayramı kutlamış kutlamamış,pasta kesilmiş/kesilmemiş,hoplamış zıplamış,ip atlamış umurumda değil,ama benim isyanım ,nankörlüğe,hainliğe,çehaletedir.Gelecekte “Milli Bayramlar”ımızı Hıdırellez şenliğine /Nevruz kutlamalarına benzerse hiç şaşırmam!..

Yeni Anayasa'nın yazım süreçinde, içeriğine “Yeni Osmanlıcılık” izleri taşıyan hükümler konulacağı akla gelmektedir.Siyasal İktidarın her aldığı karara alkış tutan,her uygulamasına boyun eğen,ses çıkarmayan geniş bir kesim var ki,bunu toplumsal rıza ve ikna metoduyla yaptığını anlıyoruz. Sözde karşı çıkanların ise,”Muhalefet yok!” diye debelenenlerin“Yumuşak güç “ oldukları kesin; Zira bunların nerelere,nasıl sızdıklarını AKM'deki konferansında “Banu Avar” anlatmıştı..