Cumhuriyet Halk Partisi, 23 Mart’ta cumhurbaşkanı adayını belirlemek için ön seçime gidiyor.
Ön seçim kararı, parti içinde farklı tepkilere yol açtı. Kimi bu süreci demokratik bir hamle olarak görürken, kimi de bunun gereksiz bir tartışma yarattığını düşünüyor. Ama asıl mesele şu: Bu süreç, partinin iç dinamiklerini güçlendirecek mi, yoksa yeni ayrışmalara mı neden olacak?

Aday Kim Olacak?
Asıl merak edilen soru bu. CHP’nin içindeki hareketliliğe bakılırsa, Ekrem İmamoğlu’nun ismi bir adım önde. İstanbul’da kazandığı seçimler, özellikle 2019’da AK Parti’ye karşı yürüttüğü sert mücadele, onu doğal bir lider figürü haline getirdi. Hem tabanda hem de parti yönetiminde güçlü bir desteği var. Ancak siyasette her şeyin bir dengesi var. Mansur Yavaş da sessiz ama etkili bir figür. Kamuoyu araştırmalarında halen yüksek oy oranına sahip ve özellikle milliyetçi-muhafazakâr seçmenden de oy alabilme potansiyeli var. Özgür Özel’in kendisi aday olur mu? Bu pek olası görünmüyor ama siyasette hiçbir şey kesin değil. Bütün bu isimler arasında, CHP tabanı ne diyecek? 23 Mart’ta sandıktan çıkan sonuç, sadece CHP için değil, Türkiye siyaseti için de belirleyici olacak.

Erken Aday Belirlemek Avantaj mı, Dezavantaj mı?
Özgür Özel’in, “Erken seçimin adayı erken belirlenir” sözleriyle duyurduğu bu süreç, tartışmalı bir konu. Erken aday belirlemek, güçlü bir kampanya süreci başlatma fırsatı verebilir. Halkın gözünde o isim daha fazla görünür hale gelir, muhalefetin seçmeni adayla daha kolay bağ kurar. Ancak madalyonun öteki yüzü de var. İktidarın yıpratma kampanyaları için bolca vakti olacak. Hatırlayalım, 2018 seçimlerinde CHP’nin adayı Muharrem İnce, seçim kampanyasının başlarında oldukça popülerdi. Ama süreç ilerledikçe, karşı taraftan gelen sert hamlelerle yıpratıldı. Benzer bir senaryo yaşanır mı? CHP açısından bir başka kritik nokta da şu: Aday belirlendikten sonra parti içinde tam anlamıyla birlik sağlanacak mı? 2018’de İnce aday olmuştu ama parti içindeki destek tam anlamıyla arkasında değildi. Bu kez de benzer bir durum olursa, CHP’nin kazanma şansı azalır.

Sandık Ne Söyleyecek?
Şu kesin ki, CHP tabanı tarihi bir karar verecek. Eğer seçmen, adayını kendi belirlerse, bu hem parti içi demokrasiyi güçlendirir hem de seçmene moral verir. Ancak işin sonunda belirlenen adayın bütün muhalefeti etrafında toplaması şart. Çünkü tek başına CHP’nin oyları yetmeyecek. 23 Mart akşamı, siyasetin yönü büyük ölçüde belli olacak. Ama bir gerçek var ki, kim aday olursa olsun, önünde zorlu bir süreç var.